Elimizdeki değerlerin kıymetini bilmiyoruz. Bir delinin kuyuya attığı taşı 40 akıllı çıkaramıyoruz.
Bodrum’dan bahsetmek istiyorum. Hani şu iftihar ettiğimiz,
tek başına hazineye yılda bir milyar Euro kazandıran,
Türkiye’nin gözbebeği, dünyanın sayılı antik kenti Bodrum’dan…
Yıllardır harabe halindeki yeldeğirmenlerine bir çare bulamıyoruz. Bodrum’un en muhteşem yerine bir çözüm getiremiyoruz. Oradaki mezbeleliğe engel olamıyoruz. Bu kadar basit bir işi,aradan geçen bunca uzun zamana rağmen, nasıl sürüncemede bırakabiliyoruz? İnsanın inanası gelmiyor.
Geriye doğru 20 yılda atılan nutuklara, verilen sözlere,
yapılan çalışmalara bakıyorum da, bir arpa boyu yol gitmemişiz. Aslında hayli gayret sarfetmişiz, projelerin peşinde koşturmuşuz, Ankara’yı komşu kapısı haline getirmişiz ama, ne fayda? Tam iş hallolacakken iktidar değişmiş, konuyu bilen Bakan gitmiş, Belediye Başkanları ‘’yeni plan son aşamaya geldi’’derken seçim kaybetmiş, olan bir türlü düzeltilemeyen yeldeğirmenlerimize olmuş…
Oysa sorunu çözmek beş dakikalık bir iş. Akıllı bir bürokrat, pratik zekaya sahip bir bakan hemen halledebilir problemi. Ama bizim devlet yönetimimiz problem çözmekten çok, problemi uzatmakta mahir. Öyle olunca da çok basit bir işi, kotaramıyoruz bir türlü…
Bodrum ahşap yatlarıyla, gulet ve trandilleriyle meşhur..
Son yıllarda buna, dünyanın en büyük ve çok değerli tekne imalatını da ekledi. Hatta dünyanın en büyük 15 yat sıralamasında Türkiye, Bodrum’un sayesinde dereceye bile girdi. Göğsümüzü kabartan bu iki tekne şimdi,görenlerin hayran bakışları altında, dünya sularında gelin gibi süzülerek dolaşıyor.
İşte bu tekneleri yapanların da başı yıllardır dertte. Aynı yeldeğirmeni sorunu gibi bir şey bu. Bodrum’un dünyaca ünlü tersaneleri şimdi kaybolma tehlikesini yaşıyor. Ruhsatlarını bir türlü alamıyorlar. Turizm Bakanlığının konuya bir türlü pratik gözle bakmaması, işin değerini kavrayıcı bir yaklaşımda bulunmaması ve burayı bir türlü projeye kavuşturmaması,daha doğrusu tembel hareket etmesi, tersane sahiplerini çileden çıkarıyor…
Aslında Belediye Başkanları her kolaylığı sağlıyorlar. Ama onları aşan güç Ankara’da. Plan yapma yetkisi Turizm
Bakanlığında olduğu için, yerel yönetimlerin eli kolu bağlanıyor. Bakanlık planları yetiştiremiyor, planlar yetişmediği için birçok tersane ruhsat ve iskan alamıyor.
Alamayınca da, Denizcilik Müsteşarlığı bunlara işletme iznini, yeni yönetmeliğe göre veremiyor. Peki bu durumda ne olacak? İskan ruhsatları yok, işletme izni de yok, bunları Şubat ayının sonuna kadar tamamlayamazlarsa, güzelim tersanelerin çoğu kapanacak.
Bu Ankara’ya dert anlatmak dünyanın en zor işi. Bir akıllı adamın beş dakikada çözebileceği bu sorunu, bir sürü adam çözemiyor yıllardır.Çözemiyorlarsa niye oturuyorlar o koltuklarda? Becereksizliklerinin Türk ekonomisine faturası, en az yılda 200 milyon Euro. Bu tersanelerde 3000’den fazla insan çalışıyor, yan sanayi ile birlikte 7-8 bin kişi ekmek yiyor. Yazık günah değil mi?
Türk sermayesinin, Türk yaratıcı zekasının,Türk Mühendis ve işçisinin elbirliğiyle meydana getirdiği ve bütün dünyanın şapka çıkardığı bu muhteşem tabloyu,bu müthiş değeri korumaya, hatta geliştirmeye mecburuz. Dünyada bir marka haline gelen Bodrum tersanelerini mutlaka yaşatmalı, onları bürokrasinin sığ kafalarına kurban etmemeliyiz.
Tersanelerin olduğu yolun alt kısmına formül varmış. Ama üst kısmındakilere, plan olmadığı için izin verilemezmiş. Yolun altı da bir,üstü de bir,yeter ki sorun akıllı adamların eline geçsin ve kolayca çözülsün. Bunu başaramıyoruz işte…
Buraya bir plan yapmak, hatta tersaneleri turistlerin
ziyaretine açmak, yapılan teknelerle ilgili birkaç dilde bilgi vermek, broşürler dağıtmak zor iş mi? İyi planlansa, buraya ziyaretçi girişinden ücret bile alınabilir. Teknelerin küçük maketleri, tişortları, şapkaları, anahtarlıkları, flamaları dahi yapılıp satılabilir. Bodrum’un şöyle planlı, düzenli, yolları yapılmış, bakımlı ve tertemiz tersaneler bölgesine sahip olması, kente büyük faydalar sağlamaz mı?
Aslında Kaymakamıyla, Belediye Başkanlarıyla, meslek kuruluşlarıyla iyi bir kadrosu var Bodrum’un. Valisi de çalışkan ve çok başarılı.Yetki onlarda olsa, inanıyorum ki beş dakikada bitirirler işi.Ama Ankara yok mu Ankara, işi zora sokan o. Bir tersane izni alabilmek, mevcudunu ruhsata bağlayabilmek için,çalmadık kapı bırakmamak gerekiyor.
Oysa bir akıllı adam, kararı alıp çalınacak kapılardaki imzaları da akşama kadar tamamlayarak, bir çırpıda çözebilir işi. Ama o akıllı adama da çelme takıyorlar işte..
Buradan Turizm Bakanına seslenmek istiyorum. Ertuğrul Günay zekasındaki bir siyasetçi, hem de sektörü tarafından sevilen bir Bakan, Bodrum’un acil çözüm bekleyen bu iki sorununu hemen ele almalı ve çözüme kavuşturmalıdır.
Güvendiği bir mimarı derhal Bodrum’a yollamalı, sadece
tersaneler bölgesi ile yeldeğirmenlerinin planını hemen çizdirmeli, ayrıca plan devreye girene kadar da tüm tersanelerin ruhsat ve işletme belgelerini verdirmek için, ne mümkünse yapmalıdır. Ayrıca Denizcilik Müsteşarlığına da,
‘’Biraz bekle işi çözüyoruz’’demelidir.
Eğer bunları yapmaz da, Bodrum tersanelerinin geleceğinin tehlikeye düşmesine seyirci kalırsa, bunun vebalinden kurtulamaz..
- 10:00 - American Airlines, tüm uçaklarını yere indirdi
- 19:00 - Antalya 2025'e ışıl ışıl girecek
- 18:00 - Helenistik Kent Kapısı Kuleleri restore ediliyor
- 17:00 - Antalya'da yılbaşı festivali yoğun ilgi görüyor
- 16:00 - Boğaz'ın gözde yalıları el değiştiriyor
- 15:00 - Karaarslan vazgeçti, Kalamış Yat Limanı Koç'a veriliyor
- 14:00 - Türk medya devi Can Grubu’na satıldı
- 13:00 - Roma'nın ünlü 'Aşk Çeşmesi' yeniden açıldı
- 12:00 - Bütün leylekler göç etti, 2 tanesi kaldı
- 11:00 - 2025'te turistlerin gitmemesi gereken kentler
- 10:00 - Havayolunda yolcu sayısı 5 milyarı, gelir 1 trilyon doları aşacak!
- 09:00 - 16 yaşında Türkiye’nin en genç kadın pilot adayı oldu
- 20:00 - Mübadele çocukları Demre Belediyesi'nde ağırlandı
- 19:00 - Atina'daki en iyi restoranlar
- 18:00 - Dünyanın en engelli dostu havayolu Air New Zealand
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.