ANKARA- Başkanlık sisteminin ilk yılında ifade özgürlüğü: Bir yıl içinde en az 50 gazeteci toplamda 130 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı
CHP’li Çakırözer, başkanlık sisteminin birinci yılında basın özgürlüğü raporu hazırladı
CHP’nin gazeteci kökenli milletvekili Utku Çakırözer, başkanlık sisteminin birinci yılında basın ve ifade özgürlüğü ihlallerinin bilançosunu çıkardı.
Çakırözer, “134 gazeteci hâlâ cezaevinde. Bir yıl içinde en az 50 gazeteci toplamda 130 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı. Yani basın ve ifade özgürlüğünün 130 yılı, başkanlık sisteminin sadece 1 yılında ipotek altına alındı” dedi. CHP’li Çakırözer’in , başkanlık sisteminin ilk birinci yılında basın ve ifade özgürlüğü alanında çıkardığı rapordaki başlıklar şöyle:
50 gazeteciye 130 yıl hapis
Sözcü'den Başak Kaya'nın haberine göre sistemin fiilen yürürlüğe girdiği 25 Haziran 2018 günü 148 gazeteci hapisteydi. Bugün 134 gazeteci cezaevinde. Ancak yeni sistem OHAL koşullarında yürürlüğe girdi.
İlk bir ayını OHAL koşullarında tamamladı. Basın ve ifade özgürlüğü 1 yıldır OHAL’den çıkamadı. Başkanlık sisteminin ilk yılında 132 gazeteci, yazar ve çizerin yargılanmasına devam edildi. En az 50 gazeteci toplamda 130 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı.
Eren Erdem 29 Haziran 2018’de tutuklandı, 1 Mart 2019’da haksız bir şekilde 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. İtirazı İstinaf Mahkemesi’nin önünde. Anayasa Mahkemesi başvurusu da mahkemenin tozlu raflarında bekletiliyor. Haklarında verilen hukuksuz cezaların kesinleştiği gazeteciler arasında, Cumhuriyet davası sanıkları da var. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhuriyet davasında yargılanan gazetecilerin, avukatların beraat ettirilmesini istedi.
Ancak dosyaları üzerinde beraat kararı verilmesi istenen gazeteciler Musa Kart, Hakan Kara, Güray Öz ve Mustafa Kemal Güngör ile Önder Çelik hâlâ hapiste. Hem de daha önce tutuklu olarak yargılanmalarına rağmen. Bu hukuksuzluk sarmalını herkes kabul etti. Ama ‘başkanlık mekanizması’ onların özgürlüklerine kavuşması için işlemedi.
Gazeteciler dayak yedi
Sözcü gazetesinin yazar ve çalışanları, başkanlık sisteminin ilk 1 yılında yargılanmaya devam etti. Emin Çölaşan, Necati Doğru, Metin Yılmaz, Gökmen Ulu, Metin Yılmaz, Mustafa Çetin, Yücel Arı ve Yonca Yücekaleli sadece yargılanmakla kalmadı. Haklarında bir de 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istendi.
Başkanlık sisteminin ilk bir yılında gazeteciler dayak yedi, hedef gösterildi. 2018’de 20 gazeteci saldırıya uğradı.
2019’da da 8 saldırı gerçekleşti. Gazeteciler fişleme raporları ile hedef gösterildi. Hedef gösterilenlerden bazıları bir süre sonra işinden oldu. Tüm bunlar geliştirilen cezasızlık politikası ile adeta teşvik edildi.
657 basın kartı iptal
Başkanlık sistemi ile birlikte basın kartı işlemleri Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na devredildi. Üye sayısı 10 binleri geçen Türkiye Gazeteciler Sendikası, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Ankara ve İstanbul Gazeteciler cemiyetleri, Gazeteciler Federasyonu komisyondan dışlandı.
Yeni Basın Kartı komisyonu 24 Temmuz’da toplandı. Yani tam da Basın Bayramı’nda. Basında sansürün kaldırılmasının yıldönümünde. 13 ay boyunca toplanmayan komisyon, toplanmadığı dönemde 657 basın kartını iptal etti.
Sertleşen kriz ağır yaraladı
Sistemle birlikte giderek sertleşen ekonomik kriz de basın ve ifade özgürlüğünü yaraladı. HABERTÜRK gazetesi yayın hayatına son verdi. 46 yıl hizmet veren Anka Ajansı kapandı.
Artan döviz kuru, gazetelere ağır bir kâğıt krizi yaşattı. Sözcü Gazetesi eklerini kapattı. Vatan Gazetesi önce hafta sonu eklerini kapattı, ardından tamamen kapandı.
Pek çok basın yayın kuruluşu, çalışanlarının işine son verdi. 2016 yılında gazetecilik mezunları arasında yüzde 19.2 olan işsizlik oranı, 2019 yılında yüzde 19.1 oldu.
Can çekişen yerel basının sonu olabilir
Yerel basın; baskıdan kâğıda, mürekkepten boyaya her üretim kaleminde dövize bağımlılık nedeniyle büyük yara aldı. Yerel basının ilan alması, hiçbir borcunun olmaması şartına bağlı. Bu zorunluluğun ertelenmesi gerekiyor. Tüm bunların üzerine Yargı Reformu’nda icra iflas ilanlarının gazetelerde yayımlanması zorunluluğunun kaldırılacağı belirtildi. Yerel basın isyan ediyor, çünkü bu uygulama onların sonları anlamına gelecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.