İSTANBUL- Terör saldırıları VE darbe girişiminden olumsuz turizmde ciroların ortalama yüzde 20 ila 50 düştüğü belirtiliyor. Yıldız yatırım alanı olan yeme-içme sektörü zor günler geçiriyor. Huqqa’nın kurucusu ve Atasay Yönetim Kurulu Başkanı olan Cihan Kamer’e göre bu oranlar "fine dining" olarak adlandırılan en üst segmentte geçerli.
Habertürk'ten Meltem Ersoy, Cihan Kamer ile konuştu.
Kamer “Evet, hedeflerin altında kaldık ama bu yılı başa baş bitirmek bile başarılı” derken, yıl bitmeden beş yeni markayı kuracaklarının da haberini veriyor. “Yatırımları durdurmadık,” diyen Kamer, telaffuzu Hokkabaz’ı andıran Huqqa-Base şapkasının içinden çıkacak 5 yeni gıda markasının detaylarını ve yılı nasıl tamamlayacaklarını anlatıyor:
Yeme-içme sektörü açısından kötü bir yaz, siz nasıl yönetiyorsunuz bu sezonu?
Yatırımları durdurmama ve hatta yeni yatırımlara yelken açma kararı aldık. 5 tane yeni marka yaratacağız. Herkes mevcut markasını koruma derdindeyken biz yeni marka yaratacağız. Yönetim kurulu kararı aldık, durduralım, bekletelim demeyeceğiz. Yurtdışında da yemeiçmede baktığımız lokasyonlar var. Bunun peşinden gideceğiz.
Neden beş marka ve nasıl farklılaşacak birbirinden?
Yurt içindeki planımız şu: Hokkabaz telaffuzunu andıran Huqqa-Base diye bir çatı konsept ve şirket yaratıyoruz. Ulaşılabilir lüks olarak tabir edilen segmente gireceğiz. Daha küçük alanlarda, daha hızlı sirkülasyona açık, daha yöresel markalardan oluşan bir mutfakla geleceğiz. Bu çatı altında, Guzucu Quzucu olacak. Ayrıca Şiş Qebap, Qurabiye, Balıq Ekmek, Şarqüteri markalarını yaratıp bir Q grubu kuruyoruz. Huqqa-Base’ın altında bu markalar ve mutfaklar. Hepsi ayrı konseptle ayrı ayrı büyüyecek. Mesela Şiş Qebap bir dürümcü gibi olacak. Bir kebap lokantası değil. Dürümcü olarak zincir haline gelecek. Türkiye’de bu alanda marka olmuş zincir yok. Biz 12-15 TL’ye dürüm satacağız. Bu yaratacağımız markalarla ucuz fiyatla, güzel ürünler sunan zincirler oluşturmak istiyoruz. İlk Huqqa-Base’ı Ataşehir’deki Water Garden’da açacağız, tüm bu markaları orada göreceğiz. Daha sonra her yere yayacağız.
Kaç nokta hedefliyorsunuz?
2017 yılında en az 50 tane Şiş Qebap olacak. Her markanın farklı hedef noktaları var. Quzucu’yu Suudi Arabistan’a götüreceğiz, 2017’de 20 tane Quzucu olacak orada. Ortaklı ilerleyeceğiz. Şimdiden 10’a yakın talibi var.
Lüks segmentte azımsanmayacak oyuncu var, hele turistler çekilince çok zarar gördüler. Orta segmente inmeye bu mu yönlendirdi sizi?
Burada pasta tabii çok büyük. Bir kebap restoranında 40-50 TL’den aşağı karnınızı doyuramazsınız. Türkiye’de bu tüketim kategorisinde harcama yapabilecek kişi sayısı, atıyorum, 1 milyonken, bizim yol alacağımız segmenttekilerin sayısı 20 milyon olacak. Pastanın ucu bucağı yok. Bunu Türk markalar giyimde çok güzel yaptı ve çok büyüdü. Aynısını gıdada yapmak istiyoruz.
Lükste kârlılık daha iyi değil mi?
O zaman çikletten hiç para kazanmamanız lazım. Hedef kitlemizi daha geniş tuttuk, büyüyerek para kazanacağız.
"En büyük sıkıntı arapların gelmeyişi"
Bu yıl hedefleri revize ettiniz mi?
Mecbur kaldık. Yılbaşında gıdada bire bir büyüme hedefi yüzde 30-40’tı. Kuyumda yüzde 15 büyüme hedefliyorduk. Yaşanan talihsizliklerden sonra bütçeleri revize ettik. Bu sadece darbe girişimiyle ilgili değil, terör saldırıları bu süreci başlatmıştı. Haziran-temmuzda geçen yıla göre hedefin yüzde 35, tüm yılda da yüzde 15 gerisindeyiz. Yazın en büyük sıkıntı Arapların gelmeyişi oldu. Gıdada Ortadoğulu müşterilerin ciromuzdaki payı haziran-temmuz aylarında yüzde 40’lara çıkıyordu. Mücevherin de yüzde 15-20’sini oluşturuyordu. Bu sene yüzde 10’larda kaldı.
"Faizin içinde olmamayı seçeriz"
Başa baş bir 2016 geçirirken yeni marka ve yatırımları nasıl finanse edeceksiniz? Grup olarak hep özkaynakla hareket ederiz. İlkesel kararımız bu. Bankaya borçlanmamayı tercih ederiz, istisnai durumlarda mecbur kaldıysak borçlandık.
Banka ve faiz sistemine karşı olduğunuz için mi?
İki sebebi var. Mümkün olduğunca faizin içerisinde olmamayı tercih ederiz. İkincisi de en kötü günü defalarca yaşamış bir kurumuz bu ülke tarihinde. Hep borçlanmalar ve aşırı büyümeler nedeniyle batmalar oldu. Ayağımızı yorganına göre uzatan bir grup olduk. Hiçbir zaman da sıkışmadık.
"Alkolün ticaretini yapmam"
Açacağınız yeni mekânlar da alkolsüz mü olacak?
Evet, bunun matematiksel gerekçesi var: Çünkü hızlı tüketim lazım. Sadece dünya görüşüyle ilgili değil. Olayın ticari boyutu da var. Alkol tüketimine aracılık etmek istemem, kişisel olarak kullanırım kullanmam, benim bileceğim iş. Başkası içer içmez, beni ilgilendirmez. Ama ben ilke olarak alkolün ticaretinden para kazanmak istemiyorum. Kendim kullanabilirim, kendime zarar verebilirim, başkası kullanabilir, beni alakadar etmez. Herkesin kendi hayatı. Huqqa’ya Londra ve Dubai’de yer vermek istediler, ama ‘Alkol koyacaksınız’ dediler. Biz de gitmedik.
"Atasay’da 80 yılda yapamadığımızı gıdada 3 yılda başardık"
Mücevher ve yeme-içme işlerinizi kıyasladığınızda hangisinden daha memnunsunuz?
Bu soruya markalaşma açısından yanıt vereyim. Atasay markası günü geldi, Türkiye’nin mücevher ihracatının yüzde 20’sini tek başına yapan bir firma oldu. Çok fazla ülkeye ulaştı ve 80’inci yaşına yaklaşıyor. Buna rağmen dünya markası olma anlamında daha gidilecek çok yolu var, hâlâ bilinirlik anlamında bir dünya markası değil. Oysa gıdada, örneğin Huqqa markası, 3 yılda büyük bilinirliğe ulaştı. Özellikle Ortadoğulu müşteriler markamızı çok iyi biliyor ve kendi ülkelerinde de görmek istediklerini belirtiyorlar. Hatta bu anlamda ortaklık teklif edenler de çok. O nedenle Atasay’da 80 yıla yakın zamanda alamadığımız yolu almayı yeme-içmede üç yılda almayı başardık.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.