Bir Emitt Fuarı daha bitti. Açık adıyla “Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı”. Kim ne derse desin fuarlar sektörlere bir canlılık katıyor, hareket, getiriyor, umut oluşturuyor. Sektör paydaşları birbirleriyle istişare ederek yeni fikirler ve bakış açıları ediniyorlar. Dostlar birbirini görüyor.
Bütün bunlar olsun diye arka planda yüzlerce insanın aylarca devam eden çabaları var. Fuara katılma kararından fuar sonrasına kadar ne çok emek ve çaba var.
Neden?
Ülkemizin turizmini tanıtmak, bölgelerin ve işletmelerin turizm gelirlerini, dolayısıyla ülkemizin turizm gelirlerini artırmak için.
Uzun yıllardır “Fuar İletişimi” eğitimi veren bir kişi olarak fuarların hala çok önemli olduğunu söylemeliyim.
Somut faydaları yanında soyut faydaları da var. Sektörün hareketlenmesi, çapı ve birçok şeyi görebiliyorsunuz.
Önemli bir konu da turizm konusunda tecrübeli yatırımcılar, işletmeciler, insan kaynakları. Fuarda bir an durun ve ortamı gözlemleyin. Nasıl bir çaba ve deneyim var.
Tek sorunumuz bu çaba ve deneyimleri rantabıl kullanamamak.
Ortak akılla iş yapamamak.
Bu yıl Emitt yine kalabalıktı. Katılımcılar özenle hazırlanmışlar. Ramazan ve genel olarak ekonominin izleri, deprem illerimizin yokluğu fark ediliyordu.
Benim bulunduğum saatlerde geçen yılki gibi davul zurna yoktu. Stantların birbirini rahatsız etmemesi ve ses kirliliği yaratmaması gerekiyor.
FARKLILAŞTIRMAK
Şehir stantlarında belediye ve turizm müdürlüklerinin ağırlığı yine hissediliyordu. Turizm gibi insanların serbest zaman geçireceği, dinlenip eğleneceği bir konuda kasmaya, protokole çok gerek yok. Bir sonraki fuarlarda stantlarda protokol görüntüleri yerine çokça, şehrinizi tanımaya çalışan insanlar olsun ve tanıyabilsinler.
Emin olun mevcut tanıtım şekliyle şehirleri tanıtamıyorsunuz. Stant önüne koyduğunuz setlerle stant içine girişleri engelliyorsunuz. Bilerek mi yapılıyor bilmiyorum.
Ziyaretçi ne soracağını bilmiyor olabilir. Stant görevlileri de ne anlatacağını bilmiyor. Oysa her şehrimizin tarih, kültür, gastronomi gibi birbirinden farklı öyle çok özelliği var ki. Zaten bu zenginlikleri anlatmak için gelmişler. Ama olmuyor. Tanıtımın farklılaşması gerek artık. Bundan yıllarca önce de yazmıştım tanıtımı broşürden öteye geçirmek gerek. Nasıl? Meraklısı sorarsa söylerim. Bizlere ulaşmak kolay.
SİNOP
Başka bir şey daha stantlarda ilgi ve güler yüz önemli. Fuarda yorulunca biraz dinlenmek amacıyla o an biraz boş gördüğüm bir standa izin isteyerek oturdum. Sinop’muş. Aklıma hemen “yavaş şehir” sloganı geldi. Hiç gitmedim. Sinop’a nasıl gidilir, nerde kalınır, kaç gün kalmak gerekir, fiyatlar nasıldır hızlıca aklımdan bunlar geçiyor. Bir taraftan telefon mesajlarıma bakıyorum. 1-2 dakika sonra stant görevlisi hanımefendi çay ve Sinop’a özel “nohul” ikram etmek istedi.
Güleryüz, Gözde Hanımın güzel ev sahipliği daha sonra gelen ziyaretçiler ile tanışma ve ortak konular fikir alışverişi müthiş bir ortam yarattı. Fuarların olumlu çarpan etkisi. Gözde hanım hiç ilgilenmeseydi ben de orada kendimi “fazla” hissedip hemen kalkabilirdim ve o verimli ortamı yaşamayabilirdik.
Diyeceksiniz ki “her şehir böyle değil mi?” Değil. Fuar katılımı, “standı yaptır, broşürü bastır” olayı değil. Daha farklı şeyler var.
Sözün özü; Bir Emitt daha böyle geçti. İyiydi, güzeldi dilerim verimli olur ve güzelim ülkem turizm hedeflerine ulaşır. Bu kadar eşsiz kaynakla hala hedeflerimize ulaşamıyorsak yanlış bir şeyler var demektir.
