• BIST 9549.89
  • Altın 3005.985
  • Dolar 34.5383
  • Euro 35.9979
  • İstanbul 5 °C
  • Ankara 3 °C
  • Antalya 9 °C

Emre Pekin'den Ulusoy'a cevap

Emre Pekin'den Ulusoy'a cevap
Pekin Tours'un sahibi Emre Pekin kendisi hakkında iddialarda bulunan TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy'a "Başkanın seçimi gelmiş" diye cevap verdi.

İSTANBUL- Pekin Tours'un sahibi Emre Pekin TÜRSAB'ın resmi sitesinden kendisi hakkında iddialarda bulunan TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy'a "Başkanın seçimi gelmiş" başlıklı yazıyla cevap verdi. Emre Pekin yazısında "Anlaşılan ve görüldüğü kadarıyla başkan'ın seçimi gelmiş. Bu seneki politikası da bu demek, madem ortada şu anda başka aday yok, peşinen saldır ki başkası çıkamasın. Ne de olsa başka aday, seçim masrafını artırır?" dedi.

Emre Pekin'in yazısı şöyle:

Konu: BAŞKANIN SEÇİMİ GELMİŞ

25/06/2009 TARİHİNDE TÜRSAB İNTERNET SİTESİ HABERLER BÖLÜMÜNDE YAYINLANAN ADIMA ÖZEL "DUYURU" YA CEVABIMDIR:


Anlaşılan Başkanın son zamanlarda üzerine fazla gidilmiş, ya da bir şekilde dolmuş diyelim de TÜRSAB resmi sitesinde yayınlanan bu talihsiz yazıyı mazur görme mazeretleri üretebilelim.

Ben hem bilgilendirme, hem uyarı, hem muhalefet yazılarımı her yıl 12 ay / 52 hafta / 365 gün süre ile elim elverdiğince sürekli yazarım. Sadece seçim zamanları değil. Yazdığım yazılar çoğunlukla takdir görür. Üstelik bugüne kadar platformlara 1000 yazı yazdıysam, bunun en az 4 katını, doğrudan ilgili kişilerine şahsen yazarak gönderdim. Yani hiçbir karşılık beklemeden bilgi ve deneyimimi aktarmaya çalıştım. Umarım ve dilerim küçük çapta da olsa yararlı olmuşumdur. Yani Başkanın dediği gibi sadece 2 senede bir, seçimlere yaklaşıldığında, değil.

Kaldı ki kendisinin seçildiği genel kurulların en azından yarısına ben katılmadım dahi.

Kendince alaya almış? Bence de çok esprili olmuş...

Yazdıklarımı başkanın takdir etmesini beklemiyorum. Ama keşke başlangıcından bu yana olumlu taraflarına bakabilseydi?

Anlaşılan ve görüldüğü kadarıyla başkan'ın seçimi gelmiş. Bu seneki politikası da bu demek, madem ortada şu anda başka aday yok, peşinen saldır ki başkası çıkamasın.

Ne de olsa başka aday, seçim masrafını artırır?

Çoğu TÜRSAB'tan karşılansa dahi, bunların en azından bir kısmı da kendisine yansır?

Ama izin verin de bazı şeyleri açıklayalım?

Öncelikle görüyorum ki başkan her halde, ya yaşlanmakta olduğundan, ya yetişemeyeceği kadar fazla abuk, subuk işe el attığından, ya sağlık sorunlarından, ya danışman ve avukatlarının yanlış yönlendirmesinden, ya bilemediğimiz başka nedenlerden dolayı hafif hafıza zafiyetine uğramış. Normal karşılamak gerekir. Neticede o da bir insan.

O yüzden bazı hatırlatmalarda bulunmayı özellikle gerekli görüyor ve görev addediyorum:

1. Kısmen doğrudur, kendisi hakkında geçen dönem değil, 2 dönem önce- 2005 yılında yazdığım hakaret içeren bir yazı nedeniyle yargı aleyhime tazminata hükmetti. Hukukçu bir aileden gelmiş olmamdan dolayı, hiçbir yargı kararını eleştirmem, tam tersi, aleyhime de olsa, beğenmesem de, katılmasam da saygı duyarım. Hiçbir zaman Yasal Kurulların Kararlarını, “Ben bu kararı tanımıyorum” diye ahkâm kesmem salakça?

Bu dava nedeni ile kendisine tazminat ödenecektir. O da İnşallah söz verdiği gibi parayı TURSAV'a aktaracaktır. Demek ki kurucuları arasında olduğum vakfa, garip ve hiç beklenmedik bir şekilde katkıda bulunacağım. Uzun yıllar Mütevelli Heyeti'ndeydim? Gerisi ayrı bir yazı konusu?

Ne var ki başkanın benim uzun eleştirel yazıma cevaben bu konuyu işlemesini yadırgadım doğrusu.
Birincisi, benim işlerim iyi değilse, borçlarım henüz tam temizlenmediyse, yazı yazma ya da eleştiride bulunma hakkım yok mu? Sonuçta 40 küsur senedir ben bu mesleğin bir üyesiyim.

Kaldı ki kurnaz biri olsam, Başkana methiye düzerdim, belki bağışlar bu parayı diye. Buna rağmen yazıyorsam başkanın yazdıklarım hakkında iki kez düşünmesi gerekirdi, diye düşünüyorum.

2. Açtığı ceza davası da son oturumunda sayın yargıcın bizi sulh etmesi ile sonuçlandı. Bunun üzerine ben de 7 sayfalık dilekçemi geri çektim. Bu dava sulh olarak sonuçlandığı için, eğer sulh olmasaydık nasıl bitebilirdi, artık kestirmek mümkün değil. Ama merak eden olursa, işlemden çektiğim dilekçemi kendisine okutabilirim ki fikir sahibi olabilsin. Davanın yargıcı çok değerli bir kimseydi ve ısrarla başkana sulh teklifini kabul etmesi yönünde, adeta baskı yaptı. Ben bu kadarını söyleyeyim.

Sıkıldım artık bu tarzdan? Neden insanlar söylediklerime doğru dürüst bir yanıt veremediklerinde, hemen bel altı vurmayı marifet sayıyorlar. Hiç yakışıyor mu bu tarz savunma o mevkideki bir insana?

Yazdıklarım doğru mu, değil mi, onu yanıtla!

3. Herhalde gene ya hafıza zafiyetinden, ya yazılı evrak inceleme özründen olacak ödemenin taksitler halinde yapılacağı kanısını belirtmiş başkan. Hâlbuki karar metnini açıp okuyacak olursa, görecek ve herhalde o zaman anımsayacaktır ki yargıç, kendisinin talebine aynen uyum göstererek "Eylül ayına kadar" ibaresini koydu. İstediği bu para da o zamana kadar bildireceği hesabına yatırılır.
Ne taksit var söylemde, ne başka bir şey?

4. Hukuk herkes için vardır, onun için de, benim için de. Kendisini bu konuda üstün görmesi son derece tehlikeli bir eğilimdir. Pek dostlarıma önereceğim bir şey de değildir.

5. Yazısında belirttiği mesleki ve ticari kuralların aynen geçerli olduğuna inanıyorum. Bir acenteci asla naylon fatura ile getirmediği turisti/dövizi getirmiş gibi göstererek hac kontenjanı temin etmeye kalkışmaz.

6. Çok yazdık ama gene yeri geldi, başka çare yok yazacağız, Başkan gerçekten hafıza zafiyetine uğramış, en azından dinlenmeye ihtiyacı var, ya da tedaviye. Aramızdaki husumet "1001 Gece Teknesi" diye adlandırdığı işten kaynaklanmıyor. Onu biraz sonra yazacağım. Aramızdaki husumet kendisinin 1991/93 yılları arasındaki başkanlığı döneminin sorgulanması sırasında, kendisine atfedilen bir işlemin TURSAV'da 3 kişilik bir komisyon kurularak inceleme başlatılmasına, Nihat Böytüzün ağabey, Ceylan Pirinçcioğlu ve naçizane bendenizden oluşan komisyonun, tüm incelemeler akabinde kendisini "sorumlu" olarak nitelememize ve bu hususta rapor düzenlememize dayanıyor.

Şimdi işin doğrusunu anımsadın mı başkan?

Hani şu kayıp tablolar meselesi?

O güne kadar kaldırımda gördüğünde, arabandan inip saygı ve sevgilerini sunduğun Emre, ondan sonra "tu kaka".

Kusura bakma ama Emre de bu ne eğilir, ne bükülür?

Batar, yer yeksan olur, ama eğilmez, bükülmez?

7. Aradan yıllar geçti, başkan 1999'da yeniden seçildi. Genel kurulun takdiridir, katılmasam da, sevinmesem de, doğru bulmasam da kurallar bu ve mevcut kuralların doğrultusunda yasal olarak yeniden seçildi. Yapılacak, söylenecek hiçbir şey yok, genel kurulun takdirine saygı duymaktan başka.

Tebrikler.

Ne diyor bazı arkadaşlar, "ya daha fazla oyu temin edin, yoksa susun." Son derece aptalca bir yaklaşım, beş paralık zekâ kırıntısı olmayan dürtülü bir söylem ama o da farklı bir yazı konusu.

Ne yaptı başkan? Beni, bugün için 40 küsur yıllık turizmciyi, 40 küsur senedir seyahat acenteliği dışında hiçbir iş yapmamış "beni", "kaçak seyahat acenteliği" yapıyor diye savcılığa şikâyet edip, aleyhime dava açılmasını sağladı. Senelerce davam sürdü. Tabii ki beraat ettim. Hatta bu konuyu dahi çevremde alay konusu yaptım ama ne başkana yakıştı, ne 20 küsur avukatımıza?

Aralarından biri, "Ama Emre Bey de çok yazıyor," dedi benim avukatıma.

İşte görün değerli meslektaşlarım, "husumet" neymiş, nasıl oluyormuş?

8. "1001 Gece Teknesi" dediği Başkan'ın, benim 1994 sonlarında satın aldığım 28 kamaralı / 56 yolcu kapasiteli, 51 metre boyunda ve uluslararası sertifikalarına göre bir yolcu gemisi. O tarihte Savarona'dan sonra en büyük özel Türk yolcu gemisi. Ben bunu hiçbir dönem, hiçbir gün, hiçbir zaman TÜRSAB"a önermedim.

Nasıl böyle bir yorumda bulunmuş, anlaşılır gibi değil?

Gene hafıza zafiyeti görülüyor?

2 Temmuz 1997 tarihinde Uzak Doğu"da inanılmaz büyüklükte bir ekonomik kriz çıkıp, bir gece içerisinde 20,000 yolcu iptal ettiğim, alacaklı olduğum kişilerden bazılarının intihar ettiği, yüz binlerce dolar alacağımın battığı günlerin akabinde, artık 1998 yılı sonunda işlerim bozulduğu ve iflas noktasına geldiğimde, yazılı olarak 5 kişiye teklifte bulundum,

“Benim 1,295,000 dolarlık borcumu üstlenin, oturmakta olduğum bahçe içinde ev dâhil 1,220,000 Dolarlık malvarlığımı alın, üstüne tüm şirketlerimi alın, isterseniz ben sizin için bila ücret çalışayım”

Malvarlığım arasında bu gemi de vardı.

Tüm detayları içeren 28 Aralık 1998 tarihli bu teklifimi isteyen herkese gönderebilirim, gösterebilirim.

5 Kişi kimlerdi?

1. Murat Dedeman
2. Cenap Aybay
3. Cankut Bagana
4. Başaran Ulusoy
5. Necati Ateş

Olmadı. Kader. Belki şartlar iyi değildi. Belki ortam uygun değildi. Başaran Bey de, hiç unutmuyorum, sağolsun beni kabul etti, dinledi, elinde 2,5 santimlik bir kurşun kalemle, "Yahu senin bir zorluğun yok ki" diye beni geri çevirdi.

Bunlar ticari konular, olur, olmaz, sorun değil.

Cenap, "seninle ortaklık rüyalarımı süslerdi," diye onöre etti beni?

Yıllar geçtikten sonra Murat Bey, "Kıl payı bu birlikteliği kaçırdık, hala üzgünüm," der?

Necati, keza?

O gün beni kabul edip dinleyip, değerlendirmede bulunduğu için Başaran beye teşekkür ediyorum.

Ama o gün kendisine yazılı olarak sunduğum teklifi, "1001 Gece Teknesi" 500,000 Dolara TÜRSAB'a teklif edildi. Kabul etmediğimiz için husumet duyuyor, demesi hem gerçekçi değil, hem dürüst değil, hem insani değil?

Ayıp başkan, sana yakışmadı? Hiç yakışmadı?

Dileyen herkese, başkana o gün sunduğum yazılı teklifin örneğini verebilirim.

Tüm detayları ile yazdığım, kişisel olarak ticari anlamda utanç verici teklifi… Ama şartlar öyleydi.

Oturduğum ev dâhil, her şeyimi teklif ettiğim?

Takibinde tüm malvarlığımı bıraktım. Bankalara, alacaklılarıma.

Bunları başkan zaten biliyor ama, herhalde işte şimdi en azından yanlış hatırlıyor.

Benim kötü günlerimde, benim kötü günlerimden yararlanmaya kalkışan vampirler ile hala daha çarpışıyorum?

Bir insanın işleri yolunda gitmeyebilir, zarar edebilir, iflas edebilir, borçlarını tüm çabalarına rağmen tamamını ödeyemeyebilir. Ticarette hepsi var. Ama insanlığını ve mesleğe olan saygısını koruyabilmişse gene de takdir görebiliyor. Anlayana başkan?

Başkan, eğer bu yazıyı sen yazmadıysan ki hiç sanmıyorum. Özel e-mail adresime küçük bir mesaj gönder ve bil ki hiçbir şekilde, benden başka hiçbir kimse okumayacak ve hiçbir şekilde aramızdaki husumet etkilenmeyecek?

e.pekin@superonline.com

Senin TÜRSAB Başkanlığın, benim için ideal değil ama genel kurulun takdiri makbulümdür.

Yazılarım sert olabilir ama yanlış değil. Çok daha ılımlı olanlarını da yazmıştım. Keşke sen de yararlanabilseydin. Meslek için kazanç olabilirdi.

Bir de naçizane kalemşörlerına cevap yazısı yazarken konuyu mugalâtaya çevirmeden, doğru dürüst cevaplamalarını sağlık ver. Yazdıklarımdan bir tanesi yanlışsa ona cevap versinler. İşi safsataya döktüklerinde kurum yara alıyor.

Saygılarımla,
Emre Pekin

cc. TÜRSAB
Emre Pekin
Pekin Tours
Istanbul, Saskinbakkal
Noter Cikmazi Sok. 15/3
Refah Apt.
Tel: 90-216-302-1148
Fax: 302-1053
Licence: A 931 / 1975

Bu haber toplam 0 defa okunmuştur
  • Yorumlar 9
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Diğer Haberler
    Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.