MUĞLA - Türkiye'nin önemli turizm beldeleri arasında yer alan Dalyan, turizm pastasını büyütmek için doğal potansiyelini ön plana çıkaran 3 önemli proje hayata geçirecek. DOKTOB'un (Dalaman, Ortaca, Köyceğiz Turistik Otel ve Turizm İşletmecileri Birliği) öncülük ettiği projeler kapsamında Türkiye'nin ilk tam organik köyü beldede kurulurken, Dalyan'da çalışan 494 gezi teknesi elektrikliye çevrilerek bunların doğaya verdiği zararın önüne geçilecek. Dalyan ayrıca Muğla'nın hedef olarak koyduğu ekoturizme yönelim konusunda da öncülük yapacak.
Türkiye'nin dünyada turizm değerleri açısından en mükemmel ülke olduğunu dile getiren DOKTOB Yönetim Kurulu Başkanı Yücel Okutur, "Bu potansiyeli değerlendirmek için belde, ilçe ve şehirlerimizde görsel imar kirliliğini çözmemiz ve hizmet kalitemizi artırmamız yeter. Dünyada kıyıları bu kadar doğal kalmış çok az ülke var. Dalyan da ilk koruma altına alınan bölge. Bu güzelliğin kaybolmaması için 3 proje sürdürüyoruz. Bunlardan biri olan organik köy projemizi tamamladık. 110 haneli Çandır köyümüz, 4 yıllık geçiş sürecini tamamlayarak geçtiğimiz günlerde organik köy sertifikasını aldı" diye konuştu.
Çandır'ın 45 derecelik eğimde, bir orman yamacında bulunduğunu anlatan Okutur, "Köyde nar ve narenciye bahçeleri, binlerce yıllık zeytin ağaçları var. Arıcılık ve keçi yetiştiriciliği yapılıyor. Şu an hiçbir kimyasalın girmediği Çandır, Türkiye'nin ilk tam organik köyü oldu. Burada yetiştirilen ürünler geçen yıl, İzmirli bir firma aracılığıyla globalgap sertifikasıyla Almanya ve Avusturya'ya satıldı. Geçiş süreci tamamlandığı için bu ürünler artık organik olarak satılacak. Köyde ayrıca kadınların katılımıyla bir kooperatif kuracağız. İşletmeyi bu kooperatif yapacak" dedi.
Dalyan'ın suyu kurtulacak
Dalyan'da en çok ilgi gören turistik aktivitenin tekne gezisi olduğunu ve sezonda 494 teknenin bu hizmeti verdiğini hatırlatan Okutur, "Hepsi mazotlu olan bu teknelerin her birinden Köyceğiz gölü, dalyan kanalı, lagün ve İztuzu denizine günde 6 litre sintine suyu bırakılıyor. Bu da 5 aylık sezon boyunca 540 ton yağlı-mazotlu su demek. Bu durumun suyu yaşanmaz haline getirmemesinin tek nedeni gölden denize-denizden göle olan akıntı. Ama bu kanal şu an can çekişiyor. Bunu engellemek için tüm tekneleri elektrikli hale getireceğiz. Türkiye'nin ilk akülü-elektrikli teknelerini yaptırdık. 6 tane çalışıyor. Biri yolda. 1.5 yıla kadar dalyanda 494 teknenin tamamı akülü elektrikli teknelere çevrilecek" diye konuştu.
Şu an konuyla ilgili şartnamenin hazırlandığını belirten Okutur, "İsteyen mevcut teknesindeki dizel motoru elektrikliyle değiştirecek, isteyen yeni fiber tekne yapabilecek. Denize açılacak olan 80-100 teknenin motoru hibrit olacak. Teknik olarak motor değişimi çok kolay. Motorun maliyeti düşük ama akü fiyatları yüksek. Seri üretimde düşeceğini tahmin ediyoruz. Dönüşümün 35-40 bin TL'ye malolacağını hesaplıyoruz. Teknelerin sezonluk yağ ve mazot masrafı 8-10 bin TL dolayında. Elektrikli teknelerde bu rakam bin TL'ye düşecek. Bankalarla görüştük. Çevre yatırımları kapsamında uzun vadeli kredi sağlayacaklar. Yani işletmeciler neredeyse bedavaya yeni tekne sahibi olacaklar. Bu proje çok önemli. Bu kanalın ölmesi, İztuzu ve dalyanın ölmesi demek. Böyle mükemmel bir doğanın bozulmasına göz yumamayız" dedi.
Turizmin geleceği eko turizmde
Geçen yıl Muğla'daki kamu yönetimi ve özel sektör temsilcilerinin katılımıyla yapılan toplantıda kentin eko-turizme yönelmesi konusunda prensip kararı alındığını dile getiren Okutur, "Muğla, 5-10 dönümlük nar ve narenciye bahçelerinden oluşan mükemmel bir doğaya sahip, her yanından sular kaynıyor. Eko-turizm kapsamında bu bahçelerin içine bir ya da bir buçuk katlı, 8-10 odalı butik tesisler yapılacak. İtalya ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nde çok güzel örnekleri var. Turistler artık büyük dev otellere gitmek istemiyorlar. Gelecek eko turizmde" diye konuştu.
Dalyan'da eko-turizme yönelik 8-10 tane tesis bulunduğunu ve büyük rağbet gördüğünü anlatan Yücel Okutur, "Fakat 2 yıl önce çıkan bir kanunla bağ ve bahçelere verilen yüzde 5 imar izni kaldırıldı. Konya, Şanlıurfa gibi illerde arazilerin toplulaştırılması amacıyla çıkarılan bu yasa, eko-turizmin önündeki en büyük engel. Bir bölge için çözüm olan yasa, diğer bölge için kıyım olabilir. Nitekim, beldemizde içine butik tesis yapamadığı için 5-6 bahçe sahibi ağaçlarını keserek tarlaya dönüştürdü. Yüzde 5'lik imar izni bu ağaçların korunması için çok önemli. Çünkü insanlar nar ya da narenciyenin para etmediği dönemlerde kazanç elde edemediklerinden, alıcısı hazır olan tahıllara yöneliyorlar. Şu an biz insanların ağaçlarını sökmelerini engellemeye çalışıyoruz. Yasanın acilen değişmesi lazım" görüşünü savundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.