Yıllar önce Sylvester Stallone'un Rambo dizisinden bir film izlemiştim. Pakistan'da Rus işgaline karşı direnen yerli halkın mücadelesinin anlatıldığı filmde, havadaki Rus helikopterini gören bir köylünün "Kertenkele geliyor, kertenkele geliyor" diye bağırdığını hiç unutamam. Helikopter ile kertenkele arasında nasıl bir bağ kurmuşlardı ve helikopteri neden kertenkeleye benzetmişlerdi bilmiyorum. Ama bunu hep merak etmişimdir. Helikopter aslında sürünen değil, uçan bir hava aracı. O halde onun herhangi bir kuşa benzetilmesi gerekmez miydi? Hani uçaklara çelik kanatlı kuş diyoruz ya, helikoptere de buna benzer bir şey diyebilirlerdi.
Her neyse, konumuz bu değil. Konumuz, Türkiye'de havacılık sektöründe helikopterin yeri ve kullanılabilirliği. Çok da ucuz bir hava aracı olmayan helikopter değişik amaçlarla kullanılıyor. Savaşta ve barışta işe yarayan bu aracın sağlık, yangın, afet, film ve fotoğrafçılık gibi birçok konuda da yaygın olarak kullanılması gerekirken, bizim ülkemizde bu konuda ne yazık ki yeterli adımlar şimdiye kadar atılmamış. Yani bu hava aracına yatırım yapan işveren sayısı iki elin parmaklarını geçmez diyebiliriz. Özel zevki ve ihtiyacı için helikopter alanların da sayısı öyle sanıldığını kadar çok değildir.
Yani ülkemizdeki helikopter sayısının yeterli olmadığını biliyoruz. Fakat gelin görün ki var olan bu araçların inip kalkması için gerekli olan heliport'ların da sayısı yetersizdir. Bazı büyük holdinglerin veya bazı işadamlarının evlerine yakın yerlerdeki heliportlardan herkesin yararlanması da her zaman mümkün olamamaktadır. Bu nedenle ülkemizde helikopterden önce heliport sorununun çözülmesi gereklidir. İşte bu ihtiyacı gören Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü kolları sıvadı. Önce var olan heliport yönetmeliği gözden geçirildi ve daha çok heliport yapılması için sektör teşvik edildi.
Bu teşvik etkisini gösterdi ve "Her İle Bir Heliport projesi kapsamında Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüne yapılan heliport başvuruları rekor düzeye ulaştı. Projenin başladığı 2007 Kasım ayı itibariyle Türkiye genelinde SHGM tarafından işletim izni verilen sadece 45 heliport bulunuyordu.
Projenin hayata geçmesiyle bugüne kadar 11 heliporta yapım izni, 2 heliporta ise yapım ve işletim izni verildi. Halen işlemleri devam eden 28 heliport başvurusu ile birlikte projenin başladığı tarihten bugüne kadar Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüne yapılan heliport başvuru sayısı toplam 41e ulaştı.
Bu başvuruların olumlu sonuçlanması halinde işletilen heliport sayısı 45ten 86ya ulaşmış olacak. Halen artarak devam eden başvurular dikkate alınırsa bu sayının yıl sonunda 100ü geçeceği düşünülüyor.
Sivil havacılık sektöründe hava taksi ulaşımı ve helikopter işletmeciliği konusunda yaşanan gelişmeler doğrultusunda harekete geçen Ulaştırma Bakanlığı, doğal afetler ve sağlık hizmetlerinde kullanılmak üzere her ilde en az bir helikopter iniş kalkış alanı yapılması konusunda 2007 yılı Kasım ayında Valiliklere bir yazı göndermişti.
Bu gelişmelerden sonra Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü başka bir çalışma daha başlattı. Genel Müdür Dr. Ali Arıduru'nun yönlendirmesiyle gökdelenlerin çatılarına heliport yapılmasının zorunlu olması önerisi ortaya atıldı. Konuyla ilgili olarak SHGM tarafından hazırlanan taslak çalışma görüş alınması amacıyla İçişleri Bakanlığı'na gönderildi. Ülkemizde bir iki örneğini gördüğümüz bu uygulamanın özellikle hastaneler için çok yararlı olacağı kesindir. Trafikten kurtulmak ve zaman kazanmak için bu uygulamanın hayatın değişik alanlarında kullanılmasının çok yararlı olduğu inancındayız. SHGM'nin bu konuda yaptığı çalışmaların diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından desteklenmesi gerekmektedir. Bu olumlu ve yararlı projenin hayata geçmesinin yanı sıra helikopter sayısının da artırılması kaçınılmaz olacaktır.
