Bu yıl 27-31 Ocak tarihlerinde Dubai Dünya Ticaret Merkezi- WTC’de yapılan Arap Sağlık Fuarı’nın (Arab Health) dünyanın en büyük sağlık fuarı haline geldiğini gördük.
Gerek katılımcı firma ve ziyaretçi sayısı, gerekse fuar süresince düzenlenen konferanslar, yapılan anlaşmaların bütçeleri itibari ile gerçekten büyüktü.
Arap Sağlık Fuarı; 145 ülkeden 3 bin 500 firmanın katılımı, 80 bin kayıtlı ziyaretçi, 63 ülkeden 7 bin 500 delegenin katılımıyla gerçekleşen 19 büyük sağlık konferansı ile sağlık sektörünün zirvesi idi.
Türkiye’den Ekonomi Bakanlığı destekli olarak Türk Sağlık Sektörü'nün 101 firma ile yer aldığı fuara, sağlık turizminden 10 firma Türkiye Sağlık Turizmi Konseyi’nin koordinasyonuyla katıldı.
Türkiye’den katılan kuruluşlar fuardan başarılı iş ilişkileri kurarak mutlu ayrıldılar.
Arap Sağlık Fuarı ağırlıklı olarak sağlık ekipmanı üreten firmalar için önemli idi. Ancak sağlık turizmi yapan Türk firmalarının faydalı sonuçlar elde etmeleri hepimizi sevindirdi.
Ancak sağlık turizminde başarılı olan Türkiye’nin firmalarının fuara katılım sayıları yetersizdi.
Bize kalırsa bu fuara daha çok firma katılmalı ve bu fırsatı kaçırmamalıydı.
Birleşik Arap Emirlikleri’nde görevli Türkiye’nin Abu Dabi Büyükelçisi ve Dubai Başkonsolosluğu ile Ekonomi Bakanlığı temsilcilerinin fuar alanında katılımcı Türk firmalarının yanında yer almaları ise gurur vericiydi.
Böylesine birlik ve beraberlik göstermek, katılımcı Türk firmaların ihtiyaçlarına yoğunlaşmaları her turlu takdirin üstünde örnek bir davranıştı.
Aynı tavrın Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı temsilcilerince de benimsenmesini beklerdik.
Fuara katılan Çin, Hindistan, Fransa, Belçika, İtalya gibi ülkelerin kendi firmalarının yanı başında yer alarak milli katılım şeklinde ve turizm ağırlıklı olarak ülkelerinin tanıtımlarını yapmaları bize örnek olacak nitelikteydi.
Türkiye’nin turizm çeşitleri arasında yer alan sağlık turizmi her geçen gün turist sayısı ve turizm geliri itibarı ile süratle büyüyor.
Sağlık turizminin; mevzuat, tanıtım ve genel koordinasyon eksiklikleri hala ciddi bir şekilde devam ediyor.
Sağlık turizminin 8 segmentini oluşturan tedavi, diş, termal turizmi, ileri yaş, zindelik, spor turizmi, sağlıklı beslenme, engelsiz turizm konularını kucaklayacak bir ülke politikası henüz geliştirilemedi.
Bu eksikliğin ne kadar büyük maddi kayıplara yol açtığını bir kez daha anlamak açısından, bu fuarı ve rakip ülkelerin fuardaki başarılarını izlemek çok önemliydi.
Hong Kong’un Çin’e devredilmesinden sonra, süratle alternatif bir Dünya Ticaret Merkezi’ne dönüşen Dubai’de ki Arap Sağlık Fuarı’nın artık bir “Dünya Sağlık Fuarı” haline geldiğini hep birlikte izledik.
Dünya turizm hareketleri içinde “sağlık turizmi”nin giderek artan önemini bir kez daha yakından gördük.
Ayrıca Dubai Başkonsolosluğu’nda görevli Türkiye’nin başarılı Ticaret Müşaviri’nin düzenlediği Dubai Sağlık Serbest Bölgesi’ni tanımamıza imkân veren özel brifing değerli bir armağandı.
Dubai pazarı ile çalışmayı düşünen sağlık firmalarımızın “Health City” adıyla hazırlanan Dubai Sağlık Serbest Bölgesi’nde temsilcilik bulundurmaları ve eğitim faaliyetlerine katılmaları halinde kendileri için olası yararlarını izledik.
Gelecek de yapılacak diğer büyük sağlık fuarlarının temsilcilerinin bu fuarı örnek almaları gerekiyor.
Sağlık fuarlarında; tanıtım başta olmak üzere basına sunulan hizmetleri ve katılımcılara verilen değer gibi tüm imkânları bu mükemmel organizasyonda görme fırsatı bulduk.
Bu çok değerli fuara katılan müteşebbislerimizi, yardımcı olan tüm kamu ve özel kuruluş temsilcilerimizi, yürekten kutluyorum.
