Her fındık mevzuu açılınca halk arasında bu soru gündeme gelir. Aslında konu sadece fındık da olmamalı, bütün tarımsal ve diğer emtialar olmalı. Kayısı, üzüm, narenciye, fındık, bor, krom gibi…
Emtia piyasasının kalbi ise, ürün ihtisas borsalarıdır. Ürün ihtisas borsaları, emtiaların işlem gördüğü borsalardır. Bu borsalar, emtia fiyatlarının belirlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Emtia fiyatlarının belirlenmesinde, arz ve talep, tarım ve hayvancılık sektörü, iklim ve siyasi ve ekonomik koşullar gibi faktörler etkilidir.
Ürün ihtisas borsaları, emtia piyasasının likiditesinin artırılmasında da önemli bir rol oynamaktadır. Likidite, bir malın veya paranın kolayca el değiştirebilmesi anlamına gelir. Likit bir piyasa, alıcı ve satıcıların kolayca buluşabileceği ve işlem yapabildiği bir piyasadır. Likit bir piyasa, fiyatların daha gerçekçi ve adil olmasını sağlar.
Ürün ihtisas borsaları, aynı zamanda üreticilerin ve tüketicilerin korunmasında da önemli bir rol oynamaktadır. Üreticiler, emtialarını ürün ihtisas borsalarında satabilir veya gelecekteki fiyatları sabitleyebilir. Bu sayede, üreticiler fiyat dalgalanmalarından korunabilir ve gelirlerini garanti altına alabilir. Tüketiciler ise, emtialarını ürün ihtisas borsalarından alabilir veya gelecekteki fiyatları sabitleyebilir. Bu sayede, tüketiciler fiyat dalgalanmalarından korunabilir ve bütçelerini planlayabilir.
Türkiye’de de, 2018 yılında Türkiye Ürün İhtisas Borsası (TÜRİB) adlı bir ürün ihtisas borsası kuruldu. TÜRİB, tarım ürünleri, hayvancılık ürünleri, enerji ürünleri ve diğer emtiaların işlem gördüğü bir borsadır. TÜRİB’in kuruluş amacı, Türkiye’nin tarım ve hayvancılık sektörünün gelişimine katkı sağlamak, üreticilerin ve tüketicilerin haklarını korumak ve piyasada şeffaflık ve güveni sağlamaktır.
Geçen hafta, TÜRİB Genel Müdürü Ali Kırali, Tarım Gazetecileri ve Yazarları Derneği’nin (TAGYAD) organizasyonuyla basın mensuplarıyla bir araya geldi. Kırali, hem 4 yılda ürün ihtisas borsacılığı ile lisanslı depoculuk konusunda kat edilen mesafeyi anlattı, hem de gazetecilerin sorularına cevap verdi.
TÜRİB’in faaliyetleri arasında şunlar bulunuyor:
* Tarım ve hayvancılık ürünlerinin işlem gördüğü bir platform oluşturmak
* Üreticilerin ve tüketicilerin haklarını korumak
* Piyasada şeffaflık ve güveni sağlamak
* Tarım ve hayvancılık sektörüne yatırım çekmek
TÜRİB’in faaliyetleri sayesinde, Türkiye’nin tarım ve hayvancılık sektörü büyümekte ve gelişme sürecine girecektir. TÜRİB’in faaliyetleri aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası emtia piyasalarına entegrasyonuna da katkı sağlanacaktır.
Dünyada da, farklı özellikleri olan birçok ürün ihtisas borsasına bakınca bu konudaki kanaatimiz pekişmektedir:
* Chicago Mercantile Exchange (CME): CME, dünyanın en büyük vadeli işlem borsasıdır. CME’de tarım ürünleri, enerji ürünleri, metaller ve endeksler gibi çeşitli emtiaların vadeli işlem sözleşmeleri işlem görmektedir. CME, emtia piyasasının nabzını tutan bir borsadır. TÜRİB, genelde CME’yi örnek alıyor.
* London Metal Exchange (LME): LME, dünyanın en büyük metal borsasıdır. LME’de bakır, alüminyum, nikel, çinko, kurşun ve altın gibi çeşitli metallerin vadeli işlem sözleşmeleri işlem görmektedir. LME, metal piyasasının lideri kabul edilir.
* New York Mercantile Exchange (NYMEX): NYMEX, dünyanın en büyük petrol ve doğalgaz borsasıdır. NYMEX’de petrol, doğalgaz, benzin ve diğer enerji ürünlerinin vadeli işlem sözleşmeleri işlem görmektedir. NYMEX, enerji piyasasının merkezi niteliğindedir.
* Tokyo Commodity Exchange (TOCOM): TOCOM, dünyanın en büyük Japonya borsasıdır. TOCOM’da altın, gümüş, bakır, nikel ve diğer metallerin vadeli işlem sözleşmeleri işlem görmektedir. TOCOM, Japonya’nın emtia piyasasının temsilcisidir.
* Singapur, Frankfurt, Anvers veya dünyanın her hangi bir yerindeki emtia borsalarının da kendine has özellikleri vardır.
Ürün ihtisas borsaları, emtia piyasasının kalbi olarak nitelendirilebilir. Bu borsalar, emtia fiyatlarının belirlenmesinde, emtia piyasasının likiditesinin artırılmasında ve üreticilerin ve tüketicilerin korunmasında önemli bir rol oynamaktadır. Ürün ihtisas borsaları sayesinde, emtia piyasası daha şeffaf, likit ve adil bir hale gelmektedir
Peki, fındığın fiyatını kim belirliyor?
Fındığın fiyatını belirleyen faktörler oldukça çeşitlilik göstermektedir. Türkiye'de ve dünyada, fındığın üretimi, tüketimi, stok durumu, iklim koşulları ve siyasi-ekonomik koşullar gibi birçok etken fiyatları etkileyen önemli faktörler arasında yer almaktadır.
Fındığın üretimi, iklim koşullarına, toprak kalitesine, su kaynaklarına ve gübre kullanımına bağlı olarak değişmektedir. Türkiye'nin fındık üretimindeki artış veya azalış, dünya piyasalarındaki fındık fiyatlarını ciddi şekilde etkilemektedir.
Bir de badem, yer fıstığı, Antep fıstığı gibi ikame ürünler de fındığın fiyatını etkileyebilir.
Tüketimi ise nüfus artışı, gelir seviyesi, tüketici tercihleri ve kültürel faktörlere bağlı olarak değişebilir. Tüketimin artması veya azalması da fiyatlarda dalgalanmalara sebep olabilir.
Ürün stok durumu da önemli bir etkendir. Fındık üretiminin fazla olduğu dönemlerde stoklar artar, bu da fiyatların düşmesine yol açabilir. Tersine, düşük üretim dönemlerinde stoklar azalır ve fiyatlar yükselir.
Aynı zamanda iklim koşulları, özellikle fındığın yetiştiği bölgelerde olumsuz etkilere yol açabilir. Kuraklık ve aşırı yağışlar, fındık verimini etkileyerek fiyatlarda dalgalanmalara neden olabilir. Zeytinyağında bol yılı, az yılı üretimi olduğu gibi.
Siyasi ve ekonomik koşullar da fındık fiyatlarını etkileyen kritik faktörlerdendir. Siyasi istikrarsızlık, ekonomik krizler ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar, fındık fiyatlarında ani değişimlere sebep olabilir. Türkiye’de seçim yılında olmak da etkili olabiliyor.
Burada fındık özelindeki bu süreci, ürün ihtisas borsasında işlem gören bütün tarım ürünleri için kıyaslayabiliriz. Sadece yerli ürünlerde değil; TÜRİB, yakında Malezya ve Londra’da işlem gören palm yağını da orta vadede Türkiye’de de fiyat oluşturabilecek bir merkez haline getirebilir.
Yani uzun vadede, fındığın fiyatının belirlendiği yer dünyanın şu veya bu borsası değil TÜRİB olabilir. Bunun için lisanslı depoculuğun geliştirilmesi gerekiyor. Şu an 9 milyon ton kapasiteli lisanslı depo bulunuyor. 15 milyon ton kapasite için izin alınmış. TÜRİB’in işlem yaptığı ürünlerin Türkiye toplam üretimi 35 milyon ton civarında olduğu biliniyor. Lisanlı depoculuk, ürün borsasının işleyişinin yanı sıra gıda güvenliği açısından da önemli bir fonksiyonu olabilir.
TÜRİB Genel Müdürü Ali Kırali’nin açıklamalarına göre; aracı kurumların oluşturulması, mevcut işlem yapım tarzının yapay zeka destekli gözetim sistemine dönüştürülmesi, İslami Ürün İşlem borsasının kurulması ile daha sağlıklı ve fonksiyonel hale gelecektir. En önemlisi de sektörün paydaşları bilinçlendirilmelidir. Bunun için ayrıca Tarım Aydınlatma Platformu oluşturulmaya çalışılıyor.
Sonuç olarak, başlıktaki soruya cevabımız “TÜRİB” olduğu gün, Türkiye’nin ürün ihtisas borsası, dünyanın farklı yerlerinde benzerleriyle de rekabet edebilir seviyeye geldi, diyebileceğiz.