ÖZKAN ALTINTAŞ- TÜRKİYE TURİZM
İSTANBUL- Doğal taş sektöründe Türkiye’nin lider markası olan Stoneline, 25’inci yılını dünyaca ünlü sanatçı Fazıl Say’ın Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde düzenlenen konseriyle kutladı.
Fazıl Say, konserde doğa katliamına karşı durarak bestelediği Kaz Dağları Keman Sonatı’nı keman sanatçısı Belçika’da öğrenim gören 15 yaşında Bade Dıştan ile birlikte çalarak büyük beğeni topladı.
Fazıl Say, doğa katliamına karşı direnmesini sürdüreceğini belirterek “Kaz Dağları’nda 100 km2’li alanı kurtardık. Şimdi Ağrı Dağı ve ülkemizin diğer yeşil alanlarını kurtarmak için oralara giderek müzik yapacağım. Hepinizi benimle birlikte bu harekete katılmaya davet ediyorum” dedi.
BABASI İÇİN YAZDIĞI BESTEYİ SESLENDİRDİ
Fazıl Say konsere geçtiğimiz günlerde vefat eden, müzik eğitimcisi ve müzik yazarı olarak birçok başarıya imza atan babası Ahmet Say için bestelediği eseriyle başladı. Fazıl Say, “Bestemi babama dinletmek isterdim. Ancak olmadı. Onun anısına çalıyorum” dedi.
PANDEMİ DÖNEMİNİ MÜZİĞİYLE ANLATTI
Fazıl Say, pandemi döneminde bestelediği ve güzel günlere umut niteliği taşıyan Yeni Hayat adlı eserini seslendirdi. Pandeminin hayatımızdan aldığı iki yılı özetleyen ve artık yeni bir hayata başlama zamanının geldiğini anlatan Yeni Hayat adlı eserinde Fazıl Say, iki yılın korku tüneli gibi geçtiğini anlatıyor. Fazıl Say “İki yılda 147 konserim iptal edildi. Eserim coronanın yarattığı korku, endişe, dram, trajedi umudu içeriyor. Artık yeni bir hayata başlamanın zamanı geldiğini anlatmak istiyorum” şeklinde konuştu.
SCHUBERT’İN ESERİ
Fazil Say, Avusturyalı besteci Franz Schubert’in 30 yaşında frengiden ölmeden iki ay önce bestelediği Sibemol Majör Sonat’ı seslendirdi. Fazıl Say, “Büyük besteci sanki ölüm içine doğmuş gibi müziğin içine dünyadan gidişi yerleştirmiş. Müziğinde meleklerin uçuştuğunu farkediyorsunuz” dedi.
DOĞA KATLİAMINA KARŞI BESTE
Son olarak ise Fazıl Say, Kaz Dağları’nda ağaçların kesilmesi üzerine keman ve piyano için bestelediği Kaz Dağları sonatını seslendirdi. Say, eserinde yaşamak ve yaşatmaktan yana olmayı müziğe yansıtıyor.
15 yaşındaki kemancı Bade Daştan ile birlikte seslendirdiği Kaz Dağları Keman Sonatı, Doğa Katliamı, Yaralı Kuş ve Umut Ayini gibi bölümlerden oluşuyor.
STONELINE 25 YAŞINDA
Doğal taş sektöründe Türkiye’nin lider markası olan Stoneline, 2 Chanel, Hilton, Prada gibi dev markaların da aralarında olduğu dünya devlerinin tedarikçisi olan Stoneline’ın Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Bayrak, “Bizim hayalimiz dünya markası olmak. Çok iyi bir ekibimiz var bu hedefimiz doğrultusunda sağlam adımlarla ilerliyoruz” dedi
Ürün çeşitliliği, yüksek ürün ve montaj kalitesi, müşteri odaklı servisi ile fark yaratan, Türkiye doğal taş sektörünün lider markası Stoneline, 25’inci yılını kutladı. Dünyaca ünlü sanatçı Fazıl Say’ın konser verdiği Zorlu PSM’deki görkemli kutlamaya iş, sanat ve cemiyet hayatından isimler katıldı. Fazıl Say’ın klasik müzikte dünya çapında başarılı bir sanatçı olduğunu belirten Stoneline Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Bayrak, Stoneline’ın da dünya çapında bir şirket olmayı hedeflediğini söyledi. Yatırımlarını bu hedef doğrultusunda yaptıklarını kaydeden Bayrak, “Stonline olarak mermer, granit, kuvarsit, yarı değerli taşlar gibi doğal taşların tüm segmentlerinde varız. Bizim hayalimiz dünya markası olmak. Türkiye’de gelebileceğimiz en iyi noktaya geldik. Artık yurt dışında büyümemiz ve dünya markası olmamız gerekiyor. Chanel, Hilton, Prada gibi dünya devlerinin tedarikçisiyiz. Daha çok firmayla çalışmak istiyoruz” dedi.
Dünya markası olabilmek için çok iyi bir ekip kurduklarını kaydeden Mehmet Bayrak, şöyle devam etti:
“Londra’da şirket kuruyoruz. Şirketimiz pandemi yüzünden biraz gecikti ama birkaç hafta içinde kurulmuş olacak. Bizim coğrafyamızda, eski Sovyet cumhuriyetleri, Rusya ve Ortadoğu’da İngiliz mimari bürolarının çok ağırlığı vardır. Bu nedenle Londra’da şirket kuruyoruz. Hedefimiz birkaç yıl içinde ciromuzun yüzde 65-70’ini yurt dışı projelerimizden sağlamak ve Londra’da kuracağımız şirket bu hedefimize ulaşmamıza çok büyük katkı sağlayacak. Ülkemizi seviyoruz, üretim üssümüz her zaman Türkiye olacak. Dünya markası olma yolunda iyi bir noktaya geleceğimize inanıyoruz.”
Palezzo markası Paris’teki fuarla dünyaya açılıyor
Yurt dışında projelerin aranan markası haline geldiklerine dikkat çeken Mehmet Bayrak, bu başarının temelinde kaliteye verdikleri önemin yattığını vurguladı. Dünya doğal taş sektörünün en köklü şirketlerinden İtalyan Antolini Luigi’nin Türkiye temsilcisi olduklarını söyleyen Bayrak, şöyle devam etti:
“Biz Stoneline olarak bu alanda lider olan İtalyan firmalarıyla rekabet ediyoruz. İtalyan veya Fransız biz rakibe bakmayız, her zaman kendimizi nasıl geliştiririz, bir adım öteye nasıl geçeriz diye bakıyoruz. Hep daha ileriye gitmenin hesaplarını yapıyoruz. Bunun da sonuçlarını alıyoruz. Avrupa’da büyük bir rezidans projesi aldık. İki proje üzerinde de çalışıyoruz. İngilizler’le Bakü’de çok büyük ve lüks bir ofis binası projemiz var. İngiliz mimari grup projeyi çizdi, Brezilya taşı koydu. Biz Brezilya’da araya aracılar koyup kapanmış bir ocakta taşı bulduk, çıkarttırdık ve projeyi kazandık. Azerbaycan’ın en büyük inşaat grubu Pasha ile çalışıyoruz. Bazen lüks işlerini ihalesiz doğrudan bize verirler. İşte dünya markası olmak için bunları yapmak gerekiyor.”
Son bir yılda artizanal terazzo olarak nitelendirilen segmentte Palezzo markasını yarattıklarını da anlatan Bayrak, “Ar-Ge çalışmalarını yaptık ve yavaş yavaş piyasaya açılıyoruz. Bu yıl Paris’teki Maison Objet fuarında Palezzo markamızla dünyaya açılacağız. 20’nin üzerinde ülkeye ihracat yapıyoruz. Ar-Ge’yi geliştirmek ve yeni markalar yaratmak istiyoruz. Zaten dünya markası olmak için de bunlar gerekiyor” dedi.
Sektörün en büyük eksiği pazarlama
Türkiye’de doğal taş sektörün en önemli eksiğinin pazarlama olduğuna da değinen Mehmet Bayrak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye olarak mermerde rezerv anlamında dünyada bir numarayız. Son 15-25 yıldır öyle çok ocak açıldı ki belki çeşitlilik açısından da bir numaradayız. Ama blok satışlara baktığınızda dünyanın en ucuz bloklarını satan ülkeyiz. Biz de ortalama 200 dolardır hatta daha aşağısıdır blok satışları. Çin’de bile 400-500 dolara bulamıyorsunuz. Biz pazarlamayı bilmiyoruz. Bizim pazarlamadan anladığımız tek şey fiyat indirimi yapmak. Bu çok acı. Bu Türkiye’nin değeridir. Bunu aşmamız lazım. Öte yandan şirket yönetimi de çok önemli. Şirket yönetiminde finansal planlama kolay değildir. Türkiye’de şirketlerin çoğu patron odaklı yönetiliyor. Patron şirketleri her şeyi kendilerinin bildiklerini sandıkları için özellikle finansal pazarlamada çok yanlış yapıyorlar.”
Türk ürünlerini yurt dışındaki projelerde daha çok kullanılmasını sağladıklarını da dile getiren Mehmet Bayrak, “Yurt dışından bize gelen projelerin yüzde 100’ü yabancı olarak geliyor. ‘Bütçeyi daha aşağı nasıl çekebiliriz’ diye bizden alternatif taşlar soruyorlar. Biz de kendi ülkemizin taşlarını öne çıkarıyoruz. Çok çeşit olduğu için yüzde 100’ü yabancı olan bir işin yüzde 60-70’ini Türk taşı olarak bitiriyoruz” değerlendirmesini yaptı.
‘Eğitim ve sanata destek vermeye devam edeceğiz’
Şirket olarak eğitim ve sanata destek verdiklerini de ifade eden Mehmet Bayrak, bu desteği birkaç katına çıkaracaklarını belirtti ve şöyle devam etti: “Bu dünyanın daha iyi olmasını istiyorsak bunun yolunun eğitim ve sanattan geçtiğine; eğitim ve sanatta ilerleyen bir ülkenin her alanda ilerleyeceğine inanıyorum. Türkiye’de çocukların eğitimine dokunmak için birçok projeye destek veriyoruz. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın destekçileri arasındayız. Ayrıca üniversitelerle projeler geliştiriyoruz, onları davet ediyoruz mimarlık ve güzel sanatlar bölümlerine neler yapabiliriz diye hocalarıyla birlikte düşünüyoruz, proje geliştiriyoruz. Öğrenci sergilerine ev sahipliği yapıyoruz. Mimarlığı bitirmiş öğrencilerin iş hayatına girebilmelerini sağlamak amacıyla bir sertifika programımız var. Bütün bu desteklerimizi 2-3 misline çıkarmayı hayal ediyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.