ITB Berlin Fuarı'nda bir kez daha tarihi fırsatlar kaçırdık.
Hem bir defa değil iki defa...
Belki de bir kaç kez...
ITB Berlin Fuarı'nda cılız bir İstanbul 2010 Kültür Başkenti standı vardı.
Erzurum Kış Oyunlarına ilişkin Universiad ise hiç yoktu...
Türkiye, 2009 yılının kriz yılı olduğunu ve tek kurtuluş yolunun turizm olduğunu unutmuştu...
Ama siyaset meydanlarında Türk turizmi için süslü lafların ardı arkası kesilmiyor...
SEÇİM Mİ, SAVAŞ MI?
Türkiye için varsa yoksa seçim vardı...
Berlin'de bindiğim taksinin Yozgatlı Türk şoförü dert yandı:
Türkiye neden böyle? diye...
Türkiye'de seçim olduğu zaman sanki savaş çıkmış gibi oluyor...
İnsanların bir dövüşmedikleri kalıyor...
Almanya'da bizim seçim olduğundan bile haberimiz olmuyor...
Biri gidiyor, diğeri geliyor düzen değişmiyor. İnsanlar rahatsız olmuyor dedi.
Yozgatlı şoför haklıydı.
Sadece seçimde mi kavga var.
İstanbul 2010 Ajansı'nda da kavga var.
İstanbul'u unuttular başka işlerle meşguller...
Unuttukları da ITB Berlin Fuarı'nda gün gibi aşikar...
SAHNE SENİN İSTANBUL HANGİ SAHNEDE?
ITB Berlin Fuarı'nda İstanbul 2010 Kültür Başkenti tanıtımı için İstanbul sokaklarını dolduran Sahne Senin İstanbul yazılı afişler aklıma geldi.
İstanbul 2010 Kültür Başkentini Türk halkına tanıtan afişler...
İstanbul'un sahnesi dünya turizmcilerinin zirvesi ITB Berlin Fuarı olmalıydı.
İstanbul'un gerçek sahnesi burası olmalıydı.
Tanıtımı Türk halkına değil, dünyaya yapmalıydılar...
Ama öyle olmadı...
Cılız bir stand İstanbul 2010 Kültür Başkentine layık görüldü...
Almanya Ruhr havzasında Kültür Başkenti Essen için müthiş bir tanıtımla fuarda yer aldı.
Koca salonu donatan Almanya, bir o kadar da broşür, katalog ve benzeri şeyler dağıttı.
Yetinmediler, dünyadan gelen ülkelerin standlarını dolaştılar.
ZAVALLI İSTANBUL 2010 STANDI
İstanbul 2010 Kültür Başkenti standı ise içler acısıydı.
Küçük bir alan...
Tabiri caizse bir masa, bir kasa benzeri...
Bir masa, üzerinde iki çeşit...
O da az sayıda broşür ve başında bu durumdan üzüntü duyan genç bir görevli...
Fuarın giriş holünde kocaman bir çini afişi var.
Köşesinde ise İstanbul 2010 Kültür Başkenti yazıyor.
Ne anlama geldiğini anlayana armağan verebilirler.
Bir slogan, bir çağrı yok. Gören onu süs zannedip geçiyor.
Fuarın bir kaç duvarında aynı afişin başka boyutlarını gördüm.
Hiçbirşey ifade etmeyen, reklamcılık kurallarının dışında bir afiş..
Yani dev fuarda İstanbul 2010 Kültür Başkenti yoktu.
Sonra Üniversiad'ı aradım.
Dünyayı davet ettiğimize inandığım Erzurum Kış Oyunları'na ilişkin bir şeyler...
O ise hiç yoktu...
BAKAN DA YOKTU
Bunlar neden olsun ki...
Zaten fuarda bakan da yoktu..
Çünkü Türkiye'de seçim var...
Bakan gelse ne yapacak? diyenler oldu.
Belki hiçbirşey yapamayacaktı.
Ama öncelikle sektöre moral verecekti.
Sonra ise fuara katılan ülkelerin bakanları ile görüşerek turizmcileri birbirlerine kaynaştırabilirdi.
DÜNYA KRİZE KARŞI TURİZME SARILMIŞ
Dünya ülkeleri ekonomik krizde can havliyle turizme sarılmışlardı.
Tek çıkış yolunu turizm olarak görüyorlardı.
Hepsi de kültürlerini sunabilmek için ellerinden geleni yapmışlardı.
Fuarın en önemli unsurlarından biri tüm ülkelerin kültür turizmine verdiği önemdi.
Tarihi ve kültürel değerlerini tanıtmak için her türlü animasyonu fuara taşımışlardı.
TÜRKİYE'YE TURİSTTE, PARA DA GÖKTEN YAĞACAK
Bize gelince....
İstanbul 2010 Kültür Başkenti İstanbul'da kalmıştı.
Türkiye'nin turizmdeki yeri sağlamdı.
Uğraşmanın anlamı var mıydı
Türkiye 30 milyar turisti ağırlayıp 30 milyar dolar kazanacak.
Paralar gökten yağacak...
Fuara gelip masraf etmenin alemi var mıydı?
2009'da turist koşa koşa Türkiye'ye gelecek.
Zaten fuarda Kültür ve Turizm Bakanı'da yoktu.
Herhalde rahmetli Turgut Özal gibi düşündüler:
"Bizim turizmciler işini bilir"
KAÇAN KAÇANA
Biz bu kafayla daha çok tarihi fırsatlar kaçırırız.
Mevlana Yılı'nı kaçırdık.
Aziz Paulus Yılı'nı kaçırdık.
Rusya'da Türk Yılı'nı kaçırdık.
Fransa'da Türk Yılı'nı kaçırıyoruz.
Şimdi sıra İstanbul 2010 Kültür Başkenti'ni kaçırmakta...
Biz fırsat kaçırmaya alışmışız.