İSTANBUL- İstanbul Bilgi Üniversitesi, gastronomi alanının önde gelen isimlerini bir araya getirerek “Şefler Atışıyor” etkinliğini düzenledi. Swissotel The Bosphorus Hotel’in Executive Chef’i Ali Ronay, son Oscar töreninde yer alan Türk yemeklerini pişiren Spago Istanbul’un Executive Chef’i Cihan Kıpçak ve Youtuber Şef Esen Hünal, mutfak sanatlarının inceliklerini, iyi bir şef olmanın püf noktalarını ve gastronomiye dair önemli bilgileri katılımcılarla paylaştı
İstanbul Bilgi Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü, “Şefler Atışıyor” etkinliğine ev sahipliği yaptı. Gastronomide fark yaratmak için gerekli olan niteliklerin masaya yatırıldığı etkinlik keyifli bir sohbete sahne oldu. Etkinliğin açılışında, BİLGİ Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencilerinden oluşan “Gastro Cookies” müzik grubu, mutfak aletlerini enstrüman şeklinde kullanarak verdiği konserle katılımcılara keyif dolu anlar yaşattı.
Etkinlikte Swissotel The Bosphorus Hotel’in Executive Chef’i Ali Ronay, son Oscar töreninde yer alan Türk yemeklerini pişiren Spago Istanbul’un Executive Chef’i Cihan Kıpçak ve Youtuber Şef Esen Hünal eğitimin mutfaktaki yeri ve önemine vurgu yaparak iyi bir şef olmanın gerekliliklerini tartıştı. Etkinliğin açılış konuşmasını İstanbul Bilgi Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Dilistan Shipman yaptı.
“ŞEFLIK SANATKARLIKTIR”
Birbirinden kıymetli üç şefin ilk kez bir araya geldiğine vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Shipman, “Mutfak sadece yemek yapılan bir alandan çok daha fazlasıdır. Her alanda olduğu gibi gastronomide de işinizi özenle, sevgiyle ve ciddiye alarak yaparsanız fark yaratırsınız. Her mutfağın ve her şefin kendi hikâyesi vardır. Bizler bu alanın inceliklerini keşfetmek ve tutkuyla yapıldığında nasıl sanata dönüştüğünü tartışmak için bir araya geldik” dedi.
“VIZYONDAN ÖDÜN VERMEYENLER FARK YARATIYOR”
Etkinlikte konuşan Spago Istanbul Executive Chef’i Cihan Kıpçak, turizm kökenli bir aileden geldiği için mesleğin içine doğduğunu ama kendini yurtdışına çıkarak geliştirdiğini belirtti. Kıpçak; “Fransız bir şeften aldığım eğitimin ardından Türkiye’ye döndüğümde sektörün önünde olduğumu fark ettim. Hintli, Çinli, Fransız tüm şeflerin menülerini, alışkanlıklarını, restoranlarını gözlemlemeye devam ettim. Tüm dünyada belli bir zümreye özel işler yapmaya başladığınızda müşteri kaybediyorsunuz. Fakat fark yaratan şefler vizyonlarından ödün vermez” dedi. Oscar Ödül Töreni’nde Türk yemeklerini pişirme hikayesini paylaşan Kıpçak; “Farm to Table (Çiftlikten sofraya) konseptini incelemek için Amerika’daydım. Tadım menüsü hazırlama fırsatı yakaladım ve yemeklerim çok beğenildi. Bu sayede beni Oscar’a götüren yol açılmış oldu. Yurtdışı bütçe ve macera tutkusuyla ilgili bir girişim ama bir şekilde size fırsat yaratıyor” dedi.
“ŞEF MUTFAĞA SIKIŞIP KALMAMALI”
Yurtdışında eğitim almanın önemine bir vurgu da Youtuber Şef Esen Hünal’dan geldi. Hünal; “Bu şansı yakalayan şef adayları ve şefler kesinlikle değerlendirmeli. Mutfağa sıkışıp kalarak geçen bir ömrün gastronomi açısından bir değeri yok. Farklı kültürlere ait yemekleri ve şefleri gözlemlemenin vizyona katkısı yadsınamaz” dedi. Ekonomik dalgalanmaların gastronomi üzerine etkilerine de değinen Hünal, “Ekonomik sorunlar belki en son yeme-içme sektörünü etkiliyor gibi görünüyor ama işin aslı öyle değil. Gıda maddeleri doğrudan mutfağı ve sofrayı etkilediği için sektörde hacim daralıyor” ifadelerini kullandı.
“ŞEFLIK MESLEKTIR, HOBI DEĞIL”
Hep birlikte bir sohbet havasında geçen etkinlikte Swissotel The Bosphorus Hotel’in Executive Chef’i Ali Ronay söz aldı. Mutfakta olmanın ciddi bir sorumluluk gerektirdiğini belirten Ronay, “Mutfak çok tatlı, sürekli cupcake yaptığınız bir ortam değil. Çalıştığınız işe ciddiyetle yaklaşmanız, uzmanlaşana kadar denemeye ve pişirmeye devam etmeniz, çalıştığınız ortamı temizlemeniz gerekiyor. Şeflik meslektir, hobi değil” dedi. Dijital medyanın önemine de dikkat çeken Ronay, “İnternette araştırma yaparken “Kitchen Gerilla” diye bir başlığa rastladım ve yazışmalar sonucu gruba dahil oldum. Kalıpların dışına çıkarak, istediğimiz yerde istediğimiz etkinliği yapabildiğimiz farklı bir gastronomi yaklaşımına sahip olduk. Dijital medya hem yaptıklarınızı dünyaya duyurmak hem de güncel trendleri takip etmeniz açısından çok önemli bir yere sahip” ifadelerini kullandı.
İSTANBUL BILGI ÜNIVERSITESI HAKKINDA:
1996 yılında Türkiye’de üniversite yaşamına yeni bir soluk getirmek amacıyla yola çıkan ve kurulduğu günden bu yana öğrencilerine uluslararası gelişim fırsatları sunan İstanbul Bilgi Üniversitesi, Laureate Uluslararası Üniversiteler Ağı’nın Türkiye’deki tek üyesidir. Yaklaşık 1500 kişilik bir öğretim kadrosuna sahip olan İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin 25.000’i aşkın öğrencisi ve 30.000’i aşkın mezunu bulunmaktadır. İstanbul Bilgi Üniversitesi, Sosyal ve Beşeri Bilimler, Hukuk, İşletme, İletişim, Sağlık Bilimleri, Mimarlık ve Mühendislik ve Doğa Bilimleri fakültelerinin yanı sıra yüksekokulları, meslek yüksekokulları ve enstitüleri çatısı altında 150’yi aşkın ön lisans, lisans ve doktora programı sunmaktadır. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin İstanbul’un merkezinde, santralistanbul, Dolapdere, Kuştepe ve Kozyatağı olmak üzere dört kampüsü bulunmaktadır. Yükseköğretim Derecelendirme Kuruluşu QS’in, 2019 yılı “Gelişmekte Olan Avrupa Ülkeleri ve Orta Asya Üniversiteleri Sıralaması”nda BİLGİ, en iyi 140 üniversite arasında yer almaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.