ANTALYA- Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy “Korona virüsün ikinci dalgası ‘Eko-Virüs’ şeklinde geliyor, o yüzden her ülke kendince bazı önlemler almak istiyor” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ev sahipliğinde Antalya’da büyük bir katılımla gerçekleştirilen ‘Yeniden Keşfet’ programı sonrasında Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, basın mensuplarından gelen soruları cevapladı. Covid-19 salgınında ikinci bir dalga beklemediğinin altını çizen Ersoy, Covid-19’un ikinci dalgasını ‘Eko-Virüs’ olarak beklediğini aktardı.
19-20 Haziran tarihleri arasında Antalya’da 50 ülkenin büyükelçilerini, turizm sektörünün temsilcilerini, Türkiye ve diğer ülkelerden basın mensuplarını ağırlayan Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, ‘Yeniden Keşfet’ sloganıyla gerçekleştirilen ‘Güvenli Turizm Sertifikası’ programıyla güvenli tatilin yerinde deneyimlendiğini vurguladı.
İki gün süren program hakkında değerlendirmelerde bulunan Ersoy, “Uluslararası hava trafiğini tekrar başlatabilmek açısından bir program dahilinde aşama aşama faaliyetler gerçekleştiriyoruz. Türkiye’ye yoğun olarak turist trafiği sağlayan ülkelerin büyükelçilerini, Türkiye’nin 1 Haziran itibariyle hayata geçirmiş olduğu ‘Sağlıklı Turizm Sertifikasyon Programı’nın tanıtımı için Antalya’ya davet ettik. Bu bağlamda sertifikasyonu hem yerinde deneyleme şansına sahip oldular hem de gerçekten önlemlerin ne kadar düzeyli ve düzenli şekilde çalıştırıldığını görme fırsatı yakaladılar. Açıkçası benim konuştuğum büyükelçiler çoğunlukla beklentilerin çok üzerinde bir sertifikasyon programı ile karşılaştıklarını hatta birçoğu da kendi ülkeleriyle de bu sertifikasyon programının detaylarının paylaşılmasını istiyorlar. Kendi ülkelerinde de bu tarz önlem ve denetimlerin yapılmasını istiyorlar” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN 2023 HEDEFLERİ KAPSAMINDA NİTELİKLİ TURİST ÖNCELİKLİ OLACAK”
Programa uluslararası sertifikasyon firmalarının da dahil edildiğine değinen Ersoy, bu firmaların 50’den fazla ülkede örgütlü olduğunu söyledi. “Bizim sertifikasyon programımız pandemi gerekçesi ile başladı ama pandemiden sonra da devam edecek. Sertifikasyon programı 132 ana kriterden oluşuyor. Bazı kurallar çıkartılarak bazı yeni kurallar eklenerek pandemi sonrasında da bu sertifikasyon programını bakanlık olarak devam ettirmek istiyoruz. Çünkü Türkiye’nin 2023 hedefleri kapsamında nitelikli turist öncelikli olacak. Nitelikli turist için de servis standartları, hijyen standartları her yıl aşamalı şekilde yükseltilmesi gerekiyor. Bu bağlamda da sertifikasyon programı en tutarlı en kontrollü şekilde bu hedeflerimize ulaşmamız için gerekli olan sonucu sağlıyor” ifadelerini kullandı.
“SİGORTA SİSTEMİ ÇOK BASİT VE AVRUPA’DAKİ EMSALLERİNE GÖRE CAZİP”
Türkiye’ye gelecek konukların cüzi bir miktar ödeyerek sahip oldukları sigorta haklarından da bahseden Ersoy, Türkiye’de bulunan konuğun Covid-19 şüphesiyle herhangi bir hastaneye başvurması durumunda sigortanın tedaviyi karşılayacağını aktardı. Ersoy, “Sigorta sistemi çok basit ve açıkçası Avrupa’daki emsalleriyle karşılaştırılınca oldukça cazip. 2 bin euro ile 7 bin euro arasında limitleri var. 13-15 euro gibi çok düşük bir sigorta paketi de alınabilir veya biraz daha yükselterek 23 euroluk bir sigorta yaptırıp, 7 bin euroya kadar ki tedavi limit sigortası yaptırabilir. Bu sigortanın sebebi özellikle bazı ülkelerin sigortaları pandemide geçerli oluyor. Biz de en ufak bir risk almasın diye internet üzerinden rahatlıkla satılabilecek. Ayrıca Türkiye’ye yoğun olarak satan tur operatörlerinin, online seyahat ajanslarının ve havayolu şirketlerinin sistemlerine link vererek çok rahat bir şekilde sigorta erişimlerini 1 Temmuz itibariyle sağlayacağız. Ayrıca Bakanlık ve turizm geliştirme ajansı üzerinde de erişilebilecek. Bu bağlamda başarılı. Zaten Türkiye’de herhangi bir devlet hastanesine gittiğiniz zaman öncelikle ücretsiz olarak sizi kabul ediyorlar, tedavi sürecinizi başlatıyorlar ve sonrasında ödeme şartları konuşuluyor. Ama zaten uluslararası bir turist açsından 13 ila 23 euro arasındaki bir sigorta limiti hiçbir şey değil, bir öğle yemeği fiyatı gibi düşünebilirsiniz. Dolayısıyla o sorunu bu şekilde çözdük diyebilirim” ifadelerini kullandı.
“KORONA VİRÜSÜN İKİNCİ DALGASI ‘EKO-VİRÜS’ ŞEKLİNDE GELİYOR”
Almanya’nın Türkiye’ye karşı uyguladığı seyahat sınırlandırması hakkında konuşan Ersoy, “Politik ve ekonomik gerekçeler olabilir. Korona virüs ikinci dalgası ‘Eko-Virüs’ şeklinde geliyor o yüzden her ülke kendince bazı önlemler almak istiyor. AB ve Avrupa ülkeleri sonuçta paranın Avrupa sınırları içinde kalması için bir önlem almış olabilir. Tabii bunu net değil, dolaylı bir şekilde yapıyor olabilirler. Sonuçta Avrupa ülkelerinin halkları özellikle Türkiye’deki tatili çok özeldiler. Bize gelen taleplerden çok net belli oluyor. 2021 için erken rezervasyon çok erken başladı. 2020’de tatile çıkmaktan vazgeçen birçok turist 2021 için şimdiden erken rezervasyon yaptırmaya başladı. Avrupa ülkeleri ile görüşmeler devam ediyor. Birçoğu da ufak ufak hava trafiklerini açmaya başladılar. 1 hafta 10 gün içinde çok olumlu gelişmeler olacağını ve hava trafiğinin de aşamalı olarak açılacağını düşünüyorum. Bu bağlamda yaptığımız çalışmaların etkinliklerini bizzat yerinde gözlemeleri için büyükelçileri ve Avrupalı basını da ülkemize davet ettik. Buradaki en büyük amacımız Avrupa ile karşılaştırıldığında Türkiye’deki standartların, tedbirlerin en üst seviyede olduğunu hatta birçok Avrupa ülkesine karşılaştırılmayacak kadar iyi olduğunu bizzat yerinde gözlemlemeleri için yaptık bu organizasyonu. Beklentilerimizin çok üzerinde bir sistemle karşılaştık diye kendileri de söylüyor. Hava trafiğinin birkaç gün içinde bütün ülkelerle başlayacağını düşünüyorum” dedi.
“AVRUPA’NIN ÇOK ÜZERİNDE BİR HASTANE ALT YAPISINA SAHİBİZ”
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’yla Alanya ziyareti planladıklarını belirten Ersoy, orada da Sağlık Bakanlığı’nın üst düzey yetkilileri de görüşeceklerini kaydetti. Ersoy, “Burada önemle vurgulaması gerek nokta sadece total sayılara değil, en çok ziyaretçi alan destinasyon sayılarına da bakmak gerekiyor. Burada onu özelikle vurguladık. Antalya, Aydın, Muğla; Fethiye, Marmaris, Dalaman gibi asıl turizm destinasyonlarımızı verilerimize baktığımız zaman rakamlar dünya ortalamasının çok çok altında, Avrupa ortalamasını hiç tartışıyorum bile. Antalya’da toplam vaka sayısı 11 Mart’tan bu yana 500’ün altında. Aydın’da ve Muğla’da neredeyse 300’ün altında. Günlük yeni vaka sayısı diye baktığımız zaman Ege’de 3 civarında Antalya’da 5 civarlarında geziyor. Hastane alt yapısı diye baktığımız zaman Avrupa’nın çok çok üzerinde bir hastane alt yapısına sahibiz. Şu anda hastanelerimizin hemen hemen hepsi boşaldı. Doğru dürüst korona vakası kalmadı. Bu açıdan gerekleri bir şekilde herkes görecek. Görmemezlikten gelemeyecek diye düşünüyorum” diye konuştu.
“TÜRKİYE GENELİNDE TURİZM HAREKETLİLİĞİ BAŞLADI”
Turizm dendiğinde ilk akla gelenin kıyı turizmi olduğunu vurgulayan Ersoy, “Yine Karadeniz turizm destinasyonu dediğimiz zaman Trabzon havalimanı oradaki rakamlar da çok çok düşük. İç Anadolu, Kapadokya’da da zaten iç turizm olarak hareketler başladı. Sadece deniz, kum, güneş değil, Temmuz ve Ağustos ayı ön plana geldiği için insanların akıllarına deniz, kum, güneş geliyor. Türkiye genelinde turizm hareketliliği başladı özelikle hafta sonu kaçamakları olarak baktığımızda çok ciddi hareketlenmeler görüyoruz. Özellikle butik otellerde hafta sonları doluluk oranının yükseldiğini görüyoruz. Özelikle ‘onine travel agent’ dediğimiz internet üzerinden yapılan rezervasyonlarda da hafta sonu kaçamadığı dediğimiz rezervasyonlar geçen seneye kıyaslandığında yüzde 50’lere varan kapasite doluluk oranı gösteriyor. İçeride hareketlilik başladı bizim amacımız bunu dışarıya örnek olarak göstermek. Dışarıdaki harekete de başlayarak turizm sektörünü tekrar hayata geçirmek. Tabi rakam vermek şu an için erken; bir hafta 10 gün sonra daha gerçekçi rakamlar verilebilir. Görünen köy de kılavuz istemiyor. Sonuç olarak bu seneki verileri bir başarı ölçütü yapacaksak mevcut otellerimizin yarısını hayata geçirebilirsek turizm adına tekrar restart yapabilirlerse başarılı bir sonuç elde etmiş oluruz. Bu sene kimse maliyete takılmıyor bu sene önemli olan bir şekilde hareketi başlatabilmek. Personelin bir kısmını tekrar çalışır vaziyette istihdam altına alabilmek. Ama en azından 2021 için erken rezervasyonlar başladı ve veriler de çok iyi gittiği için 2021 için hızlı bir düzeltme olacağını Türkiye açısından düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“ÖNEMLİ OLAN YATIRIMCININ VE OTELCİNİN GÖNÜLLÜ BİR ŞEKİLDE İSTEMESİ”
Verilecek sertifikanın küçük işletmelerde nasıl işleyeceğine dair detaylar veren Ersoy, sertifikayı almanın zorunlu olmadığını bir kez daha hatırlattı. Ersoy, “Tur operatörleri satışı yapılan otellerde biz sertifika almalarını öneriyoruz. Muhtemelen zaten bizim programlamamız sayesinde hem büyük tur operatörleri olsun hem de internet üzerinden satış yapan rezervasyon motorları olsun otellerle şart koşacaktır diye düşünüyorum. Şu anda zaten ilk olarak sertifikasyonlar devam ettiği için sertifikalı otelleri ayrıştırmaya ve filtrelemeye başladılar. Ama bir süre sonra şart koşacaktır. Ama önemli olan yatırımcının ve otelcinin gönüllü bir şekilde istemesi. Özelikle Antalya’da, Ege bölgesinde ve İstanbul’daki otellerimizde görüyorum. Gönüllü bir şekilde bu sisteme dahil olmak istiyorlar” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.