Türkiye'de meslek örgütlerinin nasıl biçimlendiği bellidir. İllerde esnaf birliklerinin yanı sıra, daha büyük hacimli kuruluşlar için (anonim ve limited şirketler) Ticaret Odaları vardır. Ticaret Odaları veya Ticaret ve Sanayii Odaları'nın üst kuruluşu ise kısa adı TOBB olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'dir. Kanunla kurulmuş birlik olarak, yarı resmi nitelik taşıyan bu birliğin çatısı altında Ticaret Odaları, Sanayii Odaları, Deniz Ticaret Odaları vardır. Şimdi hemen sormak gerek, Deniz Ticaret Odaları neden vardır. Elbette bu bir ihtiyaçtan kaynaklanmıştır ve ülke ekonomisine büyük katkı sağladığı bilinen bu sektörümüz de oda olarak örgütlenmiştir. Denizci dostlarımızın darılmasını istemeyiz, ama ortada bir gerçek var ki, bunun bilinmesi gerek. Bugün Deniz Ticaret Odası vardır ve işlevi hayli etkilidir. Yine aynı şekilde denizcilik sektörünün devlet katında sorunlarının çözümü için bir Denizcilik Müsteşarlığı vardır. Devlet aygıtında tüm bakanlıklarda birer müsteşarlık varken, Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın yanı sıra bir de Denizcilik Müsteşarlığı vardır. Bu denizciliğin önemini ortaya koyar. Doğrusu buna diyeceğimiz yoktur. Ama bir başka gerçek daha var ki, denizci dostlarımız ülkede her alanda başka sektörlerden fazla söz sahibidirler.
Şimdi buradan bir başka konuya geçelim. Havacılık sektörünün içinde bulunduğu durum nedir? Havacılık sektörü de Ulaştırma Bakanlığı'na bağlıdır.Başta, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) olmak üzere, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) ve havalimanlarının da yapımıyla ilgilenen Demiryolları, Limanlar ve Havalimanları (DLH) Genel Müdürlükleri bizim sektörümüzün ilgili kurumlarıdır. Bu kurumların genel müdürleri hiyerarşik olarak sırasıyla Ulaştırma Bakanlığı'nda Havacılıktan Sorumlu Müsteşar Yardımcısı , Müsteşar ve nihai olarak da bakanlık makamına bağlıdırlar.
Şimdi, özellikle SHGM ve DHMİ sektörün direkt bağlı olduğu ve sürekli işbirliği içinde olmak durumunda olan iki ayrı genel müdürlüktür. Acaba diyorum, bu üç genel müdürlük müsteşar yardımcısına değil de, ayrı bir müsteşara bağlı olsalar ve bu müsteşarlığın adı da Havacılık Müsteşarlığı olsa nasıl olur. Elbette pratikte bir yararı yoktur ve bürokrasiyi artırır diyenler de olabilir. Buna da saygı duyuyorum. Ama aynı şeyi Denizcilik Müsteşarlığı için neden hiç kimse söylemedi veya söylemiyor bilmek isterim.
Ben bu durumu tartışmaya açmak için yazıyorum. Konuyu iyi bilenlerin olur veya olmazları dile getirmesine de kulak kabartıp, önem vereceğimizin bilinmesini isterim. İki değerli bürokratın SHGM Genel Müdürü Dr. Ali Arıduru'nun ve DHMİ Genel Müdürü Orhan Birdal'ın bu konuda görüşlerini doğrusu merak ediyorum. Acaba, sayın genel müdürler böyle bir müsteşarlığın fayda getirip getirmeyeceğini elbette yorumlayabilirler. Açık bir platform olarak kendilerinden bu konuda burada görüş belirtmelerinden son derece mutlu oluruz. Görüşlerini bizimle veya kamuoyu ile paylaşırlarsa bundan da sayısız fayda hasıl olur kanaatindeyim.
Havacılık sektöründe halen sivil örgütlenme hayli yaygındır. İşverenlerin bir araya geldiği, kısa adı TÖSHİD olan Türkiye Özel Sektör Havacılık İşletmeleri Derneği, bünyesinde havayolu, havaalanı işletmecisi, temsil ve gözetim, yer hizmetleri gibi kuruluşları barındırmaktadır. Binlerce insanın ekmek yediği bu sektörün çalışanları da meslek guruplarına göre örgütlüdürler. Pilotlar, kabin görevlileri, teknisyenler, dispeçler, hava trafik kontrölorleri, ayrı yarı dernekler altında örgütlüdürler. Sendikal alanda ise sadece THY'de örgütlü olan Hava -İş vardır.
TÖSHİD'in işlevinin ne olduğu her zaman tartışılır. İşverenlerin ve üst yöneticilerin şirketleri adına görev yaptığı bu derneğin bazı konularda devlet kuruluşlarının yükünü hafifletmesinin zamanı geldi de geçiyor bile. SHGM ve DHMİ Genel Müdürlüklerinin sınırlı ve dar kadrolarla yaptığı bazı işlerin(yasal zorunluluklar dışında) bu derneğe devredilmesi, bürokratik yığılmanın önüne geçecek, bu kurumlarda işlerin daha çabuk görülmesine neden olacaktır. Bilebildiğimiz kadarıyla TÖSHİD böyle bir teklifi devlet katına sunmuştur. Özellike SHGM Genel Müdürlüğü'nün bazı yetkilerini TÖSHİD'e devretmesinin sayısız faydaları olacağını söylemek için belki erken, ama kıyısından köşesinden böyle bir girişime başlamak yerinde olur diye düşünüyorum. Havacılığın özerkleşmesinin kaçınılmaz bir sonuç olacağını zaman bize gösterecek. Zamanın gerisinde kalmadan bir şeyleri daha erken yapabilmek büyük bir kazanım olsa gerek.
- 19:00 - Atina'daki en iyi restoranlar
- 18:00 - Dünyanın en engelli dostu havayolu Air New Zealand
- 17:00 - Murat Muratoğlu: Kazıkların şahı havalimanları!
- 15:00 - Avrupa ve Asya arasında bulunan minik ada
- 14:00 - Floransa’nın gizli geçidi Vasari Koridoru, halka açıldı
- 13:00 - Almanya'dan başka ülkelere göç mutlu ediyor
- 12:00 - Paris ve Berlin yüksek hızlı tren ile 59 avrodan bağlandı
- 11:00 - Muğla'da helikopter hastaneye çarptı: dört ölü
- 10:00 - Archer Aviation hava taksileri için üretim tesisini tamamladı
- 09:00 - Uçakta öfkeli yolcuyu sakinleştirme LEAP tekniği
- 22:00 - 21 Aralık, yılın en uzun gecesinin yaşandığı gündür
- 21:30 - Esad Ailesinin Viyana’da 20 milyon Euro’luk oteli iddias
- 21:00 - Antalya'da Yılbaşı Festivali Cam Piramitte başladı
- 20:00 - Bakan Abdulkadir Uraloğlu: Marmaray'da rekor kırdık
- 19:00 - Hollanda’dan en katı iltica önlemi devreye giriyor
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.