BRÜKSEL, 2015 yılında ilk imzaları atılan, Avrupa Birliği'nin 12 doğulu üyesinin katıldığı Üç Deniz İnisiyatifi yeniden hararetli olarak tartışılmaya başlandı. Gerçekleşmesi için 2030 yılına kadar 600 milyar euro yatırılması gereken proje, stratejik önemi nedeniyle gündemde. Bloomberg ajansı "Avrupa Birliği'nin, Rusya ve Çin'in yayılmacı emellerini durdurmak için Üç Deniz İnisiyatifi'ne daha fazla sarılması gerektiğini" savunan bir makale yayınladı.
Trump döneminde daha aktif desteklenen ve 'ABD'nin enerjide Marshall Planı' diye sunulan dev altyapı projeleri, Doğu Avrupa ülkelerinde, Rusya'nın ve Çin'in ticari etkinliğini sınırlamak adına ortaklaşa liman, boru hattı, karayolu, demiryolu, köprü ve yüksek hızlı fiberoptik hatlar inşa edilmesini öngörüyor.
İnisiyatifin ilk kez 2015'te Hırvatistan ve Polonya tarafından ortaya atıldığı, daha sonra Baltık ülkeleri, Bulgaristan, Romanya, Çekya, Slovakya, Macaristan, Slovenya ve Avusturya'yı içine alacak şekilde genişlediği biliniyor. Üç denizden kasıt ise Adriyatik, Karadeniz ve Baltık denizleri.
Avusturya dışında kalan tüm ülkelerin eski Doğu Bloku üyesi olduğuna dikkat çeken Bloomberg, bu ülkelerin sosyalizm döneminden miras kalan altyapı problemlerini inisiyatif çerçevesinde aşmayı planladığını yazıyor.
Doğal gaz taşınmasına yönelik liman, boru hattı ve benzeri projelerin Rusya'yı, karayolu, demiryolu ve iletişim hatları gibi projelerin ise Çin'i ekarte etmek amacı taşıdığı bildiriliyor. Ajansa göre, Çin pek çok ülkede altyapı projelerini finanse ederek etkinlik elde etme peşinde.
Habere göre inisiyatifin ABD tarafından destekleneceğine kesin gözüyle bakılırken Avrupa Birliği'nin batılı üyelerinin tavrı henüz net değil.
Bloomberg analizinde özetle şu noktaların altı çiziliyor:
“Hedef, üç deniz arasındaki 12 ülkeyi birleştirmek. Bu altyapı girişimi Rusya ve Çin'i sınırlamayı hedefliyor. Şu an özellikle eksik olan, kuzeye ve güneye giden iyi otoyollar, demiryolu hatları ve gaz boru hatlarıdır. Üç Deniz İnisiyatifi projeleri arasında, örneğin ABD'den sıvılaştırılmış doğal gaz taşıyan gemilerin yanaşması için Hırvatistan’da bir liman ve bu gazı kuzeye, ortak ülkelere taşıyacak boru hatları var. Polonya'nın zaten halihazırda bir LNG terminali var.
Bu projelerin arka plandaki bariz 'öcü adam' Rusya'dır. Uzun süredir enerji tedarikçisi rolünü, gaz borusu kullandığı ülkeler üzerinde güç sağlamak için kullandı. Rusya halen şaşırtıcı bir şekilde, şimdi tüm bölgeyi yeni botu hatları ile çevreliyor: Karadeniz'den güneye ve kuzeyden Baltık Denizi'ne. Nord Stream 2 olarak adlandırılan proje, doğrudan Rusya'dan Almanya'ya gidiyor.
Girişimin diğer projeleri arasında yollar, demiryolları, nehir limanları, köprüler ve daha fazlası yer alıyor. Ve elbette yıldırım hızında fiber optik kabloların yanı sıra beşinci nesil (5G) telekom ağlarını başlatmak için gereken tüm altyapı.
Buradaki 'umacı' ise Çin'dir. Pekin, süper güç statüsü arayışının bir parçası olarak, Doğu Avrupa'da nüfuz kazanmak için yıllardır geniş altyapı projelerini zorluyor. En önemli çaba, Avrasya ve Afrika'da limanları, demiryollarını, yolları ve dijital bağlanabilirliği kapsayan Kuşak ve Yol Girişimi'dir.
Bu Çin inisiyatiflerinin çoğu, dünya çapında güç gösterisi için zar zor gizlenmiş girişimlerdir. Bazen Çin, karşı ülkeyi bir borç tuzağına düşürmeyi amaçlayan acımasız şartlarda bir liman veya köprüyü finanse ediyor. Bazı durumlarda Çinliler, alıcı ülkenin siyasi desteği karşılığında açıkça cömertlik teklif ediyor. AB’de Çin karşıtı bildirileri bloke eden Macaristan buna açık bir örnek.
AB başlangıçta Üç Deniz İnisiyatifi'nden şüpheliydi. Batı ve doğu üyeleri arasındaki siyasi uçurum, Macaristan ve Polonya hukukun üstünlüğünü geri plana atıp popülizme doğru sürüklendikçe son yıllarda genişledi. Başlangıçta bu girişim, bölgeyi Brüksel'e karşı harekete geçirmeye yönelik doğulu bir girişim gibi görülüyordu.
Oysa değil. Aksine, bölgeyi hem müreffeh kılmak, hem de Rusya ve Çin etkisinden bağımsız kılmak için vizyoner bir arayış. ABD bunu AB'den daha erken anlamıştı.
Üç Deniz İnisiyatifi harika bir fikir. Washington, Brüksel, Berlin ve diğer Batı başkentlerinin destek vermesi gereken bir girişim
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.