ZAFER BAYKAL- TÜRKİYE TURİZM
RODOS / YUNANİSTAN - Rodos’ta Osmanlının izleri ve tarihle buluşmamızın 3’cü gününde Türkiye’nin önemli tur operatörü Anı Tur’un 30’cu yılının gündüz adanın en özel yerlerinde "Eşek Taksi'lere binerek yapılan geziden sonra akşam tavernada şarkılar söylediğimiz, sirtaki oynadığımız eğlenceli bir gece ile kutladık.
Ege Denizi’nin bu özel adası Rodos’un her köşesinde ayrı bir tarih ve renk yaşamaya devam ettik. Adanın en eski yerleşim yeri olan “sessiz şehir” veya “zamanın durduğu yer” diyebileceğimiz Lindos, Rodos’un merkezine 50 kilometre uzaklıktaydı. Büyük İskender, Truvalı Helen ve Herkül’ün uğradığı Akropol’ü görecektik. Ayrıca yolda Hollwood’un ünlü filmlerine plato olan Kallithea kaplıcaları vardı.
KALLITHEA KAPLICALARI ŞIFA DAGITIYOR
Anı Tur 30.yıl gezisi’nin 3.gününde, Rodos’a 50 Km mesafedeki adanın en eski köyü olan Lindos’a yol aldık. İlk durağımız yolumuzun üstünde bulunan Kallithea kaplıcaları oldu.
Her yıl onbinlerce ziyaretçinin uğradığı bir tesis olan Kallithea kaplıcaları, Rodos’un en ünlü ziyaret noktalarından biri. Bir zamanlar içinden şifa veren suların çıktığı Rotunda salonu ve harika mozaikler ile döşenmiş çarpıcı bir mimarisi olan bir yer. Rodos şehrinin 9 Km güneyide deniz kıyısında olan tesisin yetkilileri, yakın zamanda mideyi temizleyen su adı ile anılan kırmızı renkteki akar suyu, şişeleyip ihraç edeceklerini söylediler.
İTALYAN MİMARIN TASARIMI
Kalithea kaplıcalarının kuruluşu oldukça eskiye dayanıyor. Rodos adası İtalyan işgali altında 1927 yılında iken kaplıca suları için kapsamlı bir çalışma yapıldı. İnceleme sonucunda Kalithea sularının bir çok rahatsızlığa iyi geldiği tespit edildi. Tesisin tasarımı için sunulan projelerde 1928 yılında zamanının ünlü mimarı Pietro Lombardi’nin tasarımı kabul edildi.
Kaplıcanın merkezinde etkileyici hacimli kubbesinde yıldız şeklinde aydınlatma pencereleri olan Türk hamamı yer alıyor. Ancak kurna yerine oturaklı çeşme başları bulunuyor.
HOLYWOOD FİLMLERİNE PLATO OLDU
Rodos’un Doğal Tedavi Merkezi olan tesis aynı zamanda ünlü sanatçıların eserlerini sergiledikleri bir kültür merkezi olarak kullanılıyor. Tesis yağlıboya tablolar, heykel ve benzeri sergilere ev sahipliği yapıyor.
Kalithea Plajı, dünya sinemasının merkezi Holywood’un da ilgisini çekmiş. Akıllardan hala çıkmayan Telly Savalas ve Roger Moore’un başrolünü oynadığı "Atina’dan Kaçış" ve "Navaron’un Silahları" adlı filmlerin bazı sahneleri buradaki doğal ortamda çekildi.
LINDOS’TA ZAMAN DURMUŞ GİBİYDİ
Rodos’un doğusunda yer alan Lindos, beyaz evleri, dar sokakları, tepede bulunan kalesi (Akropolis) ile çok ilgi çeken bir belde. Araç trafiğine kapalı olan köyü, en güzel yürüyerek dolaşılabılıyor.
Lindos, tarihle doğanın iç içe geçtiği bir köşe. Lindos'ta Haçlı Kalesi ve Akropolis keşif noktaları oldu. Rodos Adası'nın huzur dolu bu köşesi hem tarihiyle hem de doğal güzelliğiyle gözler önüne serildi.
OSMANLI ESERLERİ BAKIMSIZDI
Görkemli Lindos Kalesi'nin karşısında duruyoruz. Aşağı doğru inmeye başlıyoruz. İner inmez kendimizi Lindos'un güzelliğine kaptırıyoruz. Lindos'ta tarih kokan daracık sokakları ile zaman durmuş gibiydi. Bembeyaz evlere bakmaya doyamıyorsunuz, gözleriniz kamaşıyor. Kaldırım taşlarıyla döşeli yollarda yürürken kendinizi bambaşça ir çağda hissediyorsunuz.
Köydeki Osmanlı kalıntıları ise bakım yapılmadığından harabeye dönmüştü. Bir Osmanlı çeşmesinin üstündeki yazı kazına kazına silinmişti. Türk mezarlıkları bakımsızlıktan yıkılmıştı.
Köyün merkezinde, son derece zarif çankulesi ile Panagias kilisesi, köyün tepesinde ise Lindos Akropolis ise aynı görkemini koruyordu.
YUNANLILARIN HEPSİ TÜRK
Türkiye’nin Anadolu köylerinde olduğu gibi evin kapısındaki merdivenlere oturup sohbet yapan Lindosluları gördüm. Bir yerlerde “Yunanlar kendisini İtalyan sanan Türklerdir” diye bir cümle okumuştum. Bu kapı önündeki sohbetleri görünce Yunanlıların hepsi Türk demekten kendimi alamadım. Kolay değildi. 600 yıl Osmanlı hakimiyeti onların davranışlarını bile etkilemişti.
AKROPOLIS'E “EŞEK TAKSİ” İLE ÇIKTIK
Lindos evleri, girişleri ile dikkat çekici bir özelliğe sahip. Kapıların çoğu ortaçağdan kalma ve eşikleri, avluları gibi dere çakılları ile mozaik olarak döşenmiş. Yükseldikçe, kasabanın ve limanın manzarası, göz kamaştırıcı şekilde etkilemeye başlıyor.
Büyük bir çaba ile akropolün sur duvarlarına gelmek yetmiyor. Asıl hedef , Büyük İskender, Truvalı Helen ve Herakles’inde ziyaret ettiği rivayet edilen İ.Ö.4.yydan kalma Athena Tapınağı‘na çıkmak. Lindos’tan 160 metre yüksekteki kaleye ulaşmak için dik merdivenleri çıkmak o kadar kolay değil. İmdadımıza Lindos’un “Taksi Eşek” sistemi yetişti.
13.yy.da St.Jean Şövalyeleri’nin yükselttiği ve burçlarla takviye ettiği kale duvarlarına tırmanarak, nihayet akropole ulaştık. Akropolisin içinde bulunan ve antik dünyanın en kutsal yerleri arasında bulunan Lindos Athena tapınağına eşek sırtında çıkarken oldukça eğlendik.
KENDİMİZİ DENİZE ATTIK
Adanın en turistik sahillerinden biri olan Lindos Plaj yürüyerek inilen, deniz-kum-güneş keyfi veren bir yerdi. Eşeklerle aşağıya doğru yaptığımız iniş hayli zahmetli olmuştu.
Öğle yemeğimizi, Lindos plajında bulunan Palestra Restoran’da yedik. Daha sonra ise kendimizi Lindos'un sığ ve tertemiz sularına bıraktık. Didim’in denizi gibi… Git git hâlâ dizinde olan denizdi. Aniden derinleşen ve kendinizi derinlere bırakacağımız deniz Bodrum’da kalmıştı.
Antik Lindos kentinin beyaz evlerini ve Lindos Kalesi'nin eteklerinde yüzme ayrıcalığını yaşadığımızı düşünüp sığ denize razı olduk.Oldukça renkli geçen günden sonra otelimize döndük.
TAVERNA ROMEO RESTORAN’DA AKŞAM YEMEĞI VE EĞLENCE
Rodos’un en meşhur tavernalarından biri olan Kale içindeki Romeo Restoran’da deniz ürünleri lezzetlerini tadarken, aynı anda Greek ve Türk müzikleri ile Yunanlı dostlarımız ile düşman çatlattık misali eğlencenin doruğuna vardık.
Sanatçı Ege ve Turkiyeturizm.com Ege bölgesi temsilcisi Zafer Baykal, söyledikleri şarkılar ile herkesi coşturdular.
DEVAM EDECEK
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.