İSTANBUL- Türkiye’de ve dünyada son yıllarda giderek tırmanan turizm şekli olan “devre mülk” ve “devre tatil” sistemleri Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği- MÜSİAD Hizmet Sektörü Kurulu’nun projesi olarak panelde gündeme taşındı.
Panele katılan konuşmacılar Türkiye’de yaklaşık 200 bin kişinin “devre mülk” ve “devre tatil” sistemlerinden yararlandığını, uluslararası standartlara uygun, düzenli işletilirse ekonomik büyümeyi destekleyeceği belirtildi.
MÜSİAD’ın düzenlediği panele İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdürü Nedret Apaydın, Mercan Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Cüneyt Mengü, turkiyeturizm.com editor gazeteci, turizm yazarı Özkan Altıntaş konuşmacı olarak katıldılar.
BAŞKAN SERTİP AKŞAHİN: TOPLUMUN AYDINLANMASINI HEDEFLİYORUZ
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği- MÜSİAD Hizmet Sektörü Kurulu Başkanı Sertip Akşahin açış konuşmasında düzenledikleri panellerde seçtikleri konularla toplumun aydınlanmasını hedeflediklerini söyledi. Gündemdeki konularından seçtikleri panel programına bu konunun uzmanlarını davet ettiklerini belirten Sertip Akşahin “İş dünyası ve toplumun diğer kesimleri için örnek bir eğitim, rehberlik, danışmanlık merkezi olarak çalışmalarımızı profesyonel düşünce zemininde sürdürüyoruz”dedi.
NEDRET APAYDIN: SİSTEM DİSİPLİN ALTINA ALINIYOR
İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdürü Nedret Apaydın, yaptığı kısa konuşmada “devre mülk” ve “devre tatil”in İstanbul dışında daha çok yaygınlaştığını belirtti. Ancak bir çok sorunlarla birlikte gelen bu sistemin disiplin altına alınması için önemli çalışmalar yapıldığını söyledi.
CÜNEYT MENGÜ: SİSTEM EKONOMİK BÜYÜMEYİ DESTEKLİYOR
Mercan Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Cüneyt Mengü, seyahat acentesi olarak genellikle Ortadoğu pazarına hitap ettiklerini belirterek “devre mülk” ve “devre tatil”in henüz turizmle bağlantısının salanmadığını söyledi. Bu sistemin nasıl doğduğunu ve yasal konumu hakkında bilgiler veren Cüneyt Mengü “Bu sistemin hukuksal boyutu var. Ülkede ekonomik büyümeyi destekliyor. Türkiye’nin dış ticaret açığını kapayan ekonomik bir enstrümandır. Dolaylı hizmet vererek büyük bir rekabet ortamı yaratarak hizmette kaliteyi destekliyor” dedi.
MENGÜ: DÜZENLİ ÇALIŞTIRILMASI GEREKİYOR
Mengü kendisiminde Ankara’da termal bölgesinde bir devre mülk sahibi olduğunu ve çok iyi çalışan bir tesise sahip oldukların anlattı. Belli bakım masraflarını ödeyerek ve belli zamanlarda ailesi ile birlikte devre mülkte tatil yapma imkanı bulduklarını anlattı. Mengü sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ülkemizde 1980’li yıllarda devre mülk ve devre tatil olarak bilinen ‘’Zamanla Paylaşım Hakkı’’ sağlayan uygulama, 1960 yıllarının başlarında ABD’de “Interwall Ownership” ve İngiltere’de ‘’Time Share’’ adı altında ortaya çıkmıştır. Ayrıca Avrupa’da tatil ev paylaşımı (Vacation home sharing) olarak bilinmektedir.
TAŞıNMAZDAN YARARLANMA HAKKıNıN DILIMLERE BÖLÜNMESI
Batı’da sanayileşme sürecine bağlı olarak refah ve yaşam seviyesinin yükselmesi, tüketime yönelik taleplerin artmasına yol açmıştır. Bu bağlamda çalışma temposunun artması ile yılın belirli dönemlerinde insanların tatil yapıp dinlenmeleri bir ihtiyaç olarak hâsıl olmuştur. Böylece zaman içerisinde uluslar arası turizm endüstrisinin gelişmesi tatil talebindeki artışa bağlı olarak konaklama fiyatlarının da birkaç kat artması sonucunda girişimciler özellikle dar ve orta gelirliler için yeni çözümler aramaya başlamışlardır. Bu çözümlerden biri de taşınmazdan yararlanma hakkının dilimlere bölünerek, bu dilimlerin birden fazla kişiye tahsis edilmesi ile ‘Zamanla Sınırlı Yararlanma Hakkı’’ modeli geliştirilmiştir. Bu model, uluslar arası turizm endüstrisinin zamanla gelişmesi ile yalnız dar gelirli tüketicilere değil yüksel gelirlilere de hitap etmeye başlamıştır.
SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ TANIMLAYICI HÜKÜMLERLE MÜMKÜN
Ülkemizde devre mülk hakkı, Türk hukukuna 1985 yılında Kat Mülkiyeti Kanunu’nda 3227 sayılı kanun ile yapılan değişiklikle girmiştir. Bu değişiklik devre mülk hakkını; mesken olarak kullanılmaya elverişli bir yapı veya bağımsız bölümden yılın belirli dönemlerinde yararlanma hakkı, müşterek mülkiyet payına bağlı hukukta yer alan bir irtifak hakkı olarak tanımlanmış ve bir sınırlı ayni hak olarak da tesis edilmiştir. Bu cümleden olarak devre mülk hareketlerinin tapu sicillerinde kayıt altına alınması, devamlılık arz etmesi, mirasçılarına intikal etmesi, devir ve kiraya verilmesi gibi her türlü imkanı da sağlamaktadır. Devre mülk sözleşmelerinde zorunlu muhtevalar yine kat mülkiyeti kanununda yer alan formalitelerin yerine getirilmesi gereklidir. Zorunlu olmayan muhtevalar ise; istifade şekli, yararlanma şekli ve usulleri, yönetici seçimi, bakım masrafları, idari işlerin nasıl-kim tarafından ne şekilde yapılacağı gibi hususlar yer almaktadır. Zorunlu olmayan muhtevalardan kaynaklanan sorunların çözümü yasalarda yer alan tamamlayıcı hükümlerin uygulanması suretiyle mümkün olabilir. Zaten sorunların büyük bir bölümü zorunlu olmayan muhtevalardan kaynaklanmaktadır. Örneğin üyelerden alınan genel yönetim giderleri, onarım ve bakım masraflarının fahiş olması ve hakların kullanılması sırasında hizmetlerin yüksek fiyatlarla verilmesi gibi hususlardır. Zira Kat Mülkiyeti Kanununda bu gibi giderlerin nasıl hesaplanacağına dair herhangi bir hüküm konması zorunluluğu olmaması nedeniyle tüketiciler genellikle Borçlar Kanunu ve Tüketicileri Koruma Kanunu hükümlerine müracaat etmektedirler. Netice itibariyle tüketicinin daha sözleşme aşamasında korunabilmesi açısından, sözleşme ile altına gireceği sorumlulukların neler olacağı, ne gibi haklara sahip olunacağı, taşınmazın tapu kütüğünde kayıtlı olup olmadığı, taşınmazın durumu ve işletmeciler hakkında detaylı bilgi sahibi olmaları gerekmektedir.
Devre mülk hakkı; izaleyi şüyu, binanın yok olması, hakların bir kişide toplanması, mesken niteliğini kaybetmesi, sağladığı yararların ortadan kalkması, kat irtifakının sona ermesi ve taşınmaz mülkiyetinin terk edilmesi gibi sebeplerden dolayı sona ermektedir.
Devre tatil sistemi özetlendiğinde ise; tapu tescil kaydı olmaksızın ayni hak sağlamamakla birlikte şahsi talep niteliğindeki devre tatil konusu yerden yararlanma imkanı veren ve işletmeciye yöneltilen bir nispi haktır. Diğer bir ifade ile devre tatil sistemi taşınmazın belirli bir süre için kullanılmasıdır. Sözleşmenin 3 yıldan az olmamak kaydı ile ve devrenin bir haftadan az olmaması gerekmektedir. Bunların dışında devre tatil sistemi devre mülk ile mevcut ayni haklardan yararlanmaktadır. Günümüzde ister devre mülk ister devre tatil sistemleri dürüst ve profesyonel bir şekilde işletildiği takdirde iç turizme katkı sağlar. "
ÖZKAN ALTINTAŞ: 200 BINE YAKIN KIŞI YARARLANıYOR
Gazeteci Özkan Altıntaş, Türkiye’de halen 50’den fazla devre mülk veya devre tatil sistemi ile çalışan tesisten 200 bine yakın kişinin yararlandığını söyledi. Altıntaş “Bazı tevre tatil tesisleri hizmette yeterince profesyonel olamadıkları için beklentileri karşılayamadıkları için kapandılar. Bu sistemle kurulan Antalya’nın güzide sahili Kemer’de birçok devre mülk tesisi çok ortaklı olmanın ve haklarını devrinde sorunlar yaşandığı için enkaz halinde duruyor. Milli servet heba oluyor” dedi.
AB’YE UYUM SÜRECİNDE GÜVEN SORUNU ÇÖZÜLMELİ
Türkiye’nin’de bu sisteme bir kural getirmesinin gerekli olduğunu belirten Özkan Altıntaş Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın 14 Ocak 2015’te “Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Sözleşmesi Yönetmeliği” yayınlayarak bu sistemi biraz güvenceye almaya çalıştığını belirtti. Bunun Tüketici Hakları’nı koruyan kanunlara ek olarak yayınlanmasının halen hukuk sorunları çözmeye yetmediğini belirterek ‘Ilgaz Dağı’ndaki devre tatil mağdurları bile hala mahkemelerde haklarını arıyorlar” dedi. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne uyum süreci içinde çözüm üretebileceğini belirten Özkan Altıntaş, AB ülkelerinde revre tatil ve revre mülk sahiplerinin çıkarlarını korumak amacıyla Tüketici Hizmetleri Geliştirme Organizasyonu-RDO adlı bir kuruluş devreye sokulduğunu belirterek “Kapısına RDO logosunu asan tesis güvenli olarak tanımlandı” dedi.
“DEVRE MÜLK” VE “DEVRE TATİL” FARKLIDIR
Özkan Altıntaş “devre mülk” ve “devre tatil” sistemlerinin birbirinden farklı kavramlar olduğunu belirterek "Devre Mülk ayni hak niteliğinde olduğundan; kurulması özel bir tapu senedi gerektirir. Devre mülk hakkının başkasına devri tapu harcına tabiidir.
Devre Mülk; Kat Mülkiyeti Kanunun 57-66 maddeleri çerçevesinde kural ve ilkeleri belirlenmiş özel bir mülkiyet hakkı türüdür. Devre mülk sahipleri bir taşınmazın müşterek maliki sıfatına sahiptirler.
Devre Tatil" ise şahsi hak niteliğinde ve tapu senedi gerektirmeyen bir haktır.
Devre Tatil, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 6/B maddesinde; "en az üç yıl süre için yapılan ve bu süre zarfında yıl içinde, belirli veya belirlenebilecek ve bir haftadan az olmayacak bir dönem için bir veya daha fazla sayıdaki taşınmazın kullanım hakkının devrini” içerir.
SİSTEM FRANSA’DA BAŞLADI ABD’DE GELİŞTİ
Bu sistemin tarihçesine bakıldığında 1960 yılında Fransız Alpleri’nde ortaya çıktığı görülür. “Artık oda kiralamıyn, oteldeki odanızı almak çok daha ucuz” sloganı ile başladı. Asıl gelişimi ABD’de Florida’da yazlık ev inşasıyla patladı. Ancak 1970’lerde doğan petrol krizi yazlık ev satışını bıçak gibi kesti. Bu duruma çözüm arayan yatırımcılar aynı evi haftalık kullanımlara bölerek bir çok aileye sattı. Böylece devre tatil kavramı gelişti. Ancak bu gibi hakları alanlar bir süre sonra hep aynı yerde tatil yapma monotonluğundan sıkıldılar. Bu sistemden bıkan kullanıcıların durumu üzerine yatırımcılar değişiklik aradılar.
Ortaya 1974 yılında Resort Condominiums International-RCI denen kuruluş çıktı. RCI, devre tatil sahiplerine tatil haftalarını başka zamanlarda, başka tesislerde, hatta başka ülkelerde kullanma imkanı sundu.
Ardından 1976’da Interval International aynı amaçla kuruldu. 1980 yılında bu sektör yayıldı. Avrupa başta olmak üzere bütün dünyada hizmet verir oldular.
bugün dünyada 90 ülkede 5 milyonun üzerinde devre tatil sahibi aile bulunuyor.
RCI TÜRKİYE’DE MAĞDURLAR BIRAKTI
RCI, 1975-76 yıllarında Türkiye’ye geldi. Sokaklarda pazarlamacılar “bedava tatil” diyerek aileleri düzenledikleri toplantılara aldılar. Beylerin eşleriyle gelmelerini şart koyarak iki tarafı birbirlerine kırdırarak satışlar yaptılar. İlk satış yapılan yer Kanarya Adaları oldu. “Uçak biletini al gel bedava bir hafta ağırlayalım tesisi gör” dediler. Anac o devinde hükümet bu sistemin bir dolandırıcılık olduğunu ve Türkiye’ye vergi vermeden satış yapılamayacağı yönünde baskı yapınca RCI Türkiye’den kaçarak başka ülkelere gitti. Ancak geride devde mülk alan mağdurlar bıraktı ve yasal zemin olmadığı için kimse hakkını arayamadı.
TÜRKİYE’DE 1980’DE BAŞLADI
Türkiye’de devre mülk kavramı 1980’lerin başında yeniden ortaya çıktı. Tatil yörelerinde devre mülk ve devre tatil satışları yapıldı. Ancak alt yapısı ve hizmeti olmayan tesisler hüsran yarattı. 1990 başında luslararası standartlarda tesisler yapılınca tüketiciye güven geldi ve devre mülk ile devre tatil satışlarına belli kesim rağbet gösterdi. Tesisler yanlarına hem otel hemde devre mülk tesisleri kurarak ekonomik problemleri çözmeyi seçtiler.
Halen termal bölgelerinde ve bazı sahil kesimlerinde muhafazakar oteller bu sistemle başarıyla çalışıyorlar. RCI ve Interval ise 25 bin aile olmak üzere 100 bin kişiye dünyanın çeşitli ülkelerinde değişim sistemi ile tatil yaptırıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.