BODRUM – Bodrum’un en güzel noktalarından birinde konumlanan “Kempinski Hotel Barbaros Bay” yeni sezon için ekibini daha da güçlendiriyor. Kusursuz bir hizmet anlayışı ile faaliyet gösteren otel deneyimli ekibini, bünyesine yeni çalışma arkadaşları katarak genişletiyor. İnsan kaynağına her zaman öncelik veren, yatırım yapan Kempinski Hotel Barbaros Bay Bodrum, çalışanlarını odağına alan uygulamaları ve ödüllendirme sistemleri ile ‘çalışan markası’ olmaya devam ediyor. Otelin en dikkat çeken uygulamalarından biri olan otel gelirlerinin %10’unun çalışanlara eşit olarak dağıtılması yenilikçi ve dikkat çeken uygulamalar arasında yer alıyor.
Ege Denizi’nin benzersiz mavisiyle yeşilinin buluştuğu atmosferinde misafirlerine eşsiz bir deneyim sunan “Kempinski Hotel Barbaros Bay”, bu konuda en büyük rolü üstlenen ekibinin gelişmesi, mevcut çalışanlarının yeteneklerinin geliştirilmesi ve mutlu çalışması için gerekli uygulamalara imza atıyor.
Kempinski Hotel Barbaros Bay Bodrum Genel Müdürü Mehmet Ferman Doğan hizmet sektöründe çalışan ekibin önemine vurgu yaparak ‘Sektörümüz insanı önceliklendiren, hizmete dayanan bir sektör. Gerekli altyapıyı sağladıktan sonra, en büyük farkı yaratacak detay insan unsuru. Yeni sezon yaklaşırken deneyimli ekibimizi aramıza yeni katılacak isimlerle daha da genişletmeyi hedefliyoruz, bünyemize her pozisyonda yeni ekip arkadaşları ekleyerek büyüyoruz. Biz insan kaynağımıza yatırım yapıyoruz, onların gelişmesi konuklarımızla olan
ilişkilerine yansıyor. Başarı için çalışanlarımızın iyi şartlarda olmasını, takdir edilmesini, karar alma süreçlerine dahil olmalarını, hak ettikleri pozisyonlara ulaşmalarını ve deneyimlerin ekibimize aktarılmasını önemsiyoruz. Geleceğin liderlerini yaratmak hedefiyle bu konudaki çalışmalarımız her yıl gelişerek sürüyor. Artık çalışan ve çalışma ortamı dinamiklerinin çok değiştiğinin farkındayız ve bu bilinçle hareket ediyoruz. Çalışma düzeni geçmişte olduğu gibi 9-5 saatleri arasında, ofiste, şirket ekipmanlarına bağlı kalarak ilerlemiyor, günümüzde herkes zaman, mekân ve ekipman sınırlarına hapsolmadan daha esnek biçimde çalışabilme imkanına sahip. Dönüşen çalışma ortamı performans odaklı, kendi hedeflerini koyabilen, bilgiyi paylaşabilen, liderlik vizyonu taşıyan, teknolojiyi her yönüyle etkin biçimde iş süreçlerine katabilen ekip üyelerinden oluşuyor. Eğitimlerin önemi her sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde de artıyor. Biz de bu dengeleri göz önünde bulundurup süreçlerimize entegre ediyoruz’ dedi.
Yapılan araştırmalar çalışana ulaşmanın güçleştiğini ve çalışan beklentilerinin değiştiğini gösteriyor
Son dönemde yapılan araştırmalar kaliteli iş gücünü çekmenin ve korumanın şartlarında değişiklikler meydana geldiğini gösteriyor. Bulgular, enflasyon, yeteneği çekme ve elde tutma konusunda yaşanan zorlukların, şirketleri ücretlendirme politikaları konusunu yeniden değerlendirmeye yönelttiğini gösteriyor. Çalışanların yüksek enflasyon ve ekonomik koşullar sebebiyle %70’ler seviyesinde mevcut işyerinde çalışmayı tercih ettiği bu dönemde çalışana ulaşmak daha da güçleşiyor. Bu durum işverenlerin kaliteli iş gücünü çekmek ve korumak için ek uygulamalara ve avantajlara başvurması ihtiyacını doğuruyor. 2022’de Avrupa’da ve Türkiye’de yapılan ‘Enflasyon ve Ödül Aksiyonları Araştırması’na göre potansiyeli yüksek olan çalışanı diğerlerine göre daha yüksek ücretlendirmek, işyerindeki esnekliği artırmak, eğitim fırsatları sunmak, prim ve bonus uygulamaları, ödüllendirmeler verimli çalışanı şirket bünyesinde tutmak için yapılan uygulamalar arasında yer alıyor.
Yine yapılan araştırmalar Covid-19 sürecinin çalışma ortamına adeta yeni bir düzen getirdiğini, çalışanların kesinlik ve kararlılık, işverenlerin ise netlik ve işe yönelik ilginin sürekliliği yönünde bir beklenti içinde olduklarını gösteriyor. Mercer tarafından 2022 Kasım ayında Türkiye’de gerçekleştirilen araştırmaya göre eski çalışma anlayışları artık amaca hizmet etmiyor. Her iki çalışandan biri sadece para için çalışmadıklarını belirtiyor, organizasyonlara duyulan güven artış gösteriyor. Çalışanların %82’si ise çalıştıkları şirketlerin topluma karşı sorumluluklarını yerine getireceklerine inanıyor. Türkiye’de yöneticilerin %33’ü daha insan odaklı organizasyonları hayata geçirmek için çalışıyor. Aynı araştırmaya göre yöneticiler %96 oranında çalışan odaklı bir iş ortamına inanıyor, %63’ü doğru işe doğru kişinin atanabilmesi konusunda endişe yaşıyor, %66’sı yetersiz işgücü yaşayabileceğini, %56’sı iş gücünün yeterince işe odaklanmamasından dolayı yaşayacağı problemi düşünüyor. Çalışanlar artık şirketler için çalışmak değil, işverenlerinin kendileriyle birlikte çalışmasını istiyorlar. Dünyada da baş gösteren çalışan sayısında yetersizlik konusu verimli ve yetenekli çalışana ulaşma ve çalışanını korumanın değerini her zamankinden daha önemli hale getiriyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.