İSTANBUL - Geçen yıl 42 milyon kişinin ziyaret ettiği İstanbul Kapalıçarşı’ya bu yıl da ilgi yoğun. Kuyumcudan dövizciye, halıcıdan dericiye, tekstilden çiniciye kadar bünyesinde 60’dan fazla iş kolunu barından Kapalıçarşı esnafının gözü, yüksek harcama yapan zengin turistte. Çarşı esnafı, bunun için tanıtım yapılmasını istiyor.
Türkiye’nin en önemli tarihi, kültürel, ekonomik ve sanatsal mekanlarından biri olan 558 yıllık tarihi İstanbul Kapalıçarşı’da esnafın sorunlarını dinledik. Turizm ve düğün sezonun etkisiyle oldukça hareketli günler geçiren Kapalıçarşı’da kuyumdan hediyelik eşyaya, çiniden deri ve tekstile kadar onlarca sektörden ürün bulmak mümkün.
'ÇAKMA ÜRÜN MERKEZİ' ALGISINDAN RAHATSIZLAR
İşlerin nasıl gittiğini bir de esnafa sorduk. Çarşının eski sakinleri olan örücüler, antikacılar, kalpakçıların yerini lokumcu ve hediyelik eşya dükkanlarının aldığını belirten esnaf, ahilik kültürünün zayıflamasından yakınıyor. Yüksek harcama yapan zengin turistin gelmesini bekleyen esnaf, Tarihi Kapalıçarşı’nın “çakma ürünlerin satıldığı yer” olarak anılmasından oldukça rahatsız.
MISIR ÇARŞISI'NDA YER BULAMAYAN BURADA
Fatih Kurtulmuş
İlk olarak Kapalıçarşı Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kurtulmuş'un kapısını çaldık. Kapalıçarşı'nın ekonominin kalbi sayılabilecek yerlerden biri olduğunu belirten Kurtulmuş, burada kuyumcular, halıcılar, dericiler, turistik eşyacılar, olmak üzere 60 üzerinde meslek icra edildiğini söyledi. Mısır Çarşısı'nda yer bulamayan lokumcu ve kuruyemişçinin Kapalıçarşı'da dükkan açtıklarını aktaran Kurtulmuş, “Sunumu ve paketlemesiyle, turistlere hediyelik gıda ürünleri var. Ama bunların hiçbir zaman başka bir mesleğin yerini alması mümkün değil” diyor.
İLGİ DEVAM EDİYOR
Turizm sezonu ve düğün mevsimi olduğu için işlerin iyi gittiğini anlatan Fatih Kurtulmuş, şöyle devam etti: “Geçen sene yıllık ziyaretçi sayımız 42 milyondu. Bu yıl onu daha da geçeceğini düşünüyoruz. Bu rakamlar turistlerin Kapalıçarşı'ya ilgisinin devam ettiğini gösteriyor. Döviz de bırakıyorlar. Çok para harcayan iş yapanların kruvaziyer seyahatleri her ülke için çok cazip. Karaköy'deki proje tamamlanınca buraya bir akış olacak. Kapalıçarşı'da bundan yararlanacak.”
HALININ TOZUYLA BÜYÜDÜM
Haşim Güreli
Yine tarihi dükkanlardan birindeyiz. 30 yıldır halıcılık işiyle uğraşan Haşim Güreli, "3 yaşımdan beri bu dükkana geliyorum. Halıların tozuyla büyüdük. Baba mesleği” diyor. İhracat yaptıklarını söyleyen Güreli, işlerin eskiye göre çok sakin olduğunu belirtiyor. Avrupa'da yaşanan ekonomik daralmanın kendilerini etkilediğini anlatan Güreli, rotayı Amerika'ya kırmış, ancak Anadolu'da eskisi gibi halı dokunmadığı için çeşitliliğinin azaldığını söylüyor. Hindistan'da işçilik ucuz olduğu için bütün imalatın oraya kaydığını aktaran Güreli, kendi tasarımlarıyla ayakta kalmaya çalıştıklarını vurguladı.
KURBAN DERİLERİNİN %20’Sİ HEBA OLUYOR
Aydın Hiçbezmez
Aydın Hiçbezmez, 49 yıldır Kapalıçarşı’da deri sektöründe çalışıyor. Hiçbezmez’in ilk sözü, “Deri sektörü zor durumda. Gelen turistlerin de alım gücü çok zayıf. Daha çok gezmeye geliyorlar. Zengin turist az geliyor” oldu. Kurban derilerinin yüzde 20’sinin yanlış kesimden dolayı heba olduğuna değinen Hiçbezmez, bu durumdan sektörün olumsuz etkilendiğini söyledi.
KAPALIÇARŞI ESNAFINDAN BAKANLIĞA TANITIM ÇAĞRISI
Kapalıçarşı deri sektöründen bir esnaf, Turizm Bakanlığının fuarlara katılarak Türkiye’nin tanıtımının iyi yapılması çağrısında bulunuyor. Esnaf, şu sorunları anlatıyor: “Turistler 5 yıldızlı tatil köyüne gidiyor. 1 hafta her şey dahil yiyip içip gidiyorlar. Oradan otobüse binip, hava alanından ülkesine dönüyor. Hiç kimseye bir faydası yok bunun. Bu kadar geniş bir yelpazenin olduğu başka bir ülke yok. Para harcayan zengin turistin getirilmesi lazım.”
ÇABAMIZ BU MİRASIN DEVAM ETMESİ
Esnaf sohbetlerimize “Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır” diyerek soluğu Bekir Tezçakar’ın yanında alıyoruz. 130 yıldır Kapalıçarşı’da çay ocağı işlettiklerini söyleyen Tezçakar, beşinci nesil olduğunu anlatıyor. Ellerinde dedelerinden kalma Osmanlıca makbuz olduğunu belirten Tezçakar, “Bu dükkan bir kültür mirası o aynı çizgi ve geleneği sürdürmeye çalışıyoruz. Ahilik kültürü ile büyüdük çabamız onun devam etmesi” dedi.
BAKIRA ESKİSİ GİBİ RAĞBET KALMADI
Bakırcılar çarşısına girdiğimizde etrafıma bakınıyorum bakırcılar nerede diye? “Bu işle uğraşan sayısı bir elin parmağını geçmez diyen” Nizam Çolak’ı dinliyoruz. Bakıra eskisi gibi rağbet olmadığını anlatan Çolak, 41 senedir aynı dükkanda bakırcılıkla uğraşıyor. Dükkana şöyle bir göz attığımızda güğümler, tepsiler, kapaklı sahanlar, pilav tabaklarına kadar birçok ürün gördüm. Nizam Çolak’ın anlattığına göre; eskiye oranla ürün çeşitliliği de azalmış. “Benden sonra işimi devam ettirecek kimse yok” diyen Çolak, “Önceden burada 6 kişi çalışırken şimdi tek kişi çalışıyorum” diyor.
HALICILIK BİTİNCE ÇİNİCİLİĞE DÖNDÜK
Hasan Güreli’nin hikayesi biraz farklı. 10 yıldır çinicilik işiyle uğraşıyor ancak onun öncesi var. Yaklaşık 20 yıl halıcılık sektöründe çalıştıktan sonra çiniciliğe geçmiş. Güreli, sebebini ise şöyle açıklıyor: “Halı daha çok ithal halıya ve makina halısına dönünce bu işe girdim. Çünkü talep azaldı. Çiniciler eskiden daha çoktu şimdi o da azadı. Çarşı daha çok çatma ürünlere döndü.. 30 sene önceki çarşı ile şimdi çarşı çok değişti.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.