Hava-İş ve Hava-Sen Arasında Belden Aşağı Vuruşlar ve Şark Kurnazlığı
Bildiğiniz üzere Hava-İş olağan genel kurulu beklenildiği gibi sonuçlandı. Beklenildiği gibi diyorum, çünkü mevcut tüzük gereği iktidarda kalabilmek ve bir dahaki seçimi şimdiden garantileyebilmek adına birçok tüzük değişikliği yapılarak, Hava-İş havacıların olmaktan çıkıp taşımacılık dalında her çalışana açık hale getirildi.
Şimdi diyeceksiniz ki, “Sefa Bey, mevcut yasalar ve tüzük gereği, tüm taşımacılık iş kolunda çalışan emekçiler bu sendikaya üye olabildiğinden ne var bunda? Diyebilir…
Böyle düşünenler tabii ki haksız sayılmaz. Ancak burada yatan gerçek, sendikamızın daha çok kitleye ulaşarak tüm taşımacılık iş kolunda çalışanların hak ve menfaatlerini korumak amaçlı olmayıp zevahiri kurtarmak amaçlıydı.
THY dışında onlarca havayolu şirket bulunan bir ülkede, adı Hava-İş olan bir sendika, havacılık ile iştigal eden şirketlerde toplu iş sözleşmesi yapar hale gelmeye çalışmaya bile gerek görmeden, havacılık dışındaki şirketlerden yapacağı tek üye ile delege kazanma yoluna gitmeyi seçiyorsa, buna şark kurnazlığı yapıyor denir.
Tabii ki bu bir tüzük meselesidir. Örneğin, Çelik İş sendikası da aynı yasalarla kurulmuş bir sendika olmasına ve tüzüğü gereği diğer havayollarının teknik bölümlerinde çalışan işçileri de üye yapabilme olanağına rağmen, her üye yaptığı şirkette, toplu iş sözleşmesi hakkını alabilecek sayıda işçinin örgütlenmesini sağlamadan o üyeyi kendi genel kurulunda delege olarak kullanmamayı tercih etmiş. İşte işin ideali budur.
Hatırlarsanız, geçen sene Teknik A.Ş de örgütlenmiş Çelik İş sendikasının, şube genel kurulu yapıldı. Bu genel kurulda, Çelik İş başka havayollarından da üyesi olmasına rağmen, oralarda örgütlenip toplu iş sözleşmesi yapacak sayıya ulaşamadığından, oradaki üye veya üyelerini delege yapamadı.
Hava İş ne yaptı; Toplu iş sözleşmesi yapabilecek üyeye sahip olduğu tek şirket THY iken, değil özel havayollarında örgütlenip,onlarında yetkili sendikası olmayı seçeceğine, taşımacılık sektörü içine girebilecek başka başka işletmelerden birer üye yaptı ve onu da sadece THY’de örgütlendiği ve 70-80 kişiye bir delegelik düşen THY’nin delegeleri ile aynı statüde değerlendirip delege yaparak oy kullandırttı. Yani, bir kamyoncu üye genel kurulda THY’nin 70,80 civarında üyesinin seçtiği delegeye eşit hale getirildi.
Kimse kalkıp ta bana kimse, bizim tüzüğümüz böyle ben bu tüzüğü aynen uyguladım. Şark Kurnazlığı yapıldıysa benden önceki Ayçin başkanlığındaki sendika yönetimi yapmış, bizde aynen uyguladık demesin.
Çünkü kazın ayağı öyle değil…
Eski sendika başkanı Ayçin’in seçimi kazanmak için yaptığı tüzük değişikliği, Anayasa maddesi değildi. Ayçin gittikten sonra, şimdiki mevcut sendika 4 sene daha iktidarda kaldı ve o tüzük maddesi bilindiği halde, işlerine geldiği için ses çıkartılmadı. Ayçin dönemini ben hiçbir zaman ideal bir dönem olarak görmedim. Sendikal yapıyı 42 senedir tanırım. Bunun 30 senesinde aidat ödeyen biriyim. Sendikacılık bizde her zaman, “İşçi Bahane Para Şahane” olmuştur. Bazılarımız, bu tür ikileme düşmeye “Al birini Vur Diğerine” derler…
Eyyyy Hava-İş yönetimi; Madem tüzüğe o ithal delege maddesini biz yazmadık böyle aldık diyorsunuz. O halde Ayçin döneminden sonra sizin iktidar döneminizde geçen 4 senelik sürede neden tüzük tadil genel kurulu yapmadınız? Veya şimdi seçimi o madde (kamyoncu delegeler) sayesinde kazandınız. Genel kurul yapıldı. Tüzük tadillerini yaptınız. Bu bizim zamanımızda yapılmış ve aynen uyguladık dediğiniz tüzük maddesinde değişiklik yaptınız mı?
Yeni tüzüğünüzü henüz göremediğim halde yapmadığınızdan eminim. Bu tüzük yapısı ile yetki alamadığınız yani, faaliyet içerisinde olmadığınız şirketlerden aldığınız ithal delegeler ile ömür boyu sendikacılık yapmak mümkün. Bu mu gerçek isteğiniz…
Bu yapıyı, mevcut sendika tüzüğü ile değiştirmek mümkün olmadığına göre yeni bir sendikal çatı altında toplanıldı.
Değerli okurlarım;
THY’deki sendikal yapı gittikçe sulanıyor. Hava-İş in genel kurulda ithal delegelerin katılımı ile kazandığı seçim sonrasında yeni bir oluşumun olacağı belliydi. Airlinehaber de okuduğunuz üzere yeni oluşumun adı Hava-Sen oldu ve beklenen rekabet başladı. Umarım THY ve çalışanları adına bu girişim hayırlı olur.
Ancak, Hava-İş’in son bildirisinde çok büyük bir acemilik görüyorum.
Mevcut sendika yönetiminin, muhalif yapının kurmuş olduğu yeni oluşuma bu kadar sert yorumlarda bulunması son derece itici olmuş.
Hava-İş sendikası bazı gereksiz ithamlarda bulunmuş.
“Son zamanlarda yaşanan bilgi kirliliği ve asılsız iftiralara istinaden; çoğunluğunu emekliliği gelmiş pilotların oluşturduğu yeni kurulan sendikaya ilişkin açıklama yapma zorunluluğu ortaya çıkmıştır.” Diyor
Bir kere karşı rakibe, “ çoğunluğunu emekliliği gelmiş pilotların oluşturduğu yeni kurulan sendika” demek acemice bir üslup olmanın yansıra toplum nezdinde hoş karşılanmaz. Bel altı vuruştur. Toplum karşı tarafın kim olduğunu zaten biliyor. Ben burada gizli bir korku sezinledim. Aman ha bunların emekliliği gelmiş bu nedenle ekmek kapısı arıyorlar mantığında aşağılayıcı bir üslup. Farz edin ki, yeni kurulan sendika, genç pilotlar tarafından kurulsa idi o zaman yeni yetme pilotlar tarafından kurulan mı diyecektiniz. Sizden başka bu göreve gelmek isteyenlere hep kulp mu takacaksınız.
Ayrıca; Son derece demokratik ortamda geçtiğini iddia ettiğiniz genel kurul hakkında inanın ki herkes bilgilendi. Tekrar yazmanıza gerek yoktu. Tabi ki bu demokratlıktan ne anlaşıldığına bağlı. Neyse bunu da toplum biliyordur. Hatırlatmayı neden uygun gördünüz ilginç. Bana birisi üçkâğıtçı demeden ben kalkıp kendi kendime ben dürüst biriyim desem, “haydaaa buda nereden çıktı şimdi” demezler mi?
Şahsen ben sendikadan istifalar olduğunu bilmiyordum. Sizin sayenizde 300 kişinin ayrıldığını ve şimdiden yeni oluşumun ayak seslerini duymuş oldum. Bu beyanı Hava-Sen yetkilileri söylese abartıyorlar derdim ama siz resmen istifaların başladığını söyleyerek karşı tarafın faaliyetlere başladığını duyuruyorsunuz. Ben olsam umursamaz işime bakardım.
Hava-İş, Hava-Sen yönetimine ne diyor şimdi bakın. Yenir yutulur gibi değil
“Eğer yoğun bir istifa var şeklindeki söylemlerini değiştirmezlerse istifa eden üyelerimizin listesini açıklamaktan çekinmeyeceğimizi belirtmek isteriz.
Bu ifadeniz, çok sert ve gereksiz olmuş.
Her çalışan, sendikaya üye olup olmamaya kendi karar verir. Bu konuda zorlama olamaz. Üye olanın ismini tek tek yayınlıyor musunuz ki istifa edeni yayınlıyasınız? Bu sendikanın görevi mi? Aba altından sopa göstermek istemişsiniz ama toplum bu aba altından sopa gösterilmesini de sevmeyecektir.
Kişi, İstifa eder veya etmez. Bir başka sendikaya üye olsa bile bunu resmen açıklamak size düşmez ki. Kişi belki de sadece istifa edip dayanışma ödemeyi talep edecek ve belki de başka bir oluşuma girmeyecek. Buda onun doğal hakkı.
Pilotlar kendi aralarında para topluyorlarmış. Eeeee ne yapsınlar. Sendikal mücadelede karşı taraf yani Hava-İş zengin, istediği gibi mücadele yapabiliyorken, muhalefeti teşkil eden kişiler, pamuk eller cebe misali dayanışma içine girmişler. Kısaca kendi paralarını kendileri biriktirip mücadeleleri için kullanacaklardır. Kira masrafları var. Kırtasiye masrafları var. Üyelerle toplantı yapmak için bir yer seçseler organizasyon bedava yapılamaz ki. Üyeye çay kahve içirseler yine cepten gidecek. Siz yapsanız kasadan onlar yaparsa cepten. Bırakın para vermeyi bari laf atmayın yahu…
Hava-İş yönetiminde olsam, karşı tarafa maddi destek sağlardım. Arkadaşlar, sendika hepimizin. Madem muhalefet yapıp, üyelere bilgilendirme yapacaksınız buyurun toplantı salonumuz siz değerli üyelerimize açık derdim. Hiç unutmam, dernekte yönetimdeyken, yine bir seçim öncesi, muhalif arkadaşlar toplantı isteği yapmışlardı. Malum bina benim değil. Derneğin sahibi de ben değilim. Sizin burada toplantı yapmanıza kim mani olabilir ki. Bana sormanıza ne gerek var diye cevap vermiş ve ayrıca çay ve kahve ikramında bulunun diye dernek müstahdemine talimat vermiştim. Sizde yapın bir jest masrafları karşılayın. Nasıl olsa para da onların sendika da… Siz destek vermeyince pamuk eller cebe yapmışlar…
Sendika-Sendikaya dava açmış.
Bakın ne diyorlar…
Hava İş sendikası “Üyeleri davet ettikleri sendika hukuken, kuruluşu sorunlu bir sendikadır ve açtığımız dava sonucunda kapatılması/baştan itibaren kuruluşun yok sayılması kuvvetle muhtemeldir. Bu konuda Bakırköy İş Mahkemesi’nde dava açılmıştır.”
Mahkeme ne karar verir bilinmez ki. Hava iş bana da bir dolu ceza ve tazminat davası açtı. Ne oldu kazandılar mı dersiniz? Henüz mahkeme aşamasında olduğundan sonuç almadan bir acele duyuruya gerek yok.
Durun bakalım mahkeme karar versin. Kuruluş işlemleri yanlış yapıldıysa yeniden yaparlar. Malum bu arkadaşların sizin gibi bir dolu Avukatı yok ki… Yeni taptaze gönüllü bir birlik.
Sevgili Hava İş yönetimi; Karşı taraftan bu kadar korkmanıza gerek yok. Bırakın sendikal faaliyetlere başlasınlar. Rekabet sonucunda toplum kazanır. Sendikal yapıya can gelir. Üyeler daha bilgili olurlar. Siz kendi işinize bakın onlar kendi işlerine. Üyeyi ikna eden kazansın.
Şimdi diyeceksiniz ki; Sefa bey sen olsan karşı taraf sana muhalif olarak liste çıkartmaya kalktığında ne yapardın?
Hemen ispatlı cevap geliyor…
Tüm teknik camianın tanıdığı, hem Avukat hem Uçak teknisyeni arkadaşım, Erdal Gülmez ile UTED seçimlerinde başa baş mücadele vermiştik. Oylar başa baş gidiyordu. Genel kuruldaki konuşmamda, medeni cesareti için Erdal Beyi kutlamış ve oyumu onun lehine açık olarak atacağımı beyan etmiştim.
Genel kurulda oylamanın son dakikasında başka oy kullanacak olan var mı anonsundan sonra oy zarfına Erdal Gülmez yazan kâğıdı koyup herkesin ve Erdal beyin bakışları arasında sandığa atmıştım.
Bu jest o kadar etkili oldu ki, Seçim neticeleri açıklandığında, birde baktım ki Erdal Bey ve arkadaşları ve bana oy veren grup hepsi birlikte alkışlıyor. Erdal Bey ve bende birlikte kol kola salondan ayrıldık ve hala dostuz.
Benden size tavsiye; Sizde kendi içinizden çıkmış kişilere aynı davranışı gösterin ki çalışanların gözüne girin. Yol verin muhalefete… Bundan toplum kazanır. İnanın ki toplumda antipati topluyorsunuz.
Toplum bu tür centilmenlik dışı tavırları sevmez bilesiniz.