VENEDİK- Ahmet Güneştekin’in 55. Venedik Bienali ile eş zamanlı olarak gerçekleşen “Momentum Of Memory” başlıklı sergisi,29 Mayıs’ta Venedik ArsenaleDocks’daaçıldı.
Ahmet Güneştekin, Kasım-Aralık 2012 tarihleri arasında Antrepo No. 3’te gerçekleştirdiği “Yüzleşme-İstanbul” ve Ocak-Nisan 2013 tarihleri arasında CerModern’dedüzenlediği “Yüzleşme-Ankara” sergilerinden sonra,“Momentum of Memory”başlıklı sergisini Venedik’te açtı.
25 Ağustos 2013 tarihine kadar ziyaret edilebilecek sergi kapsamında sanatçının“Yüzleşme” isimli eserinin yanı sıra “Bellek”, “İnkâr”, “Düdük” ve “Dil” adlı videoları ile “Recm” adlı enstalasyonu yer alıyor.
“Gördüğümüz, madalyonun öbür yüzüdür aslında. Görmediğimiz bu yüzdür; çünkü bu yüzünde biz varız.”
Eserlerinde mitoloji, din çatışmaları, doğa ve insanlık suçları ile sermaye odaklı politikoyunları yansıtan Ahmet Güneştekin, “Momentum of Memory”sergisiyle doğaya ve insana karşı sürdürülen inkâr ve imha hareketlerine karşı sesini yükseltmeyi hedefliyor.“Gördüğümüz, madalyonun öbür yüzüdür aslında. Görmediğimiz bu yüzdür; çünkü bu yüzünde biz varız”diyen Ahmet Güneştekin,insanın kendisine yabancılaşmasının körlüğü de beraberinde getirdiğine dikkat çekiyor. Ahmet Güneştekin, insanlığın artık kendi başına gerçekleştiremeyeceği yüzleşmeyi, ancak sanatın saf aracılığıyla gerçekleştirebileceğine inandığını belirtiyor ve eğer kendimizlebir an önce yüzleşmezsek modern çağın tufanını engelleyemeyeceğimizi söylüyor.
“Yüzleşmeyapıtı, doğa ve insan trajedilerini Halepçe katliamı özelinde sorguluyor.”
Ahmet Güneştekin, sergide yer alan ‘Yüzleşme’ adlı yapıtında, Arap Irak ile Fars İran arasındaki“1. Körfez Savaşı” sırasında Saddam Hüseyin’inKürt kenti Halepçe’ye gerçekleştirdiği kimyasal saldırı sonrasında yaşananinsanlık trajedisiyle modern insanı yüzleşmeye çağırıyor. 1986-1989 yılları arasında 150.000’e yakın insanın katledildiği “El-EnfalHarekâtı” kapsamında, Halepçe’ye gerçekleştirilen ve sonucunda 7.000 civarında insanın hayatını kaybettiği, binlercesinin sakat kaldığı bu katliama odaklanan eser, toplumsal
belleğin muhtemel benzer trajedilere karşı refleksini de sorguluyor. 300x800 cm boyutlarındaki eser 1500 parçadan oluşuyor.
“İNKÂR EDİLEN, İMHA EDİLEN HER DİL YAŞAMDAN EKSİLEN BİR RENKTİR.”
Ahmet Güneştekin, sergide yer alan “Bellek”, “İnkâr”, “Düdük” ve “Dil” adlı videolarıve “Recm” adlı enstalasyonuyla “Yüzleşme” kavramını sanatın farklı dilleriyle farklı açılardan ele alıyor. Bu çalışmalarında, izleyenin eserle kurduğu diyaloglarlayüzleşmeyisağlamayı hedefliyor.
“Bellek”videosunda1909 Adana Ermeni olaylarından günümüze dek Türkiye’de işlenen insanlık suçlarını, gerçek sesleri ve tarihleri ile sunan Güneştekin, “İnkâr”videosunda 1980’li yıllarda Bulgaristan Türklerine uygulanan zulüm sırasındaki dil yasağı ile Türkiye Kürtlerine 100 yıldır uygulanan dil yasağını yüzleştiriyor. “Düdük” adlı çalışmada ise Kürtçe başta olmak üzere Türkçe dışındaki dillere karşıuygulanan ve kısmen de olsa halen uygulanmakta olan yasaklar ele alınıyor.
Ahmet Güneştekin, “Dil”adlı videoda,Türkçe alfabede bulunmayan “Q, X, W” gibi bazı yasak harfler üzerindenKürtçeye karşı uygulanan asimilasyon ve inkâr politikalarını sorguluyor. Sanatçı, “Recm” adlı enstalasyondada bu harfler üzerinden din ile milliyetçiliğin paradoksal ilişkisini irdeliyor.
25 Ağustos 2013 tarihine kadar açık kalacak serginin kitabının metinlerini sanat eleştirmeni ve küratörBeral Madra kaleme aldı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.