Borajet kendi pazarını yaratıyor…
Türk sivil havacılığının en büyük eksiği olan bölgesel hava taşımacılığındaki boşluğu doldurmak üzere kurulan Borajet, operasyonlarına son hız devam ediyor.
Türkiye’de ilk kez, uçuşun olmadığı bölgelere havacılık ve yolcu taşıma hizmeti veren Borajet, her geçen gün daha güçlenmesi ile hizmetine devam ediyor. Kuruluşunun henüz ilk yılı olmasına rağmen taraflı tarafsız tüm kesimlerden büyük ilgi ve beğeni görüyor. Ülkemize ilk kez ‘Bölgesel Havacılık’ sistemini ve hizmetini getiren genç havayolu firması kaliteli yönetim kadrosu ve ekibiyle de örnek olmaya devam ediyor. Şirketin yatırımcısı tam bir Türkiye sevdalısı olan Bilim insanı Yalçın Ayaslı. Ülkemize son derece faydalı bir uçuş sistemini getirerek büyük yatırım yapmış. Şirketin başına da Asker kökenli ve Türkiye’nin Kaptan Pilotlarından birisi olan Kadir Peker’i getiriyor. İşte kısa zamanda ki büyük başarılarında temelleri böylece atılmış oluyor. Kadir Peker Genel Müdürlük görevinin yanı sıra Borajet’te Kaptan Pilot olarak ta görevini başarıyla sürdürüyor. Dört Büyükler Spor ve Aktüalite Dergisi olarak yeni ancak kısa zamanda büyük başarıya imza atan Borajet’in Kaptan Pilotu ve başarılı Genel Müdürü Kadir Peker ile bir araya geldik.
Son derece nazik ve sevecen kişiliği ile bizleri karşılayan Kaptan Pilot Borajet’i anlattı.
Konuşmasına “Uçuşun olmadığı, havacılık hizmetlerinden istifade edemeyen şehirlere seferler düzenleyerek mevcut sistemin gelişimine ciddi katkı sağlamak üzere Borajet kurulmuştur” diyerek başlayan Peker, sözlerine şöyle devam etti, “Borajet Türkiye’deki havacılık hizmetlerinde rekabet eden değil, mevcut hizmetleri getiren ve geliştiren bir rol üstlenmiştir. Zonguldak ile Trabzon, Bursa ile Samsun, İstanbul ile Edremit-Burhaniye arasında yaptığımız uçuşlar, bu bağlamda en güzel örneklerdir. Filomuza son olarak ‘Hava Taksi’ hizmeti vermek üzere Bombardier firmasının Global Express XRS uçağını eklemekten mutluluk duyuyoruz. Türkiye’de sadece iki benzeri olan yüksek performanslı bu jet, 14 kişilik ve 12500 menzili sayesinde Türkiye’den Amerika’ya direk uçabilme özelliğine sahip. Borajet şuan da 4 uçakla hizmet vermektedir. Bu dört uçağımızın yanına önümüzdeki günlerde yeni uçaklar eklenecektir” diye konuştu..
Daha çok eksik var.
Borajet Kaptan Pilotu ve Genel Müdürü Kadir Peker, Bölgesel Uçuş anlamında Türkiye de büyük bir eksik olduğunun altını çizerek konuşmasını şöyle sürdürdü, “Bu yatırımı yapmadan önce çok insan kafa yormuş ve emek harcamıştır. Sonuçta bu çok ciddi bir yatırım. Uçakların küçüklüğünden, görüntüsünden dolayı bir takım ön yargılar olabiliyor. Uçaklarımız 66 kişi taşıma özelliğine sahip. Bana göre Türkiye de konuşulmayan bir konu var oda nedir? Her yere uluslar arası havaalanları yapmaya gerek yok. Çok lüks bir yatırım olur. Bugün her şehrimiz aynı nüfusa sahip değil. Örneğin bugün Zonguldak, Kastamonu belli bir potansiyele sahip. Bu tür bölgelere günde bir veya iki uçak kaldırırsın, ama İstanbul’a günde 400 tane uçuş yapılıyor. Neden? İstanbul bir şehrin ötesinde bir ülke potansiyeline sahip. Dolayısıyla az potansiyeli olan bölgelere bir Atatürk havaalanı yapılamaz. Bu bölgelere büyük paralarla havaalanları yapılacağına daha uygun paralarla ihtiyacı giderecek havaalanları yapılabilir. Bundan hareket ederek medeni ülkeler şöyle bir yöntem geliştirmişler. İstanbul gibi büyük şehirlere büyük havaalanları yapmışlar, küçük şehirlere de küçük havaalanları yapmışlar. Bu bölgelerde de bizim kullandığımız uçakları kullanmışlar. Çünkü bizim uçaklarımız çok kısa pistlere inebilen, yolcu sayısı az olan uçakları kullanmışlar. Ülkemizde hiç kimse bir şeyi yaratmıyor şu anda. Keşke biz ülke olarak bu teknolojinin öncüsü olsaydık ta onlar bizi örnek alsalardı. Bu sistemi ben yaptım diye bir şey yok. Bu sistem zaten vardı ve yapılıyordu. Biz bu var olan sisteme Türkiye de öncülük ettik. Bu anlamda ülkemiz çok büyük bir potansiyele sahip ve daha çok açık var. Belki zamanla başka şirketlerde bölgesel uçuşlar düzenleyeceklerdir. Bugün ülkemizin birçok yerine uçuşlar düzenlenemiyor. Zonguldak, Kastamonu gibi şehirlerimizin insanlarının bu gibi hizmetlerden yararlanamaması ne kadar acı bir şey. Onların hakkı yokmu? O insanlar karayoluyla 6–8 saatte İstanbul’a, Ankara’ya gitmek zorundalar mı? İşte biz şu anda bunu tersine çevirmek için mücadele veriyoruz. Onun için bu anlamda küçük şehirlerimize potansiyeline uygun havaalanları yapılmak zorundadır. Ancak bu havaalanları inen yolcuyu güvenli şekilde evine ulaştıracak alt yapı ile beraber olmalıdır” dedi.
Uçak en güvenli ulaşım aracıdır
Yolcular tarafından kendilerine en çok sorulan sorular arasında uçuş güvenliği olduğunu belirten Kadir Peker, bu konu hakkında ise şunları söyledi, “Türkiye Avrupa Havacılığına tam üyedir ve böylece, Avrupa havacılık kurallarına imza atmıştır; bunu da devlet güvencesine almıştır. Şirketler, uçaklarının üzerindeki her parçanın kullanıma ve zamana dayalı ömürlerini, bakım ve parça programları ile çok ciddi bir şeklide takip etmektedir. Dolayısıyla eksik işlem ve ihmal yapamazlar. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından eksiklik ya da bir ihmalin tespiti, ilgili şirketin kapanmasına yol açabilir. Ayrıca uçakların yeni ya da eski olması bizler için sadece görsel bir unsurdur. Çünkü uçak üzerindeki parça, zamanı geldiğinde arızalı olup olmadığına bakılmaksızın yenisi ile mutlaka değiştirilir. Bu nedenle uçakların imalat yılları eski dahi olsa uçakların gerçek yaşı, üzerindeki en uzun ömürlü parçadan daha gençtir. En uzun ömürlü parça ise yaklaşık 8 sene kullanılabilen iniş takım sistemidir. Biz Borajet olarak, Türk personelimizi uçak bakımı için yetiştirme sürecinde, Fransız şirketi olan Sabena’dan teknik hizmet almaktayız. Sabena dünyada birçok ülkeye aynı hizmeti veren büyük bir bakım kuruluşudur. Bu sene sonunda, teknisyenlerimizin 1 yıllık eğitim süreci tamamlandığında, Borajet olarak belirli seviye için uçaklarımızın bakım yetkisini almayı umuyoruz. Bu yetki de yine SHGM denetiminde tüm gerekleri yerine getirdiğimizde verilecektir. Yolcularımıza iç rahatlığı ile en güvenli ulaşım aracının uçaklar olduğunu söyleyebilirim. Türkiye de uçak bakımları konusunda SHGM’nin hiç taviz vermeden haberli habersiz kontroller ile sistemi denetlediğini bilmelerinde yarar olduğunu düşünmekteyim” diye konuştu