Nüfusumda yazıyor… İstanbullu annem Trabzon Beşikdüzü'nde Köy Enstitüsü öğretmeni iken , Köprübaşı'ndan Trabzon Sanat Okulu öğrencisi babamla evlenince, nüfusumuz oraya kaydoldu.
Babamın doğum yerinin eski adı Cida, yeni adı Dirlik Köyü… Köprübaşı’na bağlı… Köprübaşı, bir dönem Sürmene’ye bağlı mahalle idi… Şimdi ilçe oldu. Tarif ederseniz. Bir derenin çevresinde evler ve köprüler… Yani köprülerin başı… Bir de yukarı Güneşera, Aşağı Güneşara diye ayrım var… Köprübaşı denilen ve ilk iskan edilen bölgeye Güneşara adı verilerek uzun yıllar bu şekilde adlandırıldı. Daha sonra Şarki ve Garbi Güneşara olmak üzere iki muhtarlığa dönüştürüldü. Ama hepsi bir…
Trabzon’un fethinden sonra Orta Asya’dan gelen çeşitli Türk kavimleri Trabzon’a gelerek boş buldukları yerlere yerleştirilerek buraları iskan ettiler.
Osmanlı döneminde Barbaros Hayrettin’in gemilerindeki leventler buradan çıkmış. Kurtuluş Savaşı’nda Atatürk’ün yanında yer alıp en çok şehit buradan verilmiş. Bura halkı Türk ordusunun hep ön saflarında yer almış ve memleket uğruna can vermişler.
Köprübaşı. Bölgenin merkezinden akan ve kaynağı merkezden 40 km uzakta yaylalarda bulunan Manahoz Deresi etrafında yerleşen halk, yayaların geçişini sağlamak üzere m çok sayıda köprü yapmış ve köprülere çeşitli adlar vermişler. Baş köprü, büyük köprü, orta köprü vb. En son Sürmene ile Köprübaşı arasında en son yapılan köprüye köprülerin başı denilmek suretiyle, Güneşara denilen yerleşim yeri “Köprübaşı‘’ adını aldı.
Öyle bir yer ki… Herkes okumak için göç etmiş ve gittiği yerde kalmış… Okumayanlar burada kalmış. Çay, fındık toplayıp yaşıyorlar…
Trabzon, Doğu Karadeniz’in başkentidir. Kanun Sultan Süleyman bile Trabzonluydu……
Kanuni Sultan Süleyman, 10. Osmanlı Padişahı. 46 yıllık padişahlık döneminde Türk hakimiyeti doruk noktasına ulaşırken, Osmanlı en yüksek dönemini yaşadı. 27 Nisan 1495 tarihinde Trabzon'da dünyaya gelen Kanuni'nin babası Yavuz Sultan Selim, annesi de Hafsa Hatun'du.
Bizim sülalenin adı ise Mollaahmetoğullları… İsme bakarsan birileri ‘bize oy verir’ diyebilir.
Ama hiç te öyle değil… Altıntaş, Saral, Sancak, Kahveci. Aşık, Ekşi, Yıldız, Yazıcıoğlu, Zengin, Çebi ve İmamoğlu… Akrabalardan hatırlayabildiğim soyadları bunlar. Ama daha vardır.
Bunların arasında siyasiler de var. Turgut Özal’ın prensi Adnan Kahveci, eski bakan Eyüp Aşık, milletvekili İsmail Zengin, Vali Yazıcıoğlu hatırladıklarım… Hatta Halkevleri Başkanı Ahmet Yıldız… O dönemde sağcı, solcu, kenarcı, ortacı vardı… Ama hepsi Köprübaşı’dan dı.
CHP’nin “Her şey çok daha güzel olacak” diyen İstanbul’un seçilmiş Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’da Trabzon, Köprübaşı’ndan ve bizim akraba serisinden.
Kuymak, mısır ekmeği, fasulye kavurması ve hamsinin getirdiği zekayı ve soğukkanlılığı Ekrem İmamoğlu’nda görüyoruz.
İmamoğlu İstanbul’a Karadeniz yaylalarının serin, sakin havasını, doğal güzelliğini ve insanının sıcaklığını taşıyor.
İmamoğlu’nda kin yok, nefret yok… Sadece sevgi var.
“Haktan yana ve halktan yanayım” diyor.
“40 haneli Köprübaşı’ndan bir köylü çocuğuyum” diyor.
O kendisine saldıran beyni yıkanmışlara ise sadece sevgi gösteriyor.
Toplumu birbiriyle kucaklaşmaya çağırıyor. Birleştiriyor.
Birlik ve beraberliğin Türk milletinin özünde olduğunu hatırlatıyor.
Yıllardır siyasilerin ölçüsüz konuşmalarından yorulan Türk insanına, İstanbul’a doğru mesajlar vererek yalan dolandan uzak duruyor.
Ne kadar bir araya gelmesek te… Akrabam olduğu için insanlığıyla gurur duyuyorum.
İstanbul Ekrem İmamoğlu ile önce ‘sevgi’ ve ‘insanlık’ kazanacak.
Ondaki enerji ve doğru bakışın başta İstanbul olmak üzere Türk halkına çok faydalı olacağına inanıyorum.
Her şey çok güzel olacak…