İSTANBUL- TÜRSAB eski Başkanı Başaran Ulusoy, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy"a mektup yazarak UKTAŞ ve Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nın kredilerinin geri ödenmemesi ve bakanlara tahsis edilen toplantı odasının konuşulması üzerine üzerine “Birliği yönetenlere sesleniyorum: “Kendi işinizi yapın ve TÜRSAB’ın işlerine bakın…” dedi.
BANA VE BAKANLIĞA ŞOV YAPARAK...
Başaran Ulusoy, Bakan Mehmet Ersoy’a gönderdiği mektupta basında hakkında çıkan olaylar hakkında açıklama yaptı.
Ulusoy mektubunda şunlara yer verdi: “Bu güne geldiğimiz sayemde çoğunluğu elinde tutan ve özverilerim ile aldığım çoğunluk hisseler sayesinde yönetimde bulunanlar benim şahsi kefaletimle bana ve Bakanlığımıza şov yaparak kredilerini geri ödememekte ve bunun sonucu olarak Bankaların söz konusu şahsi kefaletlerim nedeni ile kredinin benden tahsil edilmesine bilerek seyirci kalmaktadırlar. Bu durum ayıptır ve günahtırb Bir toplantı odasını konuşmak TÜRSAB’a yakışmaz. UKTAŞ’a yakışmaz…”
Başaran Ulusoy’un Bakan Ersoy'a gönderdiği mektubundan bazı bölümler şöyle: “Bütün bu süreci gurur ve başarı ile yaşamış, yaşatmış bir başkan olarak geldiğimiz bu durumu üzüntü ve kaygı ile izliyorum. UKTAŞ (Uluslararası Kongre Sarayı Tesisleri Işletmeciliği Tic. A.Ş. ile ilgili basında çıkan haberler nedeni ile başkan ve kurucu başkan görevlerini yapma şerefine hasıl olmuş biri olarak bildiklerimi paylaşmak isterim. İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre Ve Sergi Sarayı’ında “Kültür Ve Turizm Bakanlığı’mıza” üst katta toplantı odasını ve sekreter odasını bizzat şahsım vermiştir.
Biz dönemimizde Bakanlığımızı yanımıza çektiğimizde hep avantajlı durumdaydık. Bugün yönetimin başında olanlar ne yapmak istediklerini anlamakta zorluk çekiyorum. Her zaman dediğim gibi “Devlet’le ve damatla kavga edilmez” bu konuda yapacağınızher türlü incelemede ilgili dönemin Kurucu Başkanı olarak yardımcı olmaya hazırım. “
BAŞARAN ULUSOY’UN MEKTUBU ŞÖYLE:
Sayın Bakanım,
UKTAŞ (Uluslararası Kongre Sarayı Tesisleri İşletmeciliği Tic. A.Ş. ‘nin sahibi olduğu “İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı”’nın alınması Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ve şahsımın maddi manevi destekleri ile dönemimde gerçekleşmiştir.
Bu alımda eğer Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın özel desteği olmasaydı şu an ülkemizin kongre turizminde “Amiral Gemisi” hizmet veren İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı da olmazdı.
Bütün bu süreci gurur ve başarı ile yaşamış, yaşatmış bir Başkan olarak geldiğimiz bu durumu üzüntü ve kaygı ile izliyorum. UKTAŞ (Uluslararası Kongre Sarayı Tesisleri İşletmeciliği Tic. A.Ş. ile ilgili basında çıkan haberler nedeni ile Başkan ve Kurucu Başkan görevlerini yapma şerefine hasıl olmuş biri olarak bildiklerimi paylaşmak isterim.
1-) Başta Kültür ve Turizm Bakanlığı ve diğer Bakanlıklarımız şimdi olduğu gibi her dönemde Birliğimize UKTAŞ ve LÜTFİ KIRDAR Kongre ve Sergi Sarayı konusunda şahsıma ve birliğimize hep iyi davranmıştır. Dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ve Maliye Bakanı Rahmetli Kemal Unakıtan UKTAŞ’ta 50 yıllık mukavelemizin 25 yılını kullanmış olduğumuz tarihte ortaklık yapısının değişmesi nedeni ile uzatılamayan süre konusunda ortaya çıkan problemlerden dolayı benimle birlikte çok önemli çalışmalar yapmışlar ve 25 yıl daha kullanım süresi tahsis edilmesini sağlamışlardır.
2-) Başkan ve Kurucu Başkan olduğum dönemimde İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı”’nın alınması için 18 milyon Amerikan Doları harcanmıştır.
3-) Ayrıca İstanbul'un en büyük balo salonu, dev fuar ve sergi alanı ünvanına sahip Rumeli Binası yapılırken de Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan 4 Milyon Amerikan Dolarına yakın kredi kullanılmıştır.
4-) Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan alınan bu kredi için Bakanlığımızın göstermiş olduğu engin sabır, destek ve özveri nedeni ile kredi geri ödemesi 4-5 sene talep edilmemiş ve sonrasında yine dönemimde tamamı Bakanlığımıza geri ödenmiştir. Bu durum Bakanlığın ve birliğin kayıtlarında sabittir ve teftiş ile görülebilir.
5-) Birliğin şimdiki yöneticilerinin bağlı olduğu Kültür ve Turizm Bakanlığı ile birlikte 3 bakanlığı birden zan altında bırakması ayıptır ve yanlıştır. Çünkü biz Birlik olarak Müze ihalesini aldığımız zamanlarda işletmesini yaptığımız Müze ve ören yerlerinde T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü “ DÖSiM”’in yönetiminde olan tüm yerleri TÜRSAB olarak kullandık ve hiç bir ücret yada kira ödemedik. İstanbul Arkeoloji Müzesinde dükkanları kullandık ücret vermedik. Sözleşmelere göre ödemeler yapılmadığında muhattap olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı'bakanlığın yasal işlem yapması kanunen hakkıdır.
6-) Dönemimde İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı gelirlerinden hissedarlara 5 yıl boyunca kar payı dağıttık.
7-) Yan tarafta bulunan Kongre Merkezi yapımı ve aşağıda bulunan yolun trafiğe kapatılması ayrıca garajın yıkılması 3 sene bizi zarara uğratmıştır.
8-) İlk kuruluşta Başkanı ve Kurucusu olduğum TÜRSAB vakfı TÜRSAV’a yüzde 10 (On) hissesini bizzat şahsım almıştır. Sonraki yıllarda yüzde 45 (Kırkbeş) hissesini de yine gayretlerim ile tamamlayarak ve şahsi kefaletlerimi vererek Dedeman grubundan devir alınmasını sağladım.
Bu güne geldiğimiz sayemde çoğunluğu elinde tutan ve özverilerim ile aldığım çoğunluk hisseler sayesinde yönetimde bulunanlar benim şahsi kefaletimle bana ve Bakanlığımıza şov yaparak kredilerini geri ödememekte ve bunun sonucu olarak Bankaların söz konusu şahsi kefaletlerim nedeni ile kredinin benden tahsil edilmesine bilerek seyirci kalmaktadırlar. Bu durum ayıptır ve günahtır.
9-) İs Bütün bu süreci gurur ve başarı ile yaşamış, yaşatmış bir Başkan olarak geldiğimiz bu durumu üzüntü ve kaygı ile izliyorum. UKTAŞ (Uluslararası Kongre Sarayı Tesisleri İşletmeciliği Tic. A.Ş. ile ilgili basında çıkan haberler nedeni ile Başkan ve Kurucu Başkan görevlerini yapma şerefine hasıl olmuş biri olarak bildiklerimi paylaşmak isterim.
tanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’ında “Kültür ve Turizm Bakanlığımıza” üst katta toplantı odasını ve sekreter odasını bizzat şahsım vermiştir.Çünkü biz de TÜRSAB olarak idari bölümde toplantı odasıyla birlikte bana ait bir odayı kullandık ve bu kullanımlar nedeni ile hiç bir ücret yada kira vermedik. Ayrıca TÜRSAB’ın bütün etkinliklerini burada gerçekleştirdik ve yine hiç bir ücret ödemedik. Yani eğer ortada Fatura Edilmesi gereken bir durum var ise bu mantığa göre UKTAŞ’ın bunu TÜRSAB’a, hem de geriye dönük hesaplayarak fatura etmesi lazımdır.
Biz dönemimizde Bakanlığımızı yanımıza çektiğimizde hep avantajlı durumdaydık. Bugün yönetimin başında olanlar ne yapmak istediklerini anlamakta zorluk çekiyorum. Her zaman dediğim gibi “Devlet’le ve damatla kavga edilmez” bu konuda yapacağınızher türlü incelemede ilgili dönemin Kurucu Başkanı olarak yardımcı olmaya hazırım.
Bir toplantı odasını konuşmak TÜRSAB’a yakışmaz. UKTAŞ’a yakışmaz…
Sayın Kültür ve Turizm bakanlığı zamanında birlik olarak sayın Bakan Ömer Çelik’e tahsis ettiğim toplantı odasını senede 10 gün dahi kullanılmamıştır. Numan bey zamanında, Mahir bey zamanında da 10 defa bile kullanılmamıştır. Siz ne kadar kullandınız bilmiyorum ancak sizin yaptığınız doğrudur ve yanınızdayım. Şu an Birliği yönetenlere de sesleniyorum : “Kendi işinizi yapın ve TÜRSAB’ın işlerine bakın…”
Saygılarımla
Başaran Ulusoy
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.