• BIST 9626.56
  • Altın 2968.283
  • Dolar 35.213
  • Euro 36.6812
  • İstanbul 11 °C
  • Ankara 6 °C
  • Antalya 12 °C

Halk sağlığı tehlikede

Can Pulak

Son yıllarda beslenmemiz pek normal ve sağlıklı değil. Yediğimiz herşey ya hormonlu, ya ilaçlı yada hileli..Milli tohumumuz kalmadı gibi. Genleriyle oynanmış yabancı tohumlara muhtaç edildi çiftçimiz. Suni yemlerle besleniyor hayvanlarımız. Mera ve otlaklarda koyun ve sığırlar gezinmiyor artık,mantar gibi binalar yükseliyor. Sanayi tavukları çoluk çocuğu hasta ediyor. Marketlerden alınan yumurtalar çamura bulanarak, pazarlarda köy yumurtası diye satılıyor.Tavuk döner, hem de ekmek dahil 3 liraya satılır mı? Heryerde satılmasına rağmen devlet,araştırmıyor bile konuyu, oralı bile olmuyor.

At ve eşek etinden sucuk yapılıyor hala.Hasta eşekler surların dibinde kesiliyor,korkusuzca kasaplara satılıyor. Fırınlar denetlenmiyor,lokantalar kontrol edilmiyor,kimin ne yağı kullandığına bakılmıyor.Siz hiç belediye zabıta memurlarının ciddi bir kontrolüne rastladınız mı?Ekmek ve yemeklerden numuneler alınıp değerlendirildiğini gördünüz, işittiniz mi hiç?

Hayvanlara,balıklara yedirilen suni yemlerin neyle yapıldığını biliyormusunuz? Ne karıştırılıyor yemlere, doğru dürüst araştıran var mı? Karışık ve hileli ballar piyasada kolayca satılıyor.Yurtdışına gönderdiklerimiz bile geri geliyor,neden acaba hiç merak ettiniz mi?Yoğurda ve peynire uzun süre dayansınlar diye konulan katkı maddelerinin, sağlığımıza verdiği korkunç zararları hiç duymadınız mı? Peki pet şişelerdeki içme sularının,güneşle karşılaştığında kanser yaptığını da mı işitmediniz hiç? Allahın suyunu petlere dolduranlar,para kazanacağız diye kuralları pas geçiyorlar. Plastik damacanaların fiyatı şehirlerde 15 liraya çıktı. Camlarını ise 20 liraya satıyorlar. Petleri ve damacanaları yıkıyorlar mı, nakliyelerini kapalı şekilde yapıyorlar mı? Kimse ilgilenmiyor ki bunlarla.

Devlet aradabir devletliğini hatırlayıp, çok nadir de olsa piyasada satılan gıda maddelerini güya kontrol ediyor. Hergün yediğimiz, içtiğimiz ve tükettiğimiz gıda maddelerinin çoğunun hileli ve sağlıksız olduğunu listeleyip yayınlıyor. İçlerinde öyle ünlü markalar var ki,şaşırıp kalıyor insan. Peki ne yapıyorlar bunlara,hileli gıda maddesi üretenlere ne cezalar veriyorlar, imalathane veya fabrikalarını kapatıyorlar mı? Ne gezer,hepsi üretimlerine büyük bir sorumsuzlukla devam ediyorlar hala. Bakın gofret,çukulata, şekerleme,bisküvi fabrikalarına,gazlı içeceklere filan.. Hangisi nişasta bazlı şekerden vazgeçebildi ki? Vazgeçmeyince,çoluğu, çocuğu hasta olmaktan,kansere yakalanmaktan kim kurtaracak, kim koruyacak milleti?

Yaz sebze ve meyvalarını kışın da yiyeceğiz diye seralarda ürettiklerimizi,bunlara verdiğimiz sağlığa zararlı ilaçları kim denetliyor, kim kontrol ediyor acaba? arlalarda kullandığımız kimyasalları,bunların kirlettiği yer altı sularıyla sulanan ürünleri araştıran kurumlarımız var mı? Buralarda çalışanları hiç tarlalarda, seralarda,çiftçilerin yanında gördünüz mü? Ben köylerde yaşıyorum, Akdeniz ve Ege’yi çok sık dolaşıyorum, çiftçilerle konuşuyorum, gittiğim yerlerde ciddi bir kontrol mekanizmasına rastlamadığımı sizlere söylemeliyim.

Geçmişte üretici köylere birer ziraat mühendisi tayin edilmiş ve onlarla seralar, tarlalar kontrol edilmeye, kullanılan ilaçların sağlığa aykırı olmamasına dikkat edilmişti. İki sene sonra bu faydalı uygulama kaldırıldı ve eski hamam eski tas sistemine dönüldü.İlçelerimizdeki Tarım Müdürlükleri doğru dürüst, planlı ve programlı çalışmıyor. Laboratuvarlar üretilen gıda maddelerini kon trol etmiyor. Heryıl Ziraat fakültelerinden mezun olan binlerce mühendis, toprağa adım atmıyor,tarlalara uğramıyor bile. Çoğu başka işler yaparak hayatlarını kazanmaya çalışıyorlar. Durum maalesef bu…

İyi yönetilmiyoruz işte. Hileli ve sağlığa aykırı gıda maddeleriyle halkın sağlığını tehlikeye düşürüyoruz. Nehirlerimizi, akarsularımızı, yer altı sularını kirletiyoruz, zehirliyoruz. Bunlarla sulanan besinleri yiyoruz. Tüm hastalıklar bu yüzden artıyor. Kanser inanılmaz şekilde patladı.Hastaneler onkoloji bölümleri açmak zorunda kalıyorlar. Çoluk, çocuk, genç yaşlı, köylü kentli onbinlerce insanımız kanserle boğuşuyor artık. Çevrenize bakın, bu tespitlerimi hepiniz doğrulayacaksınız.

Bir şeyler yapmamız lazım… Bizim de,devletin de bir şeyler yapmamız lazım. Biz hileli ve sağlıksız gıda maddelerini almayalım, evlerimize sokmayalım, çoluk cocuğumuza yedirmeyelim. Devlet de ilan ettiği hileli ürünleri imal edenleri cezalandırmalı, fabrikalarını ve imalathanelerini derhal kapatmalıdır. Ayrıca devletimiz, iyice başıboş kalan ve vahşi serbest piyasa ekonomisini de, artık bir gözden geçirmelidir.

Bu yazı toplam 1066 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.