Sibel Atik / Ekonomist
İSTANBUL- Kibar Holding gelecek yıl bazı sektörlerde sürpriz atılımlara hazırlanıyor. Bünyelerinde kurdukları stateji geliştirme bölümünün raporlarına dayanarak, 2012 yılında gayrimenkul, turizm ve enerji alanlarında önemli yatırımlara hazırlandıklarını söyleyen ali Kibar, grubun bu ve diğer alanlardaki yatırımlarının gelecek iki yıl içinde 1 milyar doları bulacağını açıkladı. En önemli iş kolu demir çelik, alüminyum ve otomotiv olan Kibar Holding, bünyesindeki 20’ye yakın şirket ile iş dünyasının en etkin grupları arasında yer alıyor.
Bu yılı 3.8 milyar dolarlık bir ciroyla kapatacak olan grup, yakın zamanda kurduğu strateji geliştirme bölümünün yeni yol haritasıyla, önümüzdeki süreçte yeni atılımlara imza atmaya hazırlanıyor.
Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Kibar, “Çıkacağımız ve yeni gireceğimiz sektörleri belirliyoruz. Hükümetin yeni yatırımlar konusunda daha özendirici olması gerekir. Hyundai Türkiye’de yeni yatırım için yeni teşvikleri bekliyor” diyor. Ali Kibar ile yaptığımız görüşmede grubun özellikle turizm, enerji, gayrimenkul ve madencilik sahalarında yeni yatırımlara girişeceğini, iki yıllık süreçte toplam yatırımın 1 milyar dolara ulaşacağı bilgilerini alıyoruz. Ali Kibar, sorularımıza şu yanıtları verdi:
Ekonomist: Hemen her kurumda bilanço çalışmalarının yapıldığı bugünlerde 2012 ile başlamak gerekirse beklentiniz nedir?
Ali Kibar: Bu yılın büyüme rakamı belli oldu ve yüzde 8’in üzerinde bir rakam ortaya çıktı. Ben gelecek yıl Türkiye ekonomisinin yine büyüme kaydedeceğini ve bu anlamda yüzde 4.5- 5’leri göreceğini düşünüyorum. Hatta bunun üzerine çıkmaması için büyümenin kamunun biraz daha baskın kararlar almasını bekliyorum.
Avrupa bölgesindeki para birimleriyle ilgili son zamanlarda tartışmalar ön plana çıkıyor. O bölgenin belirli kararları er geç devreye koyması o daralan ekonomilerde yeniden bir hareket kabiliyetini daha istikrarlı hale getirecek.
2012 yılı için en önemli konulardan biri de 2B yasasının geçmesi, yabancılara mülk satışı durumu ve kamunun elindeki mallara ilişkin özelleştirme çalışmaları olacaktır. Bunlarla dış ticaret açığımızı dönemsel olarak fonlayabilme olanağını yakalarız diye düşünüyorum.
Hangi sektörde ciddi büyümeler bekliyorsunuz?
Tabii ki, depremin ardında konuşulan kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili yapılan değerlendirmeler inşaat sektörünün büyümesinin süreceğini gösteriyor. Hatta daha hızlı bir büyüme trendine bile girebilir. Çünkü depremden etkilenmiş binaların onarım çalışmaları sektörde ciddi bir canlılık yaratacak. Yeni binalar ve mevcutların güçlendirilmesi yaklaşımıyla inşaat sektöründe büyüme hızla sürecek.
Sizin bilançolarınızda durum nedir?
Biz orta vadeli plan hedeflerine paralel çalışmalar yapıyoruz. Tabii ki kurlardaki iniş çıkışlar en önemli konu, uzun vadeli bakış mümkün olmasa da beklentimiz kısa vadede yükselişte olsa da orta vadede mevcudun altına inecek bir dengeyi öngörüyoruz.
Krizin Hindistan ve Çin’e ulaşması gibi öngörüler var. Türkiye’ye olası etkilerine karşılık tüketicilere yapılan temkinli olma mesajlarına karşılık siz ne diyorsunuz?
Para birimi olarak bakıldığında ihracat pazarında Eurozone’un payı yüzde 45 gibi bir rakam. Avrupa para biriminde alınacak kararların gecikmemesi gerekir. Birçok ülke bu sistemden çıkmamaya gayret edecek bence.
TÜSİAD’da sanayi ve tarım komisyonu başkanısınız, bu alanlarda büyüme ne olur?
Bakınız sanayinin 35 milyar dolarlık bir ekipman malı yatırımı mevcut. Bu da önümüzdeki dönemde devreye girecek yatırımlara işaret ediyor. Bu büyüme anlamında önemli bir gösterge. Tarımda ise bazı bazı ürünlerde yeterince karlılığın olmadığını görüyoruz.
Biyoyakıt alanıyla ilgili enerji üretimi için yeni hammadde sağlayacak ürünler devreye girebilir. Öte yandan bazı yeterince işlenmemiş araziler var, ithalat ikamesini azaltacak teşviklerle bu araziler devreye girebilir.
Peki bu büyüme rakamlarıyla Türkiye yabancı yatırım için cazibesini sürdürecek mi?
Türkiye tabii ki önemli bir cazibe merkezi. Türkiye’de girişimci teşvikleriyle küçük ve orta ölçekli yatırımlar her geçen gün artıyor. Fakat yabancı yatırımda artış bekliyorsak belli teşviklerin gündeme alınması gerekiyor. Büyük ölçekli yatırımlar için temel teşvik politikaları devreye alınmalı. Buralarda yeterince netlik yok.
Ne gibi bir teşvik olabilir mesela?
Üçüncü ülke yatırımcısına mesela Avrupa bölgesine göre dezavantaj yaratmayacak bir vergilendirme sistemi olmalı. Avrupa’ya göre bu ülkelerin yaptığı ticarette yüzde 10 gümrük vergisi durumu var. Eğer bu ortadan kalkarsa daha geniş menşei yatırımlarla farklılaşma sağlanabilir ve bu yeni yatırımlara da vesile olabilir.
Bir öneriniz var mı?
Üçüncü ülkelerden buraya gelecek 250 milyon dolar üzeri yatırımlar için özel bir teşvik düşünülmeli. En azından, bu yatırımlar için alt yapı ihtiyaçları sağlanmalı. Bir takım maden mineraller bunların kullanımına tahsis edilerek yerli hammadde kullanımını sağlanabilir. Böylece katma değerli ürünlerin kendi ülkemizde üretilen ürünlere geçiş süreci sağlanabilir.
Sizin ortağınız Hyundai’nin Türkiye’ye yatırım planı var mı?
Tabii ki. Bizim de bazı yatırım planlarımız var fakat bu tip dezavantajların giderilmesini bekliyoruz. Bununla ilgili talepler Ankara’da konuşuluyor zaten.
Peki teşviklerle ilgili temaslarınızda sıcak mesajlar aldınız mı?
Hükümet kanadında bazı olumlu mesajlar var, fakat görüşler arasında farklılıklar da var. Bir takım sözlerin olduğunu söylemek lazım fakat bu sözlerin icraata geçmesi gerekir. Eğer bu sağlanırsa Türkiye’nin bir iki modelde daha etkin üretimle ihracat üssü olmasına sebebiyet verir.
Hyundai yatırım için teşvik mi bekliyor?
Hyundai Türkiye’ye yeni bir yatırım planlıyor ve bunun içinde teşvikleri bekliyor tabii ki.
Grubun 2012 için hedefleri ne?
Her işi kendi içinde değerlendiriyoruz. 20 şirketimiz var ve 3.8 milyar dolarlık bir ciro yapıyor grubumuz. 5 bin 200 kişiyi de istihdam ediyoruz. Her iş kolunda da belirli bir dinamizmimiz var. Kısa bir süre önce Kibar Holding bünyesinde strateji geliştirme bölümü oluşturduk ve belli sektörlerden çıkmamız gerekir mi gerekmez mi diye düşünmeye başladık. Hangi işlerde karlılık oranları ne diye bakıp çalışmalar yapıyoruz. Biraz zaman ayırırsak bu işlere de karar vereceğiz. Daha konsantre mi çalışmamız lazım diye düşünüyoruz.
Grubun yatırım planı nedir?
Bizim paslanmaz çelik alanında 350 milyon dolarlık bir yatırım planımız var. Ortağımızla birlikte bu alandaki çalışmalarımız 2013 yılında sonlanacak ve üretime başlayacağız. Türkiye paslanmaz çeliği şu an tamamen ithal ediyor.
Bu konuda hayata geçireceğimiz yatırım hem yerli ihtiyacı sağlayacak hem de Türkiye’yi bu konuda ihracatçı duruma geçirecek. İlk 200 bin ton, ikinci aşamada 400 bin ton, son olarak ise 1 milyon ton üretim planladığımız bu tesiste 1 milyon tonda cevher dönüşümü olacak. Yani yerli krom madenlerinin değerlendirilmesini de gündeme alacağız. Böylece grup olarak madencilik sektörüne de girmiş olacağız.
Diğer taraftan Dilovası’nda boyalı alüminyum ve sac ürünleri üretebileceğimiz bir tesisimiz var. Bu da 2012 sonunda veya 2013 başında deveye alınacak ve 80 milyon dolarlık bir yatırım. Enerji alanında etüt çalışmalarımız sürüyor. Ona ilaveten otomotiv sektöründe bazı düşüncelerimiz var. Elimizdeki bir takım arazi stoklarını değerlendirmek üzere çalışmalarımız var. Onları devreye alacağız.
Grubun ne kadar arazi stoğu var?
Net bir şey söylemek mümkün değil fakat, çok... İstanbul’da Anadolu yakasında bir otel projesi söz konusu olacak. Kartal’da ise dönüşüm projesine paralel sanayi arazilerinizde yeni uygulamalar yapacağız. Karasu tarafında çalışmalarımız var. Biz kademe kademe ihtiyaca binaen bazı çalışmalarımızı devreye alacağız. Açıkçası bu işleri belli bir aşamaya getirmeden de açıklamış olmak istemiyorum.
Enerji sektöründen söz ettiniz. Burada nasıl bir yatırım planlıyorsunuz? İlgilendiğiniz bölgeler var mı?
Grubumuzun şu ana kadar çok fazla işi oldu fakat biz de hiçbir enerji aktivitesi olmadı. Enerji çalışmaları henüz devrede değil, etüt aşamasında. Dediğim gibi işi bitirmeden açıklamak istemiyorum fakat şu kadarını söyleyebilirim ki, yeni tesis yatırımlarımızı da düşündüğünüzde aslında enerji anlamında çok da önemli tüketicilerden biriyiz. Birkaç sahada bazı çalışmalarımızı alt yapı sağlayarak hazırlıyoruz.
Yatırıma ayrılan belli bütçe var mı?
Bu yatırımların fonlaması kendi şirketlerimizden sağlıyoruz. Ama birkaç yıl içinde yapacağımız yatırımlar için 1 milyar doları aşan bir yatırım rakamını telaffuz etmek yanlış olmaz. İki üç yıl vadede 1 milyar doları aşacaktır yatırımlarımız.
Yaptığınız temaslarda bu yatırımların devreye girmesi konusunda ne tür destekler konuşuluyor, pozitif bir enerji var mı?
Sözel olarak evet , ama biz elimizde belgelerimizle olmayı arzu ediyoruz.
Uluslararası değerlendirme kuruluşu Fitch’in Türkiye’nin görünümünü pozitiften durağana çevirdiği bu dönemde yatırım için sizi motive eden nedir?
Biz bu yatırımları yapmamız gereken işler olarak görüyoruz. O nedenle elimizdeki bu çalışmaları götüren ekibin çalışma çıktılarına bakıyoruz ve belli ölçeği yakalayamadığınızda rekabette geri kalmamak adına yeni yatırımları gündeme alıyoruz. Bu doğrultuda çalışıyoruz.
Son olarak limancılıkta işler nasıl?
İskenderun limanı bildiğiniz gibi konteynır taşımacılığına açıldı. Önümüzdeki yıl biraz daha volümü artıracağız. İç Anadolu ve Doğu Anadolu’nun yüküne cevap verecek bir liman olacak. Bölgenin en derin yanaşma alanına sahip olması nedeniyle büyük konteynır gemilerinin yük alma indirme işlerine olanak sağlayan bu limanı daha aktive edeceğiz. Bir de Adapazarı Karasu tarafında da yeni bir liman çalışması olacak. Burada kurmayı düşündüğümüz tesislerin elleçlemesinin yapılabileceği hem tesis hem liman projesi bu.
İstanbul’a en yakın Karadeniz sahilindeki lokasyon olacak. Orada bayağı entegre bir proje düşünüyoruz. Türkiye için çok önemli bir çalışma olacak.
ÜRDÜN’DE İNŞAAT MALZEMESİ FABRİKASI KURUYOR
Grubun yurtdışında bir tesisi olmadığını fakat ilk adımı Arap baharının yaşandığı günlerin ardından Ürdün’de attıklarını söyleyen Ali Kibar, “Ürdün’de inşaat malzemesi üreten bir tesis gündemde. Demir çelikte haddeleme değil de orada bazı ürünleri üretmeye yönelik bir yatırım olacak bu. Buradaki bilgi becerimizi o ülkeye de taşıyacağız. Arazimizi aldık ve çalışmalara başladık” diyor.
“TÜSİAD’DA BAŞKANLIĞA ADAY DEĞİLİM”
Son günlerin gündem maddelerinden biri de ocak ayında yapılacak TÜSİAD’daki başkanlık seçimi. TÜSİAD’ın etkin isimlerinden biri olan Kibar’a aday olup olmadığını da sorduk Cevabı netti.
“Aday değilim. Kendi angajmanı içinde olduğum, konuştuğumuz üzere grubumuzun planladığı önemli çalışmaları var. Sivil toplum çalışmaları ise ciddi zaman istiyor. 5 yıldır TÜSİAD’da değişik konularda katılımcı olmaya çalıştım, zaman, emek harcadım. Biraz da kendi işlerime konsantre olmaya ihtiyacım var açıkçası. Arkadaşlar nezaket içinde oluyorlar fakat ben benim için son dönem olduğunu ilettim. Bir koltuğu uzun süre bloke etme taraftarı değilim” diyor.
“YERLİ OTO İÇİN İYİ BİR AŞÇI LAZIM”
Sormadan olmaz, yerli otomotiv ile ilgili Bakan Nihat Ergün’ün “Boeing istemiyoruz, alt yapısı olan iş istiyoruz” çıkışına karşılık yaşanan süreci de sorduk Ali Kibar’a. Yanıtı şu oldu:
“Un var, yağ var şeker var ama iyi bir aşçı lazım. Aşçımız yok. Mutlaka iyi ölçümleyebilen bir takım tecrübeleri olan müteşebbisin liderliğinde olmalı bu iş. Sanayicilik bunu yap demekle olmuyor. Kredibilitenizi, bilginizi becerinizi, ortaya koyuyorsunuz, sizinle çalışanların yetenekli olması gerekiyor.” Üzerinde çok düşünülen bu konuyla ilgili grubun nihai kararını sorduğumuz Kibar, henüz karar vermediklerini ve enine boyuna ölçümleme çalışmalarının sürdüğünü aktardı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.