Çağatay Yolda ailesi Abant’ta

ÖZKAN ALTINTAŞ-TÜRKİYE TURİZM
ABANT-GÖLCÜK / BOLU- Televizyonların sevilen gezi programı “Çağatay Yolda” “Ailem” dediği dostlarından 90 kişi ile Öğretmenler Günü’nde Bolu’nun cennet köşeleri Abant ve Gölcük’te kemençe eşliğinde horon tepildi, unutulmaz saatler yaşadı.


Çağatay Şahin, yol boyunca ekibe çılgın hareketler yaptırarak fotoğraflarını çekti









“Çağatay Yolda” programını yapımcıları Çağatay Şahin ile Serpil Türkekul’un çağrısıyla bir araya gelen Çağatay Yolda ailesi binbir çeşit çam ağaçlarının yer aldığı ormanda ve göl kenarında dolaşarak temiz havayı teneffüs ettiler. Gölcük’te çay içtiler, Abant’ta ise sucuk ekmek ile farklı bir lezzet tattılar. Günün en büyük büyük sürprizi ise Çağatay Yolda ailesine yeni katılanlar aşure tencerelerini açınca gerçekleşti. Böylece Çağatay Yolda ailesi hem Öğretmenler Günü’nü, nem de Muharrem ayını Abant Gölü’nün kenarında aşure ile kutladı.

Kokartlı rehber Okan Saridiken

GÖLCÜK TURİZME HAZIR OLDUĞUNU GÖSTERİYOR
Çağatay Yolda ailesi İstanbul’dan OTC Turizm’in düzenlediği iki otobüsle kokartlı rehber Okan Saridiken eşliğinde erkenden yola çıktı. Otobüste dağıtılan kumanya ile kahvaltı yapıldı. İlk durak olan Düzce’de verilen ihtiyaç molasında ise sabah çayını yudumlandı.


Gölcük gelin ve damatların fotoğraf çekimi için ilk uğrak yeri





Güneşin pırıl pırıl ışıklarını yaydığı güzel bir Pazar sabahında bomboş sokakları ile dikkati çeken Bolu’ya girildi. Ancak kısa bir süre sonra Boluspor Kulübü tarafından işletilen yapay bir gölü bulunan Gölcük’e varıldığında halkın nerede olduğu görüldü.





Güzel havayı fırsat bilenler gölün çevresinde düzenli bir şekilde yerleştirilen bölgelerde et mangal yaparak tatilin tadını çıkarıyorlardı. Bölgenin yapısına uygun ahşaptan yapılan restoran bölümü, herdiyelik eşya satan mağaza ve Türkçe-İngilizce uyarı levhalarıyla Gölcük turizme hazır olduğunu gösteriyordu. Gölün çevresinde yapılan yürüyüş ve yaklaşık bir saat süren oyalanma ile herkes üzerindeki sabah rehavetini attı.


Trabzonspor'u tutmayan, kemençe çalarken horon tepmeyen gelini almam dedi. Gelin kaptığı gibi Abant'a getirdi. Trabzonspor kaşkolunu takti ve birlikte horon oynadı.


TV'nin beğenilen dizisi Karadayı ile Gölcük tanıtım yapıyor

ABANT GÖLÜ KÜÇÜLÜYOR
Yol ve Gölcük’teki gezide herkes acıkmıştı. Rehberimiz mikrofondan sürekli olarak “Sizleri sucuk ekmek partisi bekliyor” dedikçe herkes bir kat daha acıkıyordu.
Çok geçmeden Türkiye’nin ilk doğa turizmi merkezlerinden olan Abant Gölü’ne vardık. Otobüsümüzle gölün çevresine dolaşırken sürüklenen alüvyonlarla gölün büyük bir bölümünün bataklık haline gelerek gölün küçülmeye yüz tuttuğunu gördük. Buna rağmen Abant Gölü hala varlığını koruyordu. Birkaç otel ve yeni yapılan bir otel, ağaçların altında oturma yerleri, Bolu Belediyesi’nin koyduğu sabit mangallar vardı. Burası da Gölcük gibi et mangal yapan, pikniğe gelenlerle doluydu.

SUCUK KUYRUĞUNA GİRDİK
Otobüsümüz bizim için hazırlanan uzun masanın yakınında durunca ortaya sucuk kokuları yayıldı.
Masanın yanında ise elinde kemençe Karadeniz havaları çalan bir çalgıcı bizi karşıladı. Bir bölüm hanım oynak havalara dayanamayarak horon tepti.





Rehberimiz herkese birer fiş verdi kuyruğa girdik. Genç bir ekip bir mangalda sucuk diğer mangalda köfte pişiriyor. Pişenler bir kaba konuluyor ve iki kişide yarım ekmeğin içine isteyene sucuk, isteyene köfte koyarak servis yapıyordu. Masalarda ise ayran, kola ve diğer meşrubatlar vardı.

KARADENİZ HAVALARIYLA YEMEK MÜZİĞİ
Abant Gölü’nün denizden yüksekliği fazla olduğu için hava giderek soğuyordu. Sucuk ekmeğe sarıldığımızda her karnımız doydu, hem de biraz ısındığımızı hissettik.
Yemek boyunca Karadeniz havaları çalan çalgıcı hiç durmadı. Laf ebesiydi. Kimi görse hemen bir beyit yazarak onu kemençe eşliğinde seslendiriyordu…
“Çağatay Yolda ailesi geldi yeşil Abant’a…
Can kattı güzel ormanlara…
Sucuk ekmek alanlar yayılmış masalara…
Haydi hayırlı eğlenceler, afiyet olsun onlara…
Ha uşak… Ha uşak…Ha…”
Karadeniz havasıyla yemek müziği eğlenceli oldu.
Herkes sucuk ekmeğini bitirdiği sırada ortaya sürpriz çıktı. İstanbul’dan Abant’a soğumadan ve sıcak gelen aşure tencereleri herkesi şaşırttı.

İKİ BÜYÜK TENCERE AŞURE BİR ÇIRPIDA BİTTİ
Çağatay Yolda ailesine yeni katılanların hazırladığı iki büyük tencere aşure gerçekten güzeldi. Üzerinde fındığı, yanında kuş üzümü ve kırılmış cevizleriyle tamamdı.
Bu kez aşure kuyruğuna girildi ve doyasıya Muharrem ayının lezzetli tatlısı yenildi.
Abant Gölü kıyısında yapılan yürüyüşten sonra hava kararırken iyice soğumuştu.











Geldiğimizden bu yana hiç durmadan kemençe çalan ve şarkı söyleyen çalgıcı bu kez bizlere uğurlama havaları çalıyordu.
“Çağatay Yolda ailesi gelmiş Abant’a…
Şimdi gidiyor İstanbul’a
Ha uşak…. Ha uşak… Ha…”
Otobüsün sımsıcak havası, bol oksjijen dolu temiz hava ve yürüyüşlerin getirdiği rehavet ile İstanbul yolunda bazıları uyudu, bazıları ise uyanık kaldı.
Düzce’de çay molası verildi. İstanbul’da ise Çağatay Yolda ailesi yeni gezilerde buluşmak üzere güzel bir günün ardından birbirine veda etti.