İSTANBUL-2001 yılında Dünya Tuvalet Organizasyonu tarafından ilan edilen, BM tarafından ise geçen yıl resmi olarak tanınan 19 Kasım Dünya Tuvalet Günü’nde amaç, küresel ölçekte sağlık ve hijyen açısından farkındalık yaratmak.
DÜNYA TUVALET GÜNÜ NASıL ORTAYA ÇıKTı?
Her yıl kötü hijyen yüzünden enfeksiyon kaparak ölen 2 milyon insan için Birleşmiş Milletler 19 Kasım’ı Dünya Tuvalet Günü olarak duyurmuş oldu. Kötü şartlarda ve temiz olmayan ortamlarda tuvalet ihtiyacı karşılamak, yaşamak zorunda olan insanlara dikkat çekmek amacı ile her yıl 19 Kasım’da Dünya Tuvalet Günü kapsamında çalışmalar yapılıyor.
Tuvalet alışkanlığının olmadığı bir ülkenden gelen Jack Sim, Dünya Tuvalet Organizasyonu’nun kurucusudur. Tuvalet alışkanlığı olmayan, tuvaletleri bulunmayan 2.5 milyon insana bunun önemini anlatmak için ülke ülke geziyor. Dünya Tuvalet Günü kapsamında bir temizlik firmasının aracılığı ile Türkiye’ye gelen Jack Sim, Bay Tuvalet olarak anılıyor.
ALATURKA TUVALET
Bacaklar üzerine çömelmek yoluyla kullanılan tuvaletlere, alaturka; yani Türk tipi tuvalet denilir. Ancak bu bir galatı meşhur; yani meşhur bir yanlıştır. Bu tarz tuvaletler gerçekte Roma döneminden beri vardır ve halen Vatikan'ın umumi tuvaletleri de bu biçimde yapılandırılmıştır.
Türkiye’de yer alan evlerde alaturka tuvaletin kullanıldığı gibi alafranga tuvalet de kullanılmıştır. Genelde tuvalet olarak adlandırılan kısımda alaturka tuvalet yer alırken, banyolarda alafranga tuvalete yer verilmiştir.
Türk toplumunda tuvalet kullanımı tipinde hep bir tereddüt olduğu için alafranga tuvaletlere merpen basamaklar yapılarak alaturka tuvaletlere benzetilmeye de çalışılmıştır. Tek tip tuvalet bulunan evlerde, inşaat masraflarından kısmak için banyo içerisinde alafranga tuvaletlere yer verilmiştir.
TÜRK MIMARISINDE TUVALETIN TARIHSEL GELIŞIMI NASıL OLDU?
Tuvaletin, Anadolu’da Milattan Önce 1000’li yıllara dayanan bir tarihi vardır. Tuvalet, Türklerin Anadolu’da yaygınlaşmasından sonra çoğalmıştır. Selçuklular döneminde cami, medrese, kervansaraylara yapılan tuvaletler ücretsiz olarak halkın kullanımına açmışlardır. Osmanlılar döneminde ise seyyar tuvaletler oluşturulmuştur.
Yakın dönemlerde Anadolu’da tuvaletler evin dışında yer almıştır. Şehirlerde ise evin bir bölümü tuvalet için ayrılmıştır. Türk toplumunda alafranga tuvaletlere taharet musluğu yapılmıştır. Fakat temizlik için yeterli alan olmayınca Türkler tarafından bu tuvalet beklenen ilgi ile karşılanmamıştır. Müslüman Türk geleneklerinde tuvaletler kıbleye doğru yapılmamaktadır.
İlk tuvaletler sadece toprakta büyük deliklerdi. Yine de pek çok ölümü engellemeye yardımcı oldu.
Bir yerden sonra insanların aklına tuvaletleri nehirlere yönlendirmek geldi. İnsanlar için iyi nehirler için kötü bir haber. İlk kapalı tuvalet asiller tarafından kullanıldı. Fakat tabi boru döşeme sistemi olmadığından atıklar kalenin duvarlarından aşağı süzülerek atılıyordu
Bu sırada geri kalan insanlar ise lazımlık denilen kaplara boşaltım yapıp daha sonra onları dışarı döküyorlardı. Sifonlu tuvalet 1800ler'de bu adam ( Thomas Crapper) sayesinde yaygınlaştı. Her gün insan dışkısıyla karşılaşmak istemediğinden insanları sifonlu tuvalet kullanmaya teşvik etti.
DÜNYADA TUVALETIN EVRİMİ
M.Ö. 4000’li yıllarda Mezopotamya’da en eski tuvaletlere rastlanmıştır. Mısır’da Firavunların mezarlarına bile tuvalet konulmuştur. M.Ö. 8.yy’da ise günümüzde kullanılan alaturka tuvalet kalıntılarına ulaşılmıştır.
İslamiyet’e kadar tuvalet alışkanlığı olmayan insanlar bulundukları yere tuvaletlerini yaparlarmış ve İslamiyet’in gelişi ile tuvalet anlayışı kazanmışlar. Eski Yunan’da tuvalet alışkanlığı yokken Eski Roma’da tuvalette bile kamusal olaylar yapılırmış. Şöyle ki; 30-40 kişilik yapılan umumi tuvaletlerde insanlar işlerini görürken dünya meselelerini tartışabilirlermiş.
1388 yılında İngiltere’de ise insanlar tuvaletlerini göl ve derelere yaparmış. Bu durumdan rahatsızlık duyan İngiltere Kralı II. Richard göl ve derelere tuvalet yapılmasını yasaklamış fakat insanların nereye tuvalet yapacaklarını söylememiş. Bu durumda insanlar evlerinde bu işleri görüp akşamları sokaklara atarlarmış.
19.yüzyıl başlarında tuvalet sıkıntılarına özel sektör el atmıştır ve ellerinde perdelerle sokakta gezen umumi tuvaletçiler oluşmaya başlamıştır. İhtiyaçlarını gidermek isteyen insanları bu perdelerin altına alıp işlerini görmesini sağlar ve bunun karşılığında para alırlarmış.
Batı’da binaların yükselmesi ile tuvalet sorunu arttıkça çareyi sifonda bulmuşlar. Tesisatçılık bu olaydan sonra 19.yy’da başlamış.
Japonlar teknolojinin nimetlerinden faydalanıp tuvaletleri geliştirmişler. Şöyle ki; masaj yapanı, yıkayanı, kurulayanı, parfüm sıkanı derken istenmeyen sesleri duyurmamak için su sesi çıkaranı bile yapmışlar.
TÜRKIYE'DE TUVALETIN EVRIMI NASıLDıR?
Yapılan kazı çalışmaları sonucu Urartu yani Van’da ilk tuvaletlere rastlamak mümkündür. Daha sonra Osmanlı topraklarında kanalizasyon sistemi gelişmiştir. İslamiyet’ten gelen oldu ile tuvalete ve temizliğe önem veren Osmanlı zamanında tuvaletlerini sokaklara yapan ve atan yabancılar bu yüzden kovulmuştur.
1667 yılında Osmanlılar tuvalet vakfı kurmuşlardır. Osmanlı döneminde yer alan hamamlarda ve camilerde halka açık tuvalet yer alırmış. Osmanlı’yı, İslam dininin gerekliliği olan abdest almak ve temiz olmak batıdan çok önde tutmuştur.
TUVALET HAKKıNDA NASıL KITAPLAR YAZıLDı?
Georgi Gospodinov, Doğal Roman adında bir kitap çıkarttı. Kitabın konusu bir sineğin gözünden tuvaletin tarihi ve gelişimi. Bunun dışında birçok tuvalet eğitim kitapları da yer alıyor. Juliel Holan’ın yazmış olduğu Tuvaletin Sosyal Tarihi adlı kitabı da bu kitaplar arasında yerini alıyor.
Tuvaletler, hâlâ, dünya üzerinde yaşayan milyonlarca insan için lüks sayılıyor. Birleşmiş Milletler’in açıklamalarına göre 2 milyarı aşkın insan, tuvalet ihtiyacını yeterli şartlarda gideremiyor. Bu durumdan ise en çok taşrada ve şehirlerin gecekondu bölgelerinde yaşayanlar etkileniyor. Çoğu, tuvalet ihtiyacını gerekli kanalizasyon tesisatının olmadığı açık alanlarda gidermek zorunda kalıyor.
Günümüzde dünyadaki birçok bölge için bir refah göstergesi olan tuvaletlerin tarihi ise oldukça eskiye dayanıyor. Bugün Pakistan'ın bulunduğu bölgede, İ.Ö. 3000 yıllarında, bünyesinde su sarnıçları bulunan klozet mekanizmalarının kullanıldığı biliniyor. Mezopotamya'da ise İ.Ö. 2300 yıllarında akarsuların üzerine kurulu tuvalet sistemleri vardı. İ.Ö. 300'lerde, altında atıkların biriktirilip daha sonra atıldığı kapların bulunduğu taş klozetler, hem Eski Yunan hem Eski Mısır medeniyetlerinde kullanılıyordu. Çin'de İ.S. 5. yüzyıldan bu yana tuvalet kâğıdı üretiliyor. 1871 yılında Berlin'deki evlerin %9'unun tuvaletinde sifon sistemi vardı.
Günümüzde birçok insanın gerekli tuvalet tesisatına ulaşımının kısıtlı olmasının dışında, var olan çoğu tuvalet ve kanalizasyon sistemi ihtiyacı karşılamıyor. Dünyadaki birçok bölgede, fosseptik ve kanalizasyon atıkları arıtılmadan temiz sulara karışıyor. Tahminlere göre, gelişmekte olan ülkelerde görülen hastalıkların %80’i içme sularının kirlenmesiyle alakalı. Hijyen eksikliği ve kirlenmiş içme suları kaynaklı hastalıklar günde yaklaşık -çoğu 5 yaşın altında olan- 5 bin çocuğun hayatını alıyor. Bu gibi durumlarda, normal ishal bile ölümcül sonuçlar doğurabiliyor.
© Deutsche Welle Türkçe
TARIHIN ILK TUVALET VAKFI
UNICEF'in Türkiye ile ilgili olarak açıklamış olduğu son raporda, aslında pek umursamadığımız bir gerçeğin altı çiziliyor. Raporun alışılmışın dışındaki bir maddesi olması bakımından ilgi çekiyor Türkiye'de "tuvalet kullanımı ve temizliği " konusu. Ne acıdır ki Türkiye "tuvalet" konusunda sınıfta kalıyor. UNICEF'in verilerine göre Türkiye'de sağlıklı tuvaleti bulunmayan hanelerin oranı yüzde 31.5 olarak saptanmış, tuvaletlerimizin büyük çoğunluğunun uluslararası normlara göre olmadığı da ayrı bir gerçek olarak tespit edilmiş.
UNICEF'in Avrupa toplumuna kıyasla yapmış olduğu araştırma Türk halkı için aslında acı bir durum. Çünkü; tuvaleti Avrupa'ya öğreten Türklerin torunları bugün tuvalet konusunda geri kalıyordu. Oysa atalarımız temizliğe son derece önem vermişti. Temizliğin ilk etabı olan tuvaletler konusunda da çok hassas davranmasını bilmişler. Hemen hemen her köşe başında bir tuvaleti, eskilerin deyimi ile abdesthaneyi insanlığın hizmetine sunmuşlar. Bununla da yetinmemiş atalarımız, tuvalete ve temizliğe verdikleri önemi perçinlemek için bir de "Tuvalet Vakfı" kurmuşlar. Medeniyetler tarihinde ilk "Tuvalet Vakfı" Osmanlı döneminde karşımıza çıkıyor. Tarihe ilk olarak geçen Tuvalet Vakfiyesi bundan tam 333 yıl önce oluşturulmuş.
BIR MESCIDIN TUVALETI
1667 tarihinde kurulan "Tuvalet Vakfı" aslında hem ilk olması hem de atalarımızın tuvalet konusuna verdikleri önem bakımından kayda değer. Sözkonusu vakıf İstanbul Papazoğlu mahallesindeki mescidin tuvaleti için kurulmuş. Vakfiyede vakfın herşeyinden sorumlu olan, gelir ve giderini kontrol eden mütevellisinin mescidin imamı Yusuf Efendi olduğu belirtiliyor.
Kayıtlara göre Mehmet Beşe isimli bir şahsın vakfa olan 105 gümüş kuruş borcunun ödenmesi için mahkeme kararı verilmiş. Kısmet–i Askeriye Mahkemesi tarafından verilen kararda vakfa olan borcun ödenmesi öngörülüyor. Kayıtlarda geçen diğer bir husus ise Tuvalet Vakfiyesinin biriken parasının olduğu, hatta bu paranın borç bile verildiği karşımıza çıkıyor. Tuvalet Vakfı'na gelen gelirlerin ise tuvaletin tamirat ve temizlik işlerinde kullanıldığı kaydediliyor.
Konu ile ilgili olarak aratştırmalar yapan Doç. Dr. Said Öztürk tarihteki ilk "Tuvalet Vakfı" ile alakalı olarak şunları söylüyor: "Osmanlı bir vakıf medeniyetidir. Vakfın şümulü oldukça geniştir. Dolayısıyla bir tuvalet vakfının kurulması bile mümkün olmuş. Osmanlı'da temizlikle ilgili fevkalade düzenlemeler yapılmış, tuvaletlerin vakıf desteği ile daha temiz ve nizami olmalarına çalışılmış. Osmanlı zaruri ihtiyaçları içerisinde görülen tuvalet ihtiyacını bir hizmet müessesesi olarak görerek desteklemiştir. Tuvaletler hiçbir zaman ticari bir kuruluş olarak görülmemiş."
AVRUPA'DA TUVALET BILE YOKTU
Bugün UNICEF Türkiyeyi tuvalet konusunda Avrupa'nın gerisinde görürken, bir zamanlar da Osmanlı Avrupa'yı geride bırakmıştı. Aslına bakılırsa Avrupa 1600'lerde tuvalet kavramından bile habersizdi. 1667 tarihinde Osmanlı'da "Tuvalet Vakfı" kurulurken Avrupa'da tuvalet bilinen birşey değildi. İnsanlar ihtiyaçlarını boş buldukları alanlarda, ya da evin içinde giderip dışarıya fırlatıyordu. Şehirler pis kokuyordu. Bu yüzden yüksek topuklu ayakkabılar, şemsiyeler revaçtaydı. Osmanlı'da ise bu tarihlerde zaten hemen hemen her köşe başında var olan tuvaletlerin sayıları ise artırılıyordu. Avrupa tuvaletle tam anlamıyla olmasa da 18. yüzyılın başlarında tanıştı. Artık sarayların bir köşesinde tuvalet vardı, krallar ve aristokratlar için ihtiyaç giderme sandıkları bulunuyordu.
Doç. Dr. Said Öztürk Osmanlı'daki tuvalet anlayışının Batı ile kıyaslanmayacak derecede illeride olduğunu söylüyor. Doç. Dr. Öztürk devamla şöyle konuşuyor: "Batı ile kıyaslandığında bu tarihte Osmanlı'da tuvalet vakfının bulunması fevkalade bir üstünlüktür. Zira bu tarihlerde Batı dünyasında tuvalet kültüründen bahsetmek mümkün değil. Daha sonraki dönemlerde de aynı durum geçerli. Batı tuvaletle çok geç tarihlerde tanışıyor."
Doç. Dr. Öztürk bugün Türkiye'nin tuvaletler konusunda zayıf not almasının acı bir olay olduğunun da altını çizerek; "Tuvaleti bizden öğrenen Avrupa tuvalet temizliği ve tuvaletin standardı bakımından bizi geçmiş durumda. Evlerdeki tuvaletlerin yanısıra umuma açık olan tuvaletler de önemlidir. Osmanlıdaki Tuvalet Vakfı örneğinden hareketle günümüzde de umuma açık tuvaletlerde benzeri bir sistem işletilerek tuvaletleri ticari bir kuruluş olmaktan çıkarıp, sosyal hizmet alanına dönüştürmekte fayda var" şeklinde konuşuyor.
Tuvaletlerin standardı konusunda Avrupa'nın gerisinde kalmamızdan sonra Tüm Umumi Tuvaletler Derneği 17 Mayıs'ta "WC–2000" konulu bir sempozyum düzenliyor. Aslında sempozyumdan ziyade atalarımızın yaklaşık üç asır otuz üç yıl önce kurdukları "Tuvalet Vakfı"na bakıp ibret almamız belki daha doğru olur. O zaman temizlik konusunda daha sağlıklı bir toplum oluruz. Ecdadımız gibi...
DÜNYADA TUVALET KAĞIDI TÜKETİM ORANLARI
Tuvalet kağıdının dünya üretimi, yılda 35 milyar rulo civarındadır. Ülkeler bazında bu rakamları incelediğimizde, Kuzey Amerika yılda 24 kilogram ile kişi başına düşen tuvalet kağıdı tüketiminde ilk sırada yer almaktadır. Kuzey Amerika'yı takip eden diğer ülkeler arasında Batı Avrupa ülkeleri bulunmaktadır. Avrupa ülkelerinde kişi başına düşen temizlik kağıdı tüketimi yılda ortalama 14 kilogramdır. Kuzey Amerika ve Avrupa’yı sırasıyla; Japonya, Doğu Avrupa, Latin Amerika ve Çin takip etmektedir. İslam ülkelerinde ise ilk sırada Lübnan yer almaktadır.
Bir Avrupalı yılda ortalama 160 rulo, bir Lübnanlı 98 rulo, bir Ürdünlü 64, bir Malezyalı da 50 rulo tuvalet kağıdı kullanmaktadır. İslam ülkelerinden Suudi Arabistan'da kişi başına düşen tuvalet kağıdı tüketimi ise yılda 45 rulo olarak görülmektedir.
AcNielsen bakkal, market, süpermarket ve hipermarketlerdeki perakende satışları ölçmektedir. Yani temizlik malzemesi satan dükkanlarda ve pazarlarda yapılan perakende satışlar ile toptan satışlar bu sayıların içinde yoktur. Oysa tuvalet kağıdı konusunda çok ciddi bir toptan satış potansiyeli vardır.
AcNielsen'in verilerine göre, tuvalet kağıdı tüketimi 2004 yılında miktar olarak % 18 artmıştır. Bu son derece önemli bir büyüme rakamıdır. Miktardaki bu büyümeye karşın, değerdeki büyüme daha düşüktür. Enflasyondan arındırılmış değerlere göre, 2004 yılında büyüme oranı % 3,6 ve toplam değer 92,1 milyon dolar olarak görülmüştür.
Dünyada perakende tuvalet kağıdı satışları, 2004 yılında Euromonitor tarafından yapılan araştırma sonuçlarına göre; Batı ve Doğu Avrupa'da tuvalet kağıdı perakende satışlarında artış gözleniyor. 1998 yılından 2003 yılına kadar olan dünyada tuvalet kağıtları perakende satışları konusunda elde edilen artış, Batı ve Doğu Avrupa'da tuvalet kağıdı kullanımının yaygınlığını da ortaya koymaktadır.
TÜRKİYE’NİN TUVALET KAĞIDI KULLANIM ORANLARI
Türkiye’de toplam nüfusun yaklaşık olarak % 8'i tuvalet kağıdı kullanmaktadır. Buna göre, Türkiye'de her 100 evden 24'ü tuvalet kağıdı tüketmektedir.
Türkiye’de kişi başına düşen tuvalet kağıdı tüketimi yılda ortalama sadece 2 kilogramdır. Yani Türkiye’de her dört kişiden sadece biri tuvalet kağıdı kullanmaktadır.
Yılda 17 milyar metre tuvalet kağıdı tüketmekteyiz. Bu tüketim, 680 milyon rulo tuvalet kağıdı anlamına gelmektedir. Böylece, kişi başına düşen tuvalet kağıdı tüketiminin yıllık 10 ruloda kaldığını görmekteyiz.
Yapılan araştırmalar Türkiye’de 4 haneden 1’inde temizlik kağıdı kullanıldığını ortaya koymaktadır. Bu araştırma doğrultusunda, temizlik kağıtlarının türlerine göre tüketim oranları aşağıdaki gibidir:
% 48'i tuvalet kağıdı,
% 25'i peçete,
% 19'u havlu,
% 7'si mendil,
% 1'i de kutu mendil.
Türkiye'de tuvalet kağıdı tüketimi yılda % 12 gibi bir hızla büyümesini sürdürmektedir ve tuvalet kağıdını bedava deneyenlerin % 44’ü hemen alışmaktadır.
Türkiye'de bazı kesimler hálá tuvalet kağıdını ‘günah' sanmaktadır.
Türkiye, en çok İsrail'e tuvalet kağıdı ihraç etmektedir.
TÜRKİYE VE DÜNYADA TUVALET KAĞIDININ ÜRETİM VE TÜKETİM ORANLARININ KARŞILAŞTIRILMASI
Tuvalet kağıdının dünya üretimi, yılda 35 milyar rulo civarındadır. Dünya nüfusunu ortalama 6 milyar kişi olarak alırsanız; dünya ortalamasında kişi başına düşen tuvalet kağıdının 6 rulo civarında olduğunu bulabilirsiniz. Bu arada az bulunarak küçümsenen, Türkiye kişi başına düşen tuvalet kağıdı tüketiminin, dünya ortalamasının üzerinde kaldığının unutulmaması gerektiğini de biz hatırlatalım. Ancak bu verilere rağmen, diğer ülkeler ve tüketim oranlarını ele alarak Türkiye ile karşılaştırdığımızda, iç açıcı rakamlarla karşılaşmadığımızı da görmekteyiz.
Türkiye başta tuvalet kağıdı olmak üzere, temizlik kağıdı ürünleri tüketiminde Avrupa ortalamasının çok gerisinde kalmaktadır. Sadece Mısır, Endonezya, Yemen, Bangladeş gibi ülkelerin önünde yer alabilmektedir.
Türkiye'de 2004 yılı rakamlarına göre, kişi başına düşen temizlik kağıdı tüketimi sadece 2 kilogram olarak görülmektedir. Bu rakam ABD'de 24 kilogram, Avrupa Birliği ülkelerinde ise ortalama 14 kilogramdır.
Türkiye'de kişi başına düşen tuvalet kağıdı tüketimi ise gerçekten çok düşüktür. Hane halkının sadece yüzde 25'inde tuvalet kağıdı kullanıldığı görülmektedir. Bu da yılda sadece 10 ruloya denk gelmektedir. Avrupa ülkelerinde bu rakamın 50 rulolara kadar çıktığını görmekteyiz.
Ortadoğu ülkelerinin, özellikle Suudi Arabistan'ın tuvalet kağıdı tüketiminde Türkiye'nin üzerinde olduğu bir gerçektir. Ancak bir başka gerçek daha vardır. Bu da, Türk temizlik sisteminin su üzerine kurulmuş olmasıdır ve su Ortadoğu'da en kıymetli şeydir. Petrolden bile... Üreticiler, ‘‘İslam ülkelerinden biri olan Suudi Arabistan'da, kişi başına yılda 45 rulo tuvalet kağıdı tüketimi var. Türkiye'de 10 rulo. Hedefimiz Suudi Arabistan'ı yakalamak'' diyor.
İslam ülkelerine bakıldığında Tunus'un ardından Türkiye 7. sırada yer alıyor.
Tüketimin düşük seviyede kalmasının en önemli nedenlerinden birini, tuvalet kağıdının bazı kesimlerce dini açıdan sakıncalı görülmesi oluşturuyor.
Ülke bazında kişi başına tüketim: Rulo
İsrail 104
Lübnan 98
BAE 80
Ürdün 64
Malezya 50
Fransa 50
Almanya 46
Suudi Arabistan 42
Suriye 12
Tunus 11
Türkiye 8
Mısır 6
Endonezya 3
Yemen 1
Bengladeş 1
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.