İSTANBUL- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın ÇED raporunu onayladığı Galataport projesi için Danıştay Savcısı bilirkişi ile aynı fikire vardı ve imar planlarının iptaline ilişkin görüş bildirdi. Kamuoyunda "Galataport" olarak bilinen Salıpazarı Kruvaziyer Liman Alanı ile ilgili ilginç gelişmeler yaşanıyor.
Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu, daha önce Danıştay’dan “yürütmeyi durdurma kararı” olmasına rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onayladığı gün Danıştay 6. Daire’de görülen davada, Danıştay Savcısı, bilirkişi ile aynı fikire vardı ve imar planlarının iptaline ilişkin görüş bildirdi.
Planların kamu yararı taşımadığını ifade eden savcılık, görüşlerinde bilirkişi raporunda yer alan "1 kilometre uzunluğundaki kıyının özelleştirilmesi nedeniyle, tüm alanın kamuya kapatılacağı" savına da yer verdi.
Doğuş Holding’e ait Karaköy Sahili’nde otel, restoran, cafe ve mağazalardan oluşan Salıpazarı Kruvaziyer Limanı projesine ait planların iptaline ilişkin TMMOB Mimarlar, Şehir Plancıları ve İnşaat Mühendisleri Odaları tarafından 2012 yılında açılan ve Danıştay 6. Dairesi’nde görülen davada, Başsavcılığın da görüşleri dava dosyasına girdi. 30 Eylül 2015 tarihinde görüşlerini bildiren savcılık, bilirkişinin 3 Nisan 2015 tarihinde hazırladığı rapora atıfta bulunarak, planların ‘kamu yararı taşımadığına’ yönelik fikir bildirdi.
Yıldız Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. İclal Dinçer ve Prof. Dr. Zeynep Enlil ile İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Şevket Çokgör tarafından hazırlanan 94 sayfalık bilirkişi raporunda da ’dava konusu işlemin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olmadığı’ kanaatine yer verilmişti.
Başsavcılık makamı adına görüş bildiren Danıştay Savcısı Halil Kamil Yüksel, söz konusu imar planlarının belirsiz ibareler taşıdığına dikkat çekerek, "Planların iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir" ifadelerine yer verdi. Savcı Yüksel’in atıfta bulunduğu bilirkişi raporunda da, belirsizliğe yönelik eleştiriler bulunuyordu. Bölge sit alanı olduğu halde, planın koruma amaçlı imar planı koşullarına uygun hazırlanmadığının belirtildiği bilirkişi raporunda, işlev ve yoğunluğa ilişkin ibarelerin belirsiz olduğu, "kullanılabilir", "yer alabilir" gibi esnek ifadelerin bulunduğu ifade ediliyordu.
Danıştay Başsavcılığı, bilirkişi raporunda yer alan ifadeleri hatırlatarak, Özelleştirme Yüksek Kurulu plan onayında dolgu alanı yer almamasına rağmen davaya konu olan imar planlarında yol olarak belirlenen alanın dolgu alanı olarak görülmesine dikkat çekti. Kıyı Kenar Çizgisinin belirlenmediğinin belirtildiği görüşte, bilirkişi raporunda yer alan "1 kilometre uzunluğa ulaşan tüm kıyının özelleştirilmesi nedeniyle tüm alanın kamuya kapatılması anlamına gelmektedir" ifadelerine vurgu yapıldı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.