ÇANAKKALE - Çanakkale’de ataerkil bir aileden gelen ve erkek kardeşleri olmadığı için ilk açtıkları butik otellerine babalarının soyadını veren girişimci iki kız kardeş, iki yıl içinde yeni bir otel yatırımı daha planlıyor. Bundan 7 yıl önce Çanakkale merkezde 38 odalı ve 76 yataklı butik otellerini tam açacakları sırada 15 Temmuz darbesinin yaşandığını anlatan Cura Hotel’in sahibi Nilgün Gökser, “Arkasından pandemi yaşadık ve sonra Rusya-Ukrayna savaşı oldu.
Turizm sektörünü küçük bir detay bile olumsuz etkiliyor. Ancak sektör tüm olumsuzluklara rağmen büyümeye devam ediyor” dedi. Çanakkale’nin hem tarihi hem de iki deniz kıyısına sahip doğal güzelliği ile önemli noktalardan biri olduğunun altını çizen Gökser, sözlerine şöyle devam etti: “Babamızın erkek çocuğu olmadığı için biz de babamızın soy ismini otele vermek istedik.
Bu sürprizi görünce o da çok mutlu oldu. Cura ismi oradan geliyor. Açacağımız ikinci otelde de bu isim üzerinden ilerleyeceğiz. Bu oteli deneyim turizmi konseptinde planlıyoruz. İstediğimiz noktaya gelirsek ilerleyen süreçte uluslararası alana açılmayı da isteriz.”
1915Çanakkale Köprüsü bölgedeki turizmi hareketlendirdi
Çanakkale’nin son yıllarda en hızlı gelişen bölgelerden biri olduğunu belirten ve aynı zamanda Çanakkale Turistik Otelciler ve İşletmeciler Derneği (ÇATOD) Başkanı unvanını da taşıyan Nilgün Gökser, “Çanakkale Köprüsü’nün açılmasıyla bölge sanayisi daha fazla gelişmeye başladı.
Asos ve Troya tünelleri bölgedeki turizmi hareketlendirdi. Bu nedenle şehirdeki konaklamalar daha da artmaya başladı” dedi. Turizme ve bölge ekonomisine katkı sağlayan bu hizmetlerin geceleme sayılarını artırdığına işaret eden Gökser, sözlerine şöyle devam etti: “Çanakkale Bölgesi’nde irili ufaklı basit konaklamalar da dahil yaklaşık 2 bine yakın otel bulunuyor.
Güney Amerika, Uzak Doğu, Avrupa ve Balkan ülkelerinden turistler geliyor. Rusların ilgisi de güzel. Genel olarak yıl bazında bölgedeki oteller ortalama yüzde 50 dolulukla çalışıyor. Ortalama 1.3 geceleme sayısı, şimdi 2 geceye yükseldi. Turistler Gelibolu yarımadasını ve Troya’yı da görmek istedikleri için kalma sürelerini artırıyorlar.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.