Son günlerde Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un bazı şeylerden rahatsızlık duyarak, Türsab Başkanı Firuz Bağlıkaya ile aynı yerde görünmek istemediği duyumları alıyoruz. Özellikle Bağlıkaya’nın bazı ortamlarda “Bakan benim adamım” şeklindeki sözlerinin bu rahatsızlığın boyutlarını ileriye taşıdığı söyleniyor. Acenteler ‘Bakan Bağlıkaya’yı çizdi’ bile diyorlar… Ancak bir internet sitesinde Firuz Bağlıkaya’nın ekibinde yer alanlar tarafından bakanın eşine yapılan saldırı bu çiziğin ne boyutlarda olduğunun göstergesi oldu.
‘Yandaş’ olduğu iddia edilen bir internet sitesinde Firuz Bağlıkaya’nın, tabirimi mazur görün “tetikçileri’ tarafından bakanın eşinin yaptığı bir sosyal sorumluluk projesinin eleştirilmesiyle Bakan Ersoy’un sıkıştırılmaya çalıştığı görüldü.
Ama sonra bu girişim ‘fos’ çıktı ve haberin hayal mahsulü olduğu belirlenince, internet sitesi de düzeltme yayınlamak zorunda kaldı.
Bence daha dikkatli olmak gerekiyor. Tetikçilerin dolmuşuna gelmek pek hayırlı olmuyor…
BAKAN NEDEN UZAK DURUYOR?
Bakan Ersoy, Bağlıkaya’nın ilk adaylığında yanında olup ona destek vermişti. Ama son adaylığında ise geri çekilerek uzak durmuştu. Belki de birileri Bağlıkaya’nın yanında olmaması gerektiğini ve çok önceden bakan olacağını kulağına fısıldamış olabilirlerdi.
Ama turizm de dedikodu bitmez. Bağlıkaya ekibi hala Bakan Ersoy’un kendi yanlarında olduğunu ileri sürerek her yerde nemalanmaya çalışıyorlar. Hatta gelecek seçimler de yeniden koltuk peşinde olan ve geçen süre içinde hiçbir vaadini yerine getirmeyen Bağlıkaya ‘seçim karargahını’ bile kurdu. Başına da orada burada Bakan Mehmet Ersoy’a ve eşine sataşan tetikçileri oturttu.
Akılları sıra Bakan Ersoy’u sıkıştırıp her istediklerini yaptıracaklarını sanıyorlar. Ama cami duvarının etrafında dolaştıklarının farkında bile değiller…
Aslında Firuz konuşmaz, sataşmaz… Sadece birilerini konuşturur ve ortaya sürer. Sonra limon gibi sıkar ve posasını ortaya koyar. Bir bakın yanında kimler kaldı, kimler gitti?
YETKİM OLSA TÜRSAB’I KAPATIRIM
Bütün bu gelişmeler ışığında aklıma bazı şeyler geldi…
Mehmet Ersoy ile bakan olmadan önce Burcu Esmersoy’un ETS’nin yüzü olduğu lansmanında buluşmuştum. Yanımda Hürriyet’ten başarılı gazeteci Burak Coşan ve birileri daha vardı. Lansman sonrası sohbet ediyorduk.
Ersoy’a “Türsab’ta daha önce Bağlıkaya’ya destek vermiştiniz. Bu dönem var mısınız? Türsab hakkında ne düşünüyorsunuz?“ diye sormuştum.
Ersoy bana “Türsab seçimleri sırasında Anadolu’yu gezerken gerçekleri görme fırsatı buldum. Turizmde Türsab’ın fazla kıymeti harbiyesinin olmadığını gördüm. Turizm öyle Türsab’ın gördüğü gibi değil. Ayrıca Türsab’ın turizme bir faydası olduğunu göremedim. Hatta yetkim olsa turizmdeki Türsab gibi ne yaptığı, ne işe yaradığı belli olmayan kuruluşların tamamını kapatırım” demişti.
Bakan Ersoy’la bu sohbetimizi unutmadım. Daha sonraki gelişmeleri izlerken Bakan Ersoy’un hala aynı düşünceye sahip olduğunu ve fırsatını bulunca Türsab’ı by-pass edeceğini bile hissettim.
TURİZMİN ANAYASASI GELİYOR
Nitekim Türsab kimselere göstermeden kapalı kapılar arkasında hazırlayarak büyük tepki gören 1618 Sayı Yasayı onaylanması için Bakan Ersoy’un önüne ‘Nasıl olsa onaylayacak. Ne de olsa bizim adamımız’ zihniyetiyle koyunca kazın ayağının öyle olmadığı anlaşıldı.
Bakan Mehmet Ersoy yasa teklifini alınca “Bakanlıktaki uzmanlara inceleteceğim. Daha sonra ise turizm sektörünün ilgili kuruluşları ile görüşmeler yaparak ortak bir noktada buluşmayı sağlayacağım” diyerek Türsab’ı bu işten by-pass ediverdi.
Sonra ise Bakan Ersoy, TÜROB, TÜROFED, TTYD, TUREB, TUROYD, UBSAD ve ilgili kuruluşlarla Ankara ve İstanbul’da bir araya gelerek yanındaki uzman ekiple birlikte hepsinin görüşlerini almaya başladı. Ayrıca bununla da yetinmeyerek Türkiye’nin eğitim kurumlarındaki akademisyenlerinde görüşlerini alarak turizmde herkesin kabul edebileceği ‘ortak bir yasa’ oluşturmayı hedefledi.
Bakan Ersoy, artık turizmde kimseyi incitmeyecek, herkesi bütünleştirecek ve turizmi bir çatı altına alacak, Türk turizminde çatışmaları bitirerek, ülkeyi turizmde zirveye taşıyacak “Turizmin Anayasası” olacak bir yasa oluşturmaya çalışıyor. Anladığımız kadarıyla turizmdeki her sivil toplum kuruluşuna ‘özel yasa’ dönemi sona eriyor. Sadece bu kuruluşlarda Turizmin Anayasası’ ile çatışmayan yönetmelikler düzenlenebilecek.
BAKANIN EŞİNE YAPILAN SALDIRI
Bütün bunlar olurken geçtiğimiz günlerde “Eniştem beni niye öptü?’ tarzında Bakan Mehmet Ersoy’un eşi Pervin Ersoy’u hedef alan şöyle haber yayınlandı.
“Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un eşi, Bizim Çocuklarımız Dayanışma Derneği Kurucu Üyesi ve Başkan Yardımcısı Pervin Ersoy’un “Türkiye’nin tanıtım projesi” diyerek geçen ay lansmanını yaptığı ‘Her Şehri Ünlüsüyle Geziyoruz’ adlı projesine turizm sektöründen tepki geldi”
Haberin yapıldığı yer ise Firuz Bağlıkaya’nın seçim ofisinde görevli ve mevcut Türsab yönetiminde yer alanlardan geldi.
BAKAN’A ABA ALTINDAN SOPA GÖSTERMEK
“Sektörün bu kadar sorunu ve çözülmesi gereken meselesi var iken…” diye başlayan haber bir garipti. Hatta dahi ileri giderek 1618 Sayılı Yasa için “aba altından sopa gösterir gibi şöyle ifadelerde vardı. Konunun sahibinin Türsab olduğunu belirtmek ise bu aşamadan sonra hiç te yerinde değildi. Bizce hala anlaşılamayan bakanın turizmden geldiğidir.
Yazıda “Bizim için en önemli konu olan kanun çalışmasını bile dernek, platformlar ile görüşerek sürdüren Bakan ve Bakanlık yetkilileri hala konunun asıl sahibi olan TÜRSAB yönetimi ile tek bir istişarede bulunmayacak, sonra da çıkıp illerin turizm potansiyelinin arttırılmasına yönelik bu iş ve işlemleri yine dernekler ile hayata geçirecekler, abesle iştigalden öte bir durum değil” denildi.
TÜRSAB’IN DERDİ NEDİR?
TÜRSAB Başkanı Bağlıkaya “Benim adamım göndedirim imzalar’ diyerek bakanlığa sunduğu 1618 Sayılı Yasa’nın onaylanmaması sancısı çekiyor. Kendisi devreye giremiyor, tetikçileri harekete geçiriyor.
İşte Bakanın eşine saldırının arkasında yatan sebeplerden bazıları şöyle:
Tursab'in kanun tasarısında genel kurul için 4 yıl istenmişti. Bakanlik 3 yıl daha iyi dedi.
Tasarıda yonetim kurulu için 14 +1 başkan ve 5 kişilik yönetimin içinden icra kurulu istemişler. Bakanlık o zaman kalan 10 adet yonetim kurulu üyesine ne gerek var diyerek bu maddeyi de çizmiş.
Ayrıca bakanlık Türsab’ın ceza kesme yetkilerini de tırpanlarken, Türsab’ın acente kurmak için istediği yüksek miktarı gelen şikayetler üzerinde şimdilik kabul etmemiş.
Türsab'ın istediği 400.000 TL’yi 200.000 TTL’ye indirdiği ve Türsab’ın yüzde 25’lik pay almasını ise “Hangi hizmete karşılık?’ diyerek reddettiği söyleniyor.
Türsab'ın hazırladığı taslakta seyahat acentelerine ceza kesme yetkisinin Türsab'a verilmesi ve kesilen cezanın aidat ucretinin 40 katı olması konuları da bakanlık tarafından hos karsılanmayan maddelerden olduğu söyleniyor.
Türsab belge iptali yetkisinin dahi Bakanlık yerine Türsab'a verilmesi anlamına gelecek maddeleri taslağa koymuş ama Bakanlık yetkilileri ‘Seyahat acenteleri ile ilgili nihai kararı Bakanlık verecek’ demişler.
Türsab'ın seyahat acentelerine vereceği her belgeden ücret talep etmesi, mevcut enformasyon belgelerini dahi yeni belgeler ile değiştirirken yine ücret alması taslağın Türsab tarafından kendi yararına hazırlandığı izlemimizi güçlendiriyor.
Yani Türsab’ın taslığında yer alan akçalı maddelere Bakanlıktan engellemeler var.
Bakanlık işin özünde Türsab’a ayrıcalık değil Turizmin Anayasası’nı hazırlayarak tüm paydaşların menfatine olan ve çatışmayan bir yasa oluşturmaya çalışıyor. Ayrıca Türsab’ın ‘Bize sormadı’ sözleri karşısında ise “Yasa taslağı hazırlarken Türsab üyelerine sordu mu?” denildi. Bekleyip göreceğiz. Türk turizmine yeni bir yasa geliyor ve ayrımcılık bitiyor diye düşünüyoruz.
GAZETECİLİK ZOR İŞTİR, YAZARSIN SONRA ADAMA YAZDIRIRLAR…
Tabii bu haberi yazan arkadaşların gazetecilik deneyimleri yoktur. Kapalı devre çalışan platformlarda çala kalem yazmakla burada yazmak aynı olmuyor.
Her zaman söylerim “Gazetecilik zor iştir. Desteksiz atarsan, sonra adama yazdırırlar…. Gazetecinin ‘yazarım haaaa…’ Dönemi çoktan geçti…”
Nitekim “Bakanın eşi, 81 ili kimin parası ile gezecek?” haberine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Özel Kalemi’nden gelen bir açıklama yayımlandı.
İşte o açıklama şöyle…
“Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Mehmet Nuri Ersoy’un eşi, “Bizim Çocuklarımız Dayanışma Derneği” kurucu üyesi ve Başkan Yardımcısı Sayın Pervin Ersoy’un, ülke turizmine katkı sağlamak ve yardımlaşma derneklerine destek olmak amacıyla başlatmış olduğu “Her Şehri Ünlüsüyle Geziyoruz” projesi, yerel turizmi canlandırma ve Türkiye’yi farklı yönleriyle tanıtma hedeflerini de takip ederek başarıyla sürmektedir.
“Her Şehri Ünlüsüyle Geziyoruz”, Sacred7 Travel paydaşlığında yürütülen bir sosyal sorumluluk projesidir ve proje kapsamında yapılan harcamalar için Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan herhangi bir ödenek ayrılmamış olup, projenin tüm masrafları Sayın Pervin Ersoy tarafından karşılanmaktadır.”
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
İşte böyle…
Yanlış hesap Bağdat’tan döner demekten başka çare yok…