Bundan sonraki yol haritamızı iyi çizmemiz lazım. İyi çizebilmemiz için iktidarla muhalefetin işbirliği yaparak,uzlaşma metotlarını kullanarak,hiç değilse milli politikamızı tespit edene kadar,birbirleriyle mücadeleyi durdurmaları lazım.
Şimdi geleceğimiz üzerine odaklanmalıyız.Kim ne derse desin,çok cephede harp halindeyiz.Suriye’den nasıl çıkacağız,Libya’da ne yapacağız,Kıbrıs’taki düşman ittifakını nasıl bertaraf edeceğiz,bunu oturup ciddi şekilde konuşmak lazım.Ülke hepimizin,birimizin yapacağı yanlışın zararını hepimizin çekeceğini unutmayalım.
Şu dönemde liderler çok sık toplanmalı,iktidar liderlere ve Parlamento’ya sıcak ve yeni haberleri zamanında vermelidir.İktidarın önerileri akılcı ve ülke yararına ise desteklenmeli,değilse yeni formüller ortaya konulmalıdır. İktidarın yanlışlarını oya çevirme gayretlerine de şimdilik son vermeliyiz.Aksine destek ve yardımcı olma yolunu seçmeliyiz.Halkın nabzını iyi tutanlar,bu genel isteğe heryerde rastlıyorlar.
Ordumuz çok cephede büyük operasyonlar yapıyor. Elbette milletçe askerimizin arkasında olmalıyız.Ama yapılan operasyonlar hakkındaki eleştirilere de kulak asmalıyız.Verilecek mantıklı ve ciddi cevapları varsa hemen vermeliyiz.Bay Kemal mantığıyla,tribünleri coşturacak söylemlerle değil,birleştirici ve uzlaşıcı ifadelerle konuşmak lazım.Aklı başında herkes siyasi kavgalardan şikayetçi,(ben yaptım oldu)inadından endişeli,böyle bir ortamda geleceğin ağır faturasını ödemekten korkuyor.
Bir yandan harp endişesi,diğer yandan hayat pahalılığının yarattığı geçim sıkıntısı,bunlar yetmezmiş gibi devletteki israf boyutlarının bir türlü geri çekilememesi, genel korkuları büyütüyor.Müthiş israfı önlesek,belki de peşpeşe gelen zamlara gerek kalmaz.Gırtlağa kadar borçluyuz.Biz dış borç miktarını 450 milyar dolar civarında biliyorduk,bütçe müzakerelerinde İlhan Kesici’den öğrendik ki çok daha fazla.Haydi rakamı tekrarlayıp moralinizi bozmayayım ama,dış borcu arttırmamak ve mevcudu nasıl ödeyeceğimizi,hem de kara kara düşünmemiz lazım.
Bunca borcun üstüne,bir de yeni ve pahalı yatırımlara girişmemeliyiz.Hele bunu siyasi inat haline getirip (İsteseniz de yapacağız istemeseniz de..)gibi lafları,hele şu dönemde siyaset sahasında kullanmamalıyız.Siyasi şovları bırakalım artık.Kasamız tamtakır,biz kalkmış yok kanal Istanbul, yok yerli elektrikli otomobil üretiminden bahsediyoruz.Şimdi bunların zamanı değil,şimdi beka meselesi ile uğraşmalıyız,Türkiye’ye kurulan hain tuzaklara kafayı yormalıyız.Milletin huzur ve güvenini nasıl sağlarız ona bakmalıyız.
Kendi yağımızla kavrulmayı,kendi imkanlarımızı değerlendirmeyi öğrenmeliyiz artık.Tarımda kendine yeten 7 ülkeden biriyken,şimdi neredeyse tüm gıdamızı ithal eder hale geldik.Gençliğimizi hedefsiz bıraktık,yetişmelerini çağdışı metotlara teslim ettik,teknik öğretimi ihmal ederek, ihtiyacımızın çok üzerinde Üniversiteliyi işsizler ordumuza ekledik.Dünyada adam gibi nasıl yaşarız düşüncesinin yerini, ahirete öncelik tanıyan politikalara bıraktık.Köy okullarımızı kapattık,çocuklarımızı minibüslerle sabahın kör karanlığında ilçe okullarına gönderdik.Ne değişti,çocuklar değil minibüs sahipleri ve akaryakıt bayileri karlı çıktı bu işten.
Plansız programsız yürüyüp gidiyoruz işte.Siyasetin kuyuya attığı taşları,tüm uğraşımıza rağmen çıkaramıyoruz. Paramızı bol keseden harcarken,(nasıl olsa bizden sonra gelenler ödeyecek)mantığıyla hareket ediyoruz.Muhalefet de çıkıp söylemiyor,(biz değil kim gelirse gelsin ödeyemez bunca borcu)demiyor.Milletin gözünden doğruları kaçırmakta,müthiş bir koalisyon var ülkede.Ayağımızı yorganımıza göre uzatacak bir mali politikayı uygulayamıyoruz bir türlü.Şu yaşadığımız hayata bakın,en zengin ülkelerde bile böylesine hovardaca bir yaşam yok. Söyler misiniz iyi yaşamayı hakettik mi, bunun için çok çalıştık mı?
Neyse bu kritik sorularla canımızı sıkmak yerine, çok önemli bir konuya daha değinelim.Diyelim ki, iktidarı değiştirme mecburiyeti doğdu,kime oy vereceğiz diye soran kararsızlara hangi adresi vereceğiz?(Bunlar bizi borca soktular ama,yine de iyi kötü bir şeyler yaptılar.CHP’nin ne yapacağını doğru dürüst bilmiyoruz ki)diyenlere ve oyunu verecek yeri henüz bulamayanlara,CHP çok ciddi ve süratle (gelecekte neler yapacağına dair) programlarını açıklamalıdır.Bütün bunlar CHP’nin geçmiş seçim beyannamesinde yer almıştı ama,köprülerin altından çok suların geçtiğini de unutmayalım.CHP’ye düşen görev,bunca sorunun altından nasıl kalkacağını inandırıcı bir şekilde halka anlatmalıdır. Hiziplerle,partiiçi hesaplarla uğraşmak,iktidara laf yetiştirmek yerine CHP,hemen ciddi plan ve programlara odaklanmalı,bunu yaparken ülkenin tüm iyi yetişmiş insanlarından yararlanmalıdır.
İyi Parti de dersini iyi çalışmalı,geleceğe yönelik tüm planlarını şimdiden hazırlayıp, peşpeşe halka açıklamalıdır.Artık lafla değil,hamasetle değil,çözüm yollarıyla ve ciddi projelerle siyaset yapmalıyız.Sadece CHP değil,tüm muhalefet gücünü bir noktada toplar,halka inandırıcı mesajlar verir ve AKP’den daha akılcı,gerçekçi ve etkileyici bir havayı yurt sathına yaymayı becerebilirse, Türkiye’de çokşey değişebilir.İktidara lafla değil, hepimize umut ve güven aşılıyacak ciddi projelerle rakip olunabilir. Ayrıca Ankara’dan,oturduğumuz yerden rahat ve zahmetsiz politika yapmaktan vazgeçmeliyiz..İl il dolaşmak,ilçeleri gezmek,vatandaşın ayağına gitmek lazım.Bunu unutmayalım.