ABDURRAHMAN BÜYÜKKESKİN
SİDE/ANTALYA – Hindistan’da yakılan ölülerin küllerinin cam kavanozda tutulması geleneği, Antalya Side Müzesi'nde sergilenen lahit ve ostotek denilen kaplarda olduğu görülüyor. Antik dönemde ölülerin küllerinin mermer, seramik ve pişmiş topraktan yapılan kaplarda saklandığı belirtiliyor.
Günümüzde bazı ülkelerde ölenin vasiyeti gereği, 850 derece sıcaklıkta krematoryumda (ölü yakma yeri) yapılıyor. Yakılan ölünün külü bir kavanoz içinde yakınlarına teslim ediliyor.
ANTİK ÇAĞ GELENEĞİ
1947 yılından 1963 yılına kadar Side Antik Kent'tinde kazı çalışması yapan Ordinaryüs Prof. Dr. Arif Müfid Mansel ve öğrencisi Prof. Dr. Jale İnan’ın kazı çalışmalarında ortaya çıkardığı lahit ve ostotekler Side Müzesi'nde sergileniyor. Side Müzesi Müdürü Güner Kozdere, ''Antik çağlarda ölüler, değerli eşyalarıyla gömülmesinin yanı sıra yakıldıktan sonra değerli eşyaları yakılan ölünün külleri ve yanan kemik parçaları taştan, mermer ve seramikten yapılan lahit ve ostoteklere konarak gömülürdü. ''dedi.
ÖBÜR ALEM İNANCINI ANLATAN FİGÜRLER BULUNUYOR
Ölenlerin cesetleri ykıldıktan sonra külleri ve yanan kemiklerinin antik dönemde anıtsal mezar, kaya mezarları ve tümüslere konuluyordu. Devirlere göre tahta, pişmiş toprak kaplar, kireç taşı kaplarda mermerden lahitlere konduğunu belirten Güner Kozdere şunları anlattı: ''Helenistik dönemden itibaren küçük lahitleri andıran mermer kutular (ostetekler) kullanılma başlandı. Müze bahçesinde kireç taşından yapılmış yüzler, gırlanlı (meyve ve çiçeklerden yapılmış çelenkler yüzlerinde bulunuyor). Öbür yüzünde ise Hades Kapısı (Öbür dünyaya açılan kapı ) gösterilmiştir. Semerdan biçimli kapaklı ostotekler Roma dönemi lahitleridir.''
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.