1953 yılında Antalya’nın bir orman köyünde dünyaya gelen Ali İmdat Uçar, ev hanımı bir anne ile orman memuru bir babanın altı çocuğundan biri. İlkokulu doğduğu köyde okuyan Ali İmdat Uçar, ortaokulun bir yılını Manavgat, iki yılını da Korkuteli’de okudu. Uçar’ın kardeşlerinin biri İstanbul’da, biri Almanya’da yaşıyor, geriye kalanlar ise Antalya’da turizm-tedarik işleriyle uğraşıyor
Liseye Aksu Öğretmen Okulunda başlayan Ali İmdat Uçar ve 1971 yılında bu okuldan mezun oldu.
Ali İmdat Uçar yaşamını şöyle anlatıyor:
Aksu Öğretmen Okulunu bitirdikten sonra köy öğretmeni olarak tayinim çıktı. Antalya’nın Gündoğmuş ilçesine bağlı bir köydü bu. Bir yıl orada çalıştıktan sonra, tayinim kendi köyüme çıktı. Orada birinci sınıftan alıp dördüncü sınıfa kadar getirdiğim öğrencilerim oldu. Fakat uzun süre tayinimiz çıkmadı. Köyde sıkıntı içindeyiz ve kent yaşamına bir türlü ulaşamadık. Ben de ‘olmazsa istifa edip yükseğini okuyayım’ dedim.
Öğretmenlikten istifa ederek Balıkesir Necati Eğitim Enstitüsüne geçtim. Orayı bitirdikten sonra da İstanbul’a tayinim çıktı. Esenler’de İbrahim Turhan Lisesi var, orada görev yapıyordum.
12 Eylül döneminde. Kahramanmaraş olaylarından dolayı boykot eylemi yapmıştık. Sürgün sonrası tayinim Şişli’de Namık Kemal Ortaokuluna çıktı, oradan da geçici görevle Çemberlitaş Kız Lisesi’ne gittim. O arada da haftanın iki günü İtalyan Kız Ortaokulunda derslere gitmeye başladım. Öğretmenler boş günlerinde özel okullarda derse girebiliyordu.
Dört yılı Antalya’da köyde ve 10 yılı da İstanbul’da olmak üzere toplam 14 yıl öğretmenlik yaptım ve sonrasında öğretmenlikten istifa ettim.
Okulda müdür yardımcısıydım. Bu görevim devam ederken, okul müdürümüz, ‘seni başmuavin yapalım’ dedi. Milli Eğitim’e yazı yazdı ancak Milliği Eğitim’den ‘yöneticilik yapamaz’ diye yanıt geldi. Nedeni ise 12 Eylül döneminde yaptığımız boykot. ‘İnsanlar neden öldürülüyor’ dedik altı-üstü. Yani 12 Eylül’ün bana ikinci bir cezası oldu.
Bunun üzerine yöneticilikten tümden ayrıldım Haftanın bir günü tamamen, diğer günleri yarım gün boştu. O dönemler eşim de Büyükşehir Belediyesinde ekonomist olarak çalışıyordu. Şirketlerin defterlerini tutmaya başladık. Baktık ordan bir gelir elde ediyoruz. Bir de, öğretmen arkadaşım Tunç Gülbağ, Laleli’deki İGS mağazası ürün satış hesaplarını tutmamı önerdi.
Orada, şu anda çalıştığım şirketin patronu Doğan Erseven ile tanıştım. Onların da Laleli’de bitmek üzere olan bir otel inşaatları vardı. Doğan Erseven, birini buluncaya kadar, benden otelleri, Grand Ons’un iç hesaplarına bakmamı istedi. ‘Tamam ona da bakayım...’ dedim.
Doğan Erseven bir gün bana, ‘şu anda ne kadar maaş alıyorsun?’ diye sordu. 600 lira dedim. ‘Peki emekli olsan ne alırsın?’ dedi. Bir araba parası dedim. Bana döndü ve, ‘Sana iki katı maaş bir de araba, gel bundan sonra bizim otelde çalış’ dedi.
1987 yılında öğretmenlikten istifa ederek Doğan Erseven’in Grand Ons otelinde işe başladım. Dil yok, turizm eğitimi yok ama öğretmen okulunda aldığımız iyi eğitim ve insanlarla kurduğumuz iyi ilişkilerin çok büyük yararını gördüm, hala da görüyorum.
94 odalı bir oteldi Grand Ons. 1988 yılında dönemin en iyi 4 yıldızlı otellerinden biriydi. Müthiş bir talep vardı. Otel devamlı doluydu. Seri İsrail, İspanyol, Alman gruplar gelirdi. Fiyatlar o günün koşullarına göre gayet iyiydi. Dışarısı çok fazla nitelikli değildi o nedenle otel içi eğlence çok gelişmişti. Bir gecede bir kamyon bira sattığımızı hatırlıyorum.
İyi bir çekirdek kadromuz vardı. Genel müdür de orada orkestra şefi gibi bir konumda. Her departmanın kendi işini götürebildiği ahenkli bir işleyiş var. Şu andaki genel müdürlük için de aynı şey geçerli. Genel müdür otelin her işiyle tek tek ilgilenemez. Bu bir organizasyon. Şanslıyım, çok değerli çalışma arkadaşları denk geldi bana, bugün de öyle.
O dönem hızlı turizm eğitimi alabileceğiniz bakanlık-özel sektör iş birliği ile yapılan 4 aylık eğitimler vardı. Meslek liselerinin sayıları daha sonra artmaya başladı. Ben eğitim kökenli olduğum için bu işi eğitimli personelin yapması gerektiğinin farkındaydım. Daha sonra, Otelciler Birliği’nin yönetim kuruluna girdim. O zamanlar Otelciler Birliği, Türkiye Otelciler Birliği konumundaydı. Orada eğitim komitesi başkanıydım ve turizm eğitimiyle ilgili bayağı çalışmalar yaptık
Otelcilik mesleğini seçtiğim için memnunum ama otelcilik haricinde başka bir mesleği seçmek durumunda olsaydım, bu meslek psikoloji olurdu. Psikolojiye çok meraklıyım.