Keyif aldığım geleneksel dizilerin başında “Büyük Tasarımlar” gelir. Yeni sezonuyla birlikte 25 yıldır yayınlanıyor. Kevin McCloud’un keyifli anlatımı, başarılı kurgusu ve ilginç mimarili evlerin çoğunun sıkıntılı inşa süreci, benim gibi pek çok kişinin de ilgisini çekiyordur. Böyle devam ederse, 25 yıl daha izlenir. Haliyle, benzeri tasarım başarısı gösteren evler Türkiye’de de inşa ediliyor. Bu topraklarda konuta “yuva” denir. İnsana bu derece dokunan bir alanın daha sürdürülebilir, ulaşılabilir değerde olmasını arzu ederiz.
Yine de aklımıza düşüyor... Her şeyin dönüştüğü, maliyetinin düştüğü, teknolojisinin hızlandığı bir dünyada, inşaat sektörü hala hantal, maliyetli ve sıkıntılı bir süreç ve alandır.
Geçen hafta, Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği’nin (ÇEDBİK) gayrimenkul sektöründe sürdürülebilirliğin önemini ortaya koymak amacıyla her yıl düzenlediği Uluslararası Yeşil Binalar ve Şehirler Zirvesi’ ne katıldım. “Sıfırın İnşası: İnsanca Yaşam” mottosu ile gerçekleştirilen toplantıda sabırla, sektörün hızlı dönüşüm müjdesini bekledim.
Kamudan özel sektöre, mimarlarından mühendislerine herkesin iyi niyetli yaklaşımlarını ve bürokrasiyle uğraşlarına dair beyanlarına yazımda bulamayabilirsiniz. Onlar, haberele yansıdığını düşünüyorum. Burada, sektörün dünyadaki dönüşüm süreci ile bu alandaki ilginç gelişmeleri aktarmak istiyorum.
En çok eleştirilen sektör
İnşaat sektörü, modern ekonomilerin temel taşlarından biri olmasına rağmen, aynı zamanda çevresel etkileri nedeniyle en çok eleştirilen sektörlerden biridir. Küresel karbon emisyonlarının yaklaşık yüzde 38'inden sorumlu olan inşaat sektörü, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol üstleniyor. Yeşil dönüşüm ve üstel ekonomiye geçişte sektörün henüz istenen ivmeyi yakalayamadığı da ayrı bir gerçektir.
İnşaatta sürdürülebilirlik trendleri takip etmek gerekiyor. Malzemelerden tasarıma, yenilikçi yaklaşımların önemi artmalıdır. Yapı malzemelerinde doğaya saygılı malzemelerin sayısı çoğaltılmalıdır.
Düşük karbonlu beton gibi... İnşaat sektörünün karbon ayak izinin yüzde 8'inden sorumlu olan geleneksel betonun yerini, düşük karbonlu alternatifler almaya başladı bile. CarbonCure gibi yenilikçi teknolojiler, beton üretimi sırasında karbondioksiti hapsederek emisyonları yüzde 40'a kadar azaltıyor. Bu teknolojiyi kullanan örnek projeler arasında, Kanada'daki Brock Commons Tallwood House ve Avustralya'daki Melbourne Metro Tunnel bulunuyor.
Geri dönüştürülmüş çelik; bir çelik üreticisi olan Türkiye için farkındalık oluşturabilir. Dünya çelik üretiminin yaklaşık yüzde 30'u geri dönüştürülmüş malzemelerden karşılanıyor. Bu, enerji tasarrufu sağlarken atık miktarını da azaltıyor. İngiltere'deki Circular Building projesi, yalnızca geri dönüştürülmüş çelik kullanarak çevresel etkisini minimize etmiş ve döngüsel ekonomiye ilham veren bir örnek teşkil etti.
Döngüsel ekonomi yaklaşımı
Mobilya ve ahşap sektöründe, küresel büyüklükte şirketlerimiz var… yenilenebilir bir kaynak olan ahşap, karbon yutağı görevi görerek sürdürülebilir inşaatın önemli bir parçası haline geliyor. İsveç'teki Sara Kültür Merkezi, tamamen ahşap hibrit sistemlerle inşa edilmiş ve karbon nötr bina tasarımında çığır açan bir proje olarak dikkat çekiyor. Ahşabın hafifliği ve depreme dayanıklılığı gibi avantajları, özellikle deprem riski yüksek bölgelerde bu malzemenin kullanımını cazip hale getiriyor.
Binaların yüzde 100 geri dönüştürülebilir şekilde tasarlanması, döngüsel ekonominin temel prensiplerinden biridir. Bu yaklaşım, bina ömrü sonunda malzemelerin yeniden kullanılmasını ve atık oluşumunu minimize etmeyi hedefler. Madaster Platformu, yapı malzemelerinin dijital pasaportlarını oluşturarak, bina ömrü sonunda atıkların tamamen geri dönüştürülmesini ve yeni inşaat projelerinde kullanılmasını sağlıyor. Hollanda'daki The Green House gibi projeler, döngüsel ekonomi prensiplerini başarıyla uygulayarak geleceğin sürdürülebilir binalarına örnek teşkil ediyor.
Net-sıfır karbon binalar
Net-sıfır karbon binalar, yenilenebilir enerji kullanımı, enerji verimliliği ve karbon ofsetlemeye odaklanarak çevresel etkilerini minimize etmeyi hedefliyor. Bu binalar, enerji tüketimlerini güneş panelleri, rüzgar türbinleri gibi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla karşılayarak, enerji verimliliği önlemleriyle de minimum enerji harcamayı amaçlıyor. Copenhagen UN17 Village, BM'nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine göre tasarlanan ilk proje olarak öne çıkıyor ve net-sıfır karbon binaların geleceğine ışık tutuyor.
Dijital İkiz (Digital Twin) teknolojisi, fiziksel bir binanın dijital bir kopyasını oluşturarak, tasarım aşamasından işletme aşamasına kadar tüm süreçleri optimize etmeyi sağlıyor. Enerji tüketimini, yapısal performansı ve bakım ihtiyaçlarını simüle ederek, verimliliği artırıyor ve maliyetleri düşürüyor. Siemens Smart Infrastructure, dijital ikizleri kullanarak enerji tasarrufunu %30 artırmayı başardı.
Akıllı bina yönetim sistemleri, IoT sensörleri ve yapay zekadan yararlanarak enerji tüketimini gerçek zamanlı olarak izliyor ve optimize ediyor. Isıtma, soğutma, aydınlatma gibi sistemleri otomatik olarak kontrol ederek, enerji israfını önlüyor ve kullanıcı konforunu artırıyor. Johnson Controls Metasys, bu teknolojileri kullanarak ticari binalarda yüzde 20'ye kadar enerji tasarrufu sağlıyor.
3D baskı, yapı malzemesi israfını azaltırken, özelleştirilmiş ve karmaşık tasarımları mümkün kılıyor. İnşaat süresini kısaltması, işçilik maliyetlerini düşürmesi ve tasarım esnekliği sağlaması, bu teknolojinin avantajları arasında yer alıyor. Dubai'deki 3D Yazıcıyla İnşa Edilmiş Belediye Ofisi, bu teknolojinin inşaat sektöründe potansiyelini gösteren önemli bir örnek.
Yeşil finansman
2022 yılında küresel yeşil tahvil ihracı 500 milyar doları aştı. Bu fonlar, sürdürülebilir bina projelerini finanse etmek için kullanılıyor. Apple'ın Cupertino Kampüsü, bu tür tahvillerle finanse edilen projeler arasında yer alıyor.
EPC'ler, enerji tasarrufu sağlayan projelerin başlangıç maliyetlerini karşılamak için kullanılan bir finansman modeli. Bu model, enerji verimliliği projelerinin uygulanmasını teşvik ederek, enerji tasarrufu ve maliyet azaltımı sağlıyor. Özellikle küçük ölçekli projelerde etkili olan EPC'ler, enerji verimliliği yatırımlarının önünü açıyor.
İnşaat projeleri, karbon ayak izini dengelemek için karbon kredileri satın alabilir. Bu krediler, yenilenebilir enerji projeleri veya ormancılık gibi karbon azaltımı sağlayan faaliyetleri finanse etmek için kullanılıyor. Tokyo Cap-and-Trade Programı, bu tür ticareti başarıyla uygulayan bir örnek.
Enerji ve su
İki ayrı arkadaşım şu an yeni ev yapım tekniği üzerine çalışıyor. İkisinin de malzemesi farklı ama ev için ısıtma ve soğutma için ayrı bir harcama yapılması gerekmeyecek. Müthiş bir şey… Ancak şu hemen ulaşılabilir nitelikte, enerji ve su verimli yapılar da uygulanabiliyor.
Enerji verimliliği, su yönetimi, atık yönetimi ve karbon emisyonlarının azaltılması, ESG standartlarının temel unsurları arasında yer alıyor. Parkroyal Collection Pickering, biyofilik tasarımıyla çevresel sürdürülebilirliği sağlayan ve ESG standartlarını karşılayan bir örnek proje.
Sağlıklı iç mekan hava kalitesi, topluluk entegrasyonu, çalışan sağlığı ve güvenliği, sosyal sürdürülebilirlik açısından kritik öneme sahip. Sürdürülebilir binalar, çalışanların ve toplumun refahını gözeterek sosyal fayda yaratmayı hedefliyor.
Şeffaf raporlama, etik iş uygulamaları ve ESG uyumlu standartlar, yeşil bina projelerinin güvenilirliğini artırıyor. Sürdürülebilirlik hedeflerini belirlemek, performansı izlemek ve paydaşlarla iletişim kurmak, iyi yönetişimin temel prensipleri arasında yer alıyor.
Yeşil bina sertifikasyonlarının, gerçekten sürdürülebilirliği garanti edip etmediği ve maliyetlerinin uzun vadede nasıl karşılanacağı tartışılıyor. LEED sertifikalı binalar genellikle maliyetli olmasına rağmen, uzun vadede enerji tasarrufu sağlayarak bu maliyetleri telafi edebiliyor.
Geleneksel inşaat sektöründe teknolojik çözümlerin uygulanması yavaş ilerliyor. Yeni teknolojilere yatırım yapmak, iş gücünü eğitmek ve dijital dönüşümü yönetmek, sektörün karşılaştığı zorluklar arasında.
Düzenlemeler ve akıllı şebekeler
Devlet teşvikleri, sektörün sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasında önemli bir rol oynuyor. Yeşil bina standartlarını belirlemek, teşvik mekanizmaları oluşturmak ve denetimleri sağlamak, sürdürülebilir inşaatın yaygınlaşması için gerekli adımlar arasında.
Akıllı şebekeler ve sıfır atık hedefi ile Avrupa'nın en sürdürülebilir şehir projelerinden biri olan Stockholm Royal Seaport’tur. Yenilenebilir enerji kullanımı, enerji verimli binalar, akıllı ulaşım sistemleri ve yeşil alanlar, projenin temel özellikleri arasında yer alıyor.
Dikey bahçeleri ve biyofilik tasarımıyla sosyal ve çevresel sürdürülebilirliği birleştiren Singapur'daki Parkroyal Collection Pickering oteli, doğayla iç içe bir yaşam alanı sunuyor. Yağmur suyu toplama sistemleri, güneş enerjisi kullanımı ve enerji verimliliği önlemleriyle çevresel etkisini minimize ediyor.
BM'nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine göre tasarlanan ilk yerleşim alanı olan UN17 Village projesi, sosyal, çevresel ve ekonomik sürdürülebilirliği bir araya getiriyor. Enerji verimli binalar, yenilenebilir enerji kaynakları, atık yönetimi sistemleri ve yeşil alanlar, projenin temel unsurları arasında.
Üstel ekonomi yeni dönemin yapısal ve değer ölçütlerinden biridir. Katlanan ve çok fazla artan gelen üstel ekonomi, dijital teknolojiler yanı sıra geleneksel reel ekonomilere de uygulanabileceğine dair perspektif de taşıyor. Buna göre, inşaat alanında hızlı bir dönüşüm ve maliyet düşüklükleri sağlanabilir.
Modüler yapı sistemleri, inşaat süresini %50'ye kadar azaltırken, işçilik maliyetlerini düşüren modüler yapı sistemleri, hızlı ve verimli inşaat çözümleri sunuyor. Çin'deki bir otel, tamamen modüler sistemle 15 gün içinde inşa edildi.
Emek yoğun bir alan olan inşaatta robotik ve otomasyon dönüşümü gerçekleştirilebilir. İş gücü verimliliğini artırarak maliyetleri düşüren robotik ve otomasyon teknolojileri, inşaat sektöründe giderek yaygınlaşıyor. Tehlikeli ve tekrarlayan işleri robotların yapması, iş güvenliğini artırıyor ve insan kaynaklarının daha verimli kullanılmasını sağlıyor.
BIM (Yapı Bilgi Modellemesi) ile tasarım ve uygulama süreçlerini entegre ederek hata oranını 30'a kadar azaltmak ve inşaat projelerinin verimliliğini ve kalitesini artırmak mümkün. BIM, tüm proje paydaşlarının aynı platformda çalışmasını sağlayarak iletişimi ve iş birliğini güçlendiriyor.
Sürdürülebilir inşaat
2027 yılına kadar yıllık yüzde 10.7 büyüme beklentisi ile yeşil bina pazarı, hızla büyüyen bir sektör haline geldi. Artan çevresel farkındalık, devlet teşvikleri ve teknolojik gelişmeler, bu büyümeyi destekleyen faktörler arasında.
Küresel gayrimenkul sektöründe yıllık 150 milyar doları aşan enerji verimliliği yatırımları, binaların enerji tüketimini azaltmayı ve çevresel etkilerini minimize etmeyi hedefliyor.
İnşaat sektörü, global emisyonların yüzde 38'inden sorumlu olduğu için, karbon ayak izini azaltmak ve sürdürülebilir inşaat uygulamalarını yaygınlaştırmak kritik önem taşıyor.
Eleştiriler ve sorular
. Yeşil bina sertifikasyonları, gerçekten sürdürülebilirliği garanti ediyor mu? Sertifikasyon süreçlerinin daha kapsamlı ve şeffaf hale getirilmesi, sürdürülebilirliğin daha etkin bir şekilde ölçülmesini ve değerlendirilmesini sağlayabilir.
. Teknolojik çözümler maliyet etkin mi? Yeni teknolojilerin maliyetlerinin düşürülmesi ve erişilebilirliğinin artırılması, sürdürülebilir inşaatın yaygınlaşması için önemli bir adım olacaktır.
. Mevcut finansman modelleri küçük ve orta ölçekli projeler için uygun mu? Küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeşil yatırımlara erişimini kolaylaştıracak finansman modellerinin geliştirilmesi gerekmektedir.
İnşaat sektörü, çevresel sıfır hedeflerine ulaşmak için malzeme, teknoloji ve finansman yaklaşımlarında devrim yapma zorunluluğundadır. Geleneksel yapı pratiklerinden vazgeçmek, yenilikçi ve sürdürülebilir çözümlere yatırım yapmak, sektörün geleceği için kritik öneme sahiptir. Üstel ekonominin sağladığı fırsatlar, doğru politika ve teşviklerle desteklenirse, inşaat sektörü de diğer sektörler gibi sürdürülebilir bir geleceğe uyum sağlayabilir ve çevresel sorumluluğunu yerine getirebilir.