ANTALYA-Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Antalya’da düzenlenen 11. Uluslararası Resort Turizm Kongresi'ne katıldı. Bakan Ersoy, son iki yıldır dünyayı etkisi altına alan salgının küresel ölçekte bütün sektörlerin işleyişini son derece olumsuz etkilediğini söyledi.
Gerek kamuda, gerekse özel sektörde üretimden ulaşıma, eğitimden teknolojiye, sanayiden ticarete her alanda bir değişimi, kalıcı bir farklılaşmayı da beraberinde getirdiğine değinen Ersoy, turizm sektörü olarak da bu süreçten dersler çıkararak, kendini yenileyerek yola devam edeceklerini bildirdi.
Salgında en çok etkilenen sektörlerin seyahat, turizm ve turizmin dolaylı paydaşları olan kültür ve sanat olduğunu anlatan Ersoy, şöyle konuştu:
"Devlet ile beraber hareket eden ama her şeyi devletten beklemeyen, hızlı alınması gereken kararlara çabuk adapte olan, şikayet etmek yerine 'Ben de varım' diyen, risk alan siz, sektör oyuncuları sayesinde 2021 yılında sezon başında hedefimiz olan 25 milyon ziyaretçi 20 milyar dolar gelir seviyesini 28 milyon ziyaretçi ve 22 milyar dolar gelir olarak daha önce revize etmiştik. Beklentilerimizin üzerinde gerçekleşmekte olan kasım ve aralık aylarını dikkate aldığımızda hedefimizi 29 milyon ziyaretçi, 24 milyar dolar gelir olarak tekrar yukarı doğru revize ettiğimizi de duyurmak istiyorum. Böylesi zor bir yılda devlet ve sektörün tüm kesimleri el ele vererek Akdeniz çanağında rakiplerimizi geride bırakarak tam da bir yıl önce söylediğimiz gibi V çıkış yapmayı başardık. Üstelik bunu yaparken 2018'de 647 dolar olan kişi başı turizm gelirimizi 830 dolara çıkarttık. Sadece ziyaretçi sayımızı, toplam gelirimizi değil, esas önemli olan kişi başı geliri de bu dönemde yükseltmeyi başardık."
"Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı sayesinde hızlı kararlar aldık"
Ersoy, son iki yılda yapılan atılımlar sayesinde Türkiye'nin yüzde 40 geriden takip ettiği İspanya'dan daha fazla turist ağırladığına dikkati çekti.
Öncelikle Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı'nın önemli rol oynadığına değinen Ersoy, ajansın yönetiminde 15 üyesi bulunduğunu, ağırlığını özel sektörün oluşturduğunu bildirdi.
Ajansın çok esnek ve hızlı yapısı olduğunu, bu sayede hızlı kararlar alabildiğini vurgulayan Ersoy, kamuda bu kadar hızlı karar alınamayacağını kaydetti.
Ersoy, ajans sayesinde Türkiye'nin diğer rakiplerine göre daha hızlı hareket etme kabiliyetine kavuştuğunu belirterek, "Türkiye son 2 yılda dünyada en çok ve en etkili reklam veren ülke oldu. Doğru zamanda, doğru kişiye, doğru reklamı göstererek sonuç alıyoruz. Teknolojilerle birlikte rakiplerimizden ayrışarak yolumuza devam etme şansına sahip oluyoruz." dedi.
Yapılan her çalışmanın başarılı sonuçlarına ulaşıldığını aktaran Ersoy, tanıtımla tüm kazanımların geri alınabildiğini söyledi.
Ersoy, ajansın aynı zamanda sigorta gibi de çalıştığını, fiyat kırma işlemlerinin de önüne geçildiğini kaydetti.
Salgın sürecinde fiyatlarda ciddi çalkantılar yaşanmadığına değinen Ersoy, bunun neticelerini de turizm gelirlerinin artmasıyla görebildiklerini dile getirdi.
2022 gastronomi turizmi atılım yılı olacak
Ersoy, turizmin sürdürülebilir olması için 12 aya yayılması gerektiğine işaret ederek, şöyle konuştu:
"Ürün çeşitliliği getirerek yaptığımız tanıtımlarla turizmi 12 aya yayıyoruz. Amacımız sadece 12 aya yaymak değil, ülkenin tamamına turizmi yaymak. Eğer turizm ülkenin tamamında yapılabilir bir sektör haline gelirse o zaman herkes tarafından turizme sahip çıkılır. Şu anda aldığımız birçok haksız eleştiriyi almaz hale gelirsiniz. Çünkü herkesin gelir kapısı haline gelirse halkın tamamı sahip çıkar ve daha iyi noktalara geliriz. Ürün çeşitliliğine önem veriyoruz. 2022 gastronomi turizminde atılım yılı olacak. Turizm açısından gastronomi çok çok önemli. Gastronomi turizmiyle ilgili birkaç yıldır takip ettiğimiz konular var, onları sonuçlandırıyoruz, yıl başından itibaren açıklamaya başlayacağız. Türkiye ciddi farkındalık yakalayarak uluslararası gastronomiyle popüler olmuş turizm ülkeler arasında yerini alacak. Bizim yeme içme sektörümüz çok iyi durumda ama biz bunu çok iyi anlatamıyoruz."
Güvenli ve Yeşil Turizm Sertifika dönemi
Salgınla birlikte Güvenli Turizm Sertifika programının da devreye girdiğini anımsatan Ersoy, Türkiye'nin bu program sayesinde Avrupa'da öncü olduğunu bildirdi
Diğer ülkeler tarafından örnek alındığını, kopyalandığını ancak hiçbirinin Türkiye kadar başarılı olamadığını belirten Ersoy, şu değerlendirmede bulundu:
"Turizmde bütün dünya rakibimiz, bütün dünya da potansiyel misafirimiz. Bu oyunu uluslararası kurallara göre oynadığımız sürece pasta payımızı artırabiliriz. Güvenli Turizm Sertifikasında ikinci bir aşamaya geçeceğiz. Artık hayatımızda kalıcı. Pandemi koşullarını yavaş yavaş önümüzdeki yıllarda terk edeceğini düşünerek aşılanmanın da etkisiyle bazı kurallardan vazgeçerken bazı yeni kurallar gelecek hayatımıza. Sürdürülebilir turizm ve iklim değişikliği konusunda belli kuralları belirleyip adımları atmazsak bu yarıştan önümüzdeki seneden itibaren geri kalmaya başlayacağız. Keyfiyetimize bağlı bir konu değil. Sektörler olarak gerekli adımları atmamız gerekiyor. Önümüzdeki ay itibarıyla Güvenli Turizm Sertifikasında olduğu gibi STK temsilcilerimizle detaylı olarak tartışmaya başlayacağız, belli bir geçiş sürecinde minimum 3 yıla yaymayı düşünüyoruz, Güvenli Turizmi Sertifika Programını, Güvenli Turizm ve Yeşil Sertifikası olarak değiştireceğiz. Hedeflerimizi vereceğiz, neler yapmamız gerektiğini anlatacağız. Yine dünyada öncü olacak şekilde bu adımları atmamız gerekiyor."
Bakanlık olarak 3 yıl önce Milli Eğitim Bakanlığı ile protokol imzaladıklarını, Türkiye'deki 76 turizm meslek lisesinin müfredatını ve konumlamasını değiştirerek teknik lise haline getirdiklerini anlatan Ersoy, bu liselerde birinci yıldan itibaren İngilizce, ikinci yıl Rusça, üçüncü yıl ise Fransızca, Almanca, Çince ya da Arapçadan birinin öğrencilere öğretildiğini kaydetti.
Ersoy, 76 meslek lisesinden 52'sini otel zincirleriyle eşleştirdiklerine dikkati çekerek, öğrencilerin 15 Nisan-15 Ekim'de stajlarını otellerde gördüğünü vurguladı.
Otellerin öğrencilere aşamalı şekilde her yıl daha fazla olmak kaydıyla maaş verdiğini dile getiren Ersoy, "Herkesi mutlu eden bir formül. Öğrenciler çok iyi bir kariyer fırsatı yakalıyor, 3 lisan öğreniyor. Turizm sektöründe çalışmasa bile 3 lisan ile kariyerini geliştirme şansına sahip oluyor. Staj döneminde de olması gerekenden çok daha fazla gelir elde ediyor. Mezun olunca da işi hazır. Otelci de en çok personel ihtiyacı duyduğu dönemde öğrencilerle bu sorunu çözmüş oluyor. Okullar da mutlu. Eskiden öğrenci bulamazken şimdi kayıt yağıyor. Sistem saat gibi çalışıyor." diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanlığı ile yeni bir protokol yaparak meslek edinme kursları uygulamasını da başlattıklarını belirten Ersoy, bu kapsamda turizm sektöründe işe başlayan çalışanların başta lisan olmak üzere çeşitli eğitimler aldığını vurguladı. Ersoy, bu yıl 25 bin personele eğitim vermeyi hedeflediklerini söyledi.
"Personelin konaklayacağı yerlerin kalitesini yükseltmeniz gerekiyor"
Otellerin lojman ihtiyaçlarının da olduğunu anlatan Ersoy, şöyle devam etti:
"Maalesef biz turizmciler de bazen hata yapıyoruz. Hepimiz için söylemiyorum, bir kısmımız için söylüyorum. Devlet olarak size verdiğimiz lojmanları otele çevirdiniz. Onlar biliyor. Yine sorun devletin sorunu olarak geliyor tabii. Bununla ilgili de çalışma yapıyoruz. 2022 itibarıyla özellikle resort bölgelerinin olduğu yerlerde lojman arazisi ihalelerine başlıyoruz. İlk etapta devletten tahsis almış oteller için bu ihale sistemi çalıştırılacak. Çünkü zamanında ihale ederken, tahsisleri yaparken lojman ihalesini de beraber yapmamız gerekiyordu. Bu eksikliği de gidermiş, düzeltmiş olacağız. O süreçten sonra talep daha fazla geliyorsa diğer bölgelerdeki oteller için de bu ihalelere katılma izni verilecek. Lojman büyük sıkıntı. Artık personelin konaklayacağı yerlerin kalitesini yükseltmeniz gerekiyor."
Bakan Ersoy, turizmin en önemli ayaklarından birinin kültür ve sanat olduğunu vurguladı. Kültür ve sanatın turizmin reklam ve tanıtımını yaptığını dile getiren Ersoy, turistlerin ülkeleri seçerken kültür ve sanatına dikkati çektiğini, buralara yapılan yatırımla ülkelerin rakiplerinden ayrıldığını ifade etti.
Başkent Kültür Yolu mayısta hayata geçiyor
Bu anlamda 3 yıldır Beyoğlu Kültür Rotası'na yatırım yaptıklarına dikkati çeken Ersoy, bu rotayla ilgili birçok binanın restorasyonu ve renovasyonunu gerçekleştirmenin yanı sıra yeni binalar yaptıklarını vurguladı.
Beyoğlu Kültür Rotası'nın Galataport'tan başlayıp Atatürk Kültür Merkezi'ne kadar devam ettiğini aktaran Ersoy, şöyle konuştu:
"Beyoğlu Kültür Rotası'nı 29 Ekim itibarıyla festivalle taçlandırdık. 17 gün boyunca çok yoğun kültür sanat etkinlikleri gerçekleştirdik. Binlerce sanatçı katıldı. Yüzlerce etkinlik gerçekleştirildi. Burada amacımız iki taneydi. Maalesef pandemiden en çok etkilenen sektörlerin başında kültür sanat geldi. Kültür sanatta tekrar normalleşme sürecinin başladığını başta Türkiye olmak üzere dünyaya duyurmayı amaçlıyorduk. Türkiye bu anlamda öncü bir hareket yapmış oldu. Dünyada ses getirdi. Dünyaya, kültür ve sanatın pandemi sonrası normalleşmeye başladığı mesajını net şekilde Türkiye verdi. Beyoğlu Kültür Yolu Festivali'nin ikincisi mayısta yine İstanbul'da gerçekleştirilecek."
Kültür yolu rotalarını sadece İstanbul ile sınırlı tutmadıklarını, Başkent Kültür Yolu Rotası oluşturmaya başladıklarını belirten Ersoy, "Başkent Kültür Yolu Festivali'ni, Beyoğlu Kültür Yolu Festivali ile aynı tarihte gerçekleştireceğiz. Buna da 3 yıldır hazırlanıyoruz. Burada tamamlanmış Bakanlığımıza bağlı kamu binası var. Bunların inşaatı ve yatırımları tamamlandı. O binaları baz alarak o rotayı mayıs ayı itibarıyla Ankara'da da hayata geçirmiş olacağız." ifadelerini kullandı.
Bu tarz etkinliklerin, genelde yurt dışında görünüp imrenilen festivaller olduğunu dile getiren Ersoy, şunları kaydetti:
"Şu anda tüm dünya İstanbul'daki festivali konuşuyor. Bunlar kendiliğinden olmuyor. Gerekli yasal düzenlemeleri yapıyorsunuz, gerekli kurumları oluşturuyorsunuz. Sonra gerekli yatırımları yapıyorsunuz. Bunları zaman içinde hayata geçirdiğiniz zaman daha önce imrendiğimiz festivallere, etkinliklere, sonuçlara ulaşabiliyoruz. Özellikle Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür ediyorum. Çünkü turizm sektörü 2018'de 'stratejik sektör' ilan edildi. Bu bir kelime gibi geçiyor ama öyle değil, çok önemli. Turizm Bakanlığı tek başına bir şey yapmıyor, aslında organizatör gibi çalışıyor. Ağırlıklı yatırımlar ve yetkiler diğer bakanlıklarda. Stratejik sektör ilan edildiği zaman diğer bakanlıklar, bizden gelen talepleri önceliklendiriyor ve hızlı sonuçlandırıyor. Yasaların çıkarılması, ek bütçelerin verilmesi, pandemide ülke liderleriyle hava trafiğinin yeniden başlatılmasıyla ilgili yapılan görüşmeler, bunlar zor süreçlerdi. Bütün bu ihtiyaçlarımızda, görüşmelerimizde Cumhurbaşkanımız hep yanımızda oldu, önümüzü açtı ve bugün en az etki ile pandemi sonrası normalleşme sürecine girdik."
Türkiye'nin yaşanan süreci bütün ayrıntısıyla tetkik ettiğini ve gerekli adımları attığını ifade eden Ersoy, "Bakanlık olarak bütün paydaşlarımızla istişare ederek bu salgın sürecini yönettik, projeler ürettik ve hayata geçirdik. Bu yoğun çalışmanın getirilerini de beklediğimiz rakamların da üzerinde bir dönüşle aldık. Gerçekçi bir yaklaşımla, güçlü tanıtım, doğru yatırım ve desteklerle Türkiye'nin potansiyelini küresel yönelimler ışığında değerlendirerek ve yöneterek geleceğin turizminde liderlik yarışının bir aktörü olarak yerimizi alacağız. Bundan hiçbirimizin şüphesi yok. Bizi ileriye taşıyacak bütün paydaşlar arasında tesis edilecek güçlü iş birliği ve iletişim çok önemli olacak. El birliğiyle hızlı hareket ederek yeni sezonu da bugünlere nasıl geldiysek aynı şekilde geçireceğiz. 2021'de olduğu gibi 2022'de de çıkışı yakalayacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Ersoy, turizm bölgelerinde altyapı ve arıtma tesisleri konularına da ağırlık verdiklerini ve bu hususlarda hızlı adımlar attıklarını sözlerine ekledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.