Yaşadığımız bu acı günlerde, hem yakın akrabalarımı, hemde diğer hemşehrilerimi ve bazı bölge turizmcilerimizi kaybetmenin hüznü içindeyim.
Yaşam devam ederken diğer yandan da ait olduğumuz turizm konusu açısından olanlara bakmamız önem arz etmektedir.
Deprem bölgemizin turizm zenginliğimizin çok önemli bir parçası ve uzun süre geri gelmeyecek bir kaybımız olduğu, ortadadır.
Bu acı olayın tüm dünyada izlenen korkutucu haberleri de Türkiye'ye yönelik talebin,(en azından bu sene için) düşmesine neden olacağı beklenmelidir.
Bu durumda ileriye dönük olarak, özellikle turizm adına neler yapılması gerektiğine bakarsak;
1. Tüm ülke geneline yayılması muhtemel bir salgın hastalık ihtimali ortadan kaldırılmalıdır.
2. Deprem bölgesinde yer alan turistik tesislerin sağlam ve eskisinden daha güçlü olarak ayakta olduğu belgelendirilmelidir.
3. Acilen Turistik tesislerimize yerleştirilmiş olan kazazedelerimizin uzun süreli yerleşimlerine aktarılması gerçekleştirilmelidir.
4. Ülkemizin sağlam ve sağlıklı kesimlerini ve diğer avantajları, yenilenmiş görüntü ve listelerle, potansiyel turist ülkelerinde, ciddi ve büyük programlarla tanıtılmalıdır.
5. Dünyanın en büyük felaketlerinden birisi olan bu acının yaşandığı yeri görmek isteyebilecekler içinde özel turlar düzenlenmelidir.
6. Bölgeye gelmeye çekinecekler için çok açık ve net seyahat sigortası imkanları tanıtılmalıdır.
Kuşkusuz bu öneriler ilgili makamlarımızca dikkate alınarak genişletilmektedir fakat bunların yanında gözden kaçabilen başka konularda, ülkemiz ve Istanbulumuzun turizm faaliyetlerine zarar vermekte olup irdelenmeyi gerektirmektedir. Bunlar:
1. Sağlam bir bilimsel araştırmaya dayanmadan 1999 depreminden bu yana neredeyse her gün Istanbul da deprem beklendiğine ilişkin olarak yayılan provakatif beyanllar ve yaratıcıları sorgulanmalıdır(hangi bilimsel gerekçe ile bunu ifade ettin diye )..Bu tür asılsız beyanlar her ne kadar iyi niyetli gözükselerde, netice itibari ile hem turizm gelirlerimizi (istihdam konaklama vd. ) hem de insanların morallerini bozarak tüm yaşama gücümüzü azaltmaktadırlar.
2. Istanbul özelindeki imar ihmallerinin artması ve tedbirlerinin azalması olası bir depremde neredeyse ülkemizi toptan bir kilitlenmeye sürükleyebilecektir. Acil ve genel uygulamalara ihtiyaç vardır. Mevcut riskli binaların yerinde yada yakın sağlam alanlardaki yeni binalarla takası,içinde turizm önceliğinin de yer aldığı büyük çaplarda projelerle sağlanmalıdır.
3.Mevcut turistik tesislerimizin bina ve tesis güvenlik raporları, girişlerine asılmalı, web sitelerinde özellikle belirterek yayınlanmalıdır.
4. Turizm konusunun tüm diğer ülke ve dünya sorunlarından bağımsız bir konu olmadığı unutulmadan, son acıyla yanmış insanlarımızında moral seviyelerindeki değişimler ciddi olarak değerlendirilmeli ve bunun da turizmimizi nasıl etkileyeceği değerlendirilerek gerekli önlemler alınmalıdır.
5. Ulusal ve uluslararası deprem yardımlarında, en ufak bir istismara yer ve fırsat verilmemeli, sorumlular varsa, teşhir edilerek güven sağlanmalıdır. Yardıma katılmış hiç bir potansiyel turist, bu tür bir istismarın yapıldığı ülkeyi tercih etmez.
6. Yardıma katılmış tüm ülke ve gruplar ayırımsız takdir edilmeli, kardeşlik duygusu ile teşekkür edilerek, uygun biçimde anıtlaştırılmalıdırlar.
Kuşkusuz bu listeler uzar gider. Benim yapmak istediğim acılarımın içinde ilk aklıma gelenleri sıralayarak, camiamızın ihtiyaç ve önemini vurgulamaktır.
Ülkemdeki ve bölgedeki kardeşlerim için, benzer acıların tekrarlanmamasını diler, maddi manevi yardım eden tüm insanlara teşekkür ederim.