• BIST 9724.5
  • Altın 2975.528
  • Dolar 35.0159
  • Euro 36.7713
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 7 °C
  • Antalya 14 °C

Adam olacak çocuk…

Faik Kaptan

Bu fotoğraf, nereden baksanız 70 yıllık. O gördüğünüz ufaklık ise benim.

Yer, Beyazıt’taki ünlü Beyaz Saray. Bana verilen cüzdan ise Garanti Bankası’nın İstanbul’daki başarılı öğrencilere verdiği ödül belgesi.

fotograf.jpgHikayesi; okursanız güzel.

Babam rahmetli Vehbi Kaptan TCDD’nin Yedikule’deki fabrikasında çalışıyor. Bizler de Kocamustafapaşa o zamanki adıyla Maşa sokak’da (Adı daha sonra Tayyareci Rıdvan Sokak oldu) oturuyoruz.

Kiralık olarak oturduğumuz ev benim tam 70 yıllık arkadaşım, kadim dostum Mete Ongan’ların evi. Bu eve en yakın olan okul ise, taştan bir yapı olan Kocamustafa İlkokulu’ydu.

İlginç bir çocukluk hayatım vardı. Okula 6,5 yaşında başladım. Önce onlar almak istemediler, ancak rahmetli annem Huriye Kaptan’ın ısrarı ile yapılan bir görüşme sonrası kabul ettiler. Sebebi de, ben o yaşta okumayı çözmüştüm. Sokaklarda bulduğum gazete parçaları bunun en büyük nedeniydi.

Fakat ben bu sefer okula gitmek istemiyordum. Amcam Rüstem Kaptan o dönemler Orman Fakültesinde okuyordu. Ara sıra bize geliyordu. Sonunda o götürmek istedi. Onun da yanından kaçtım. Annem sonunda beni zorla elimden tutup götürdü ve ilk derste ne olur ne olmaz diye yanımda oturdu. İkinci derste utandım onu eve gönderdim. Ondan sonra hiç bırakmadım ve okulda parmakla gösterilmeye başladım.

“ HURİYE HANIM TEYZE HADİ GENE İYİSİNİZ.”

İkinci sömstre devam ederken bir gün öğretmen beni çağırdı ve “ Annene söyle bu hafta sonu Cumartesi günü Beyaz Saray’a geleceksiniz. Sana ikramiye verilecek. Sakın unutma Vali’de gelecek” dedi.

Dedim ya benim kafa başka alemlerdeydi. Eve gelir gelmez çantayı fırlatıp doğru sokağa çıktım ve öğretmenin söylediklerini anneme söylemeyi unuttum. Ertesi gün mahallemizden aynı okula giden bir kız çocuğu, kapının önünü süpüren annemi görünce, “Hüriye hanım teyze , hadi gene iyisiniz. Faik ikramiyeyi aldı ” diye bağırarak söyleyip gitti.

Annem şaşkın bir şeyden haberi yok içerde ders çalışırken yanıma geldi. Ben de öğretmenin bana söylediğini söyledim. Tabi çok kızdı ama işin doğrusunu öğrenmek için başörtüsünü bağlayıp yakında ki okula gitti.

Okul dönüşü çok mutluydu. Gururlanmıştı. Hemen Mete’nin annesi rahmetli Sefire Hanım teyzeyle bunu paylaştı. O da çok sevindi. Evde bayram havası vardı. İnanın umurumda bile değildi. Benim aklım sokak da gazoz kapağı ve mesket oyunundaydı.

İKİ İKRAMİYE BİRDEN.

Sonuçta Cumartesi günü Annem, Babam ve kardeşim Hülya ile Beyaz Saray’a gittik. Muazzam bir salon. Bize gösterilen masaya oturduk. Bir baktım masada bol bol kurabiye ve sürahi ile limonata vardı. Tabi hemen yumuldum. Annem boyna elime vuruyordu, yavaş olmamı söylüyordu.

Bu arada ortalık.dalgalandı ve Vali Bey salona geldi. Valimiz Fahrettin Kerim Gökay’da benim gibi ufak tefekti ve lakabı da “Mini mini Valimizdi”.

Tören başladı Garanti Bankası İstanbul’daki İlkokullar da ki en başarılı iki öğrencisine 50 liralık ikramiye cüzdanı veriliyordu. Benim ismim okununca gittim. Ben cüzdanı alırken mikrofandaki kişi bana iki ödül olduğunu diğer ikramiyenin bütün İstanbul’daki en başarılı 5 öğrenciden birisi de olduğum için bir 50 lira daha kazandığımı söyledi.

Teşekkür ettim ve alkışlar arasında yerime oturdum. Babama baktım gurur abidesi gibiydi ve gülümsüyordu. Annem ise sanırım ağlıyordu.

Benim yine umurumda değildi gözüm kurabiyelerdeydi. Bu arada Vali ve diğer beş arkadaşla çektirdiğimiz o fotoğraf bizim elimize geçmedi. Dostlar o para gerçekten iyiydi. Babam 50 lirasını saklamış ve biz 1953’de Adapazarı’na göç ettikten sonra bana dört dörtlük bir sünnet düğünü yaptırdı.

İşte ben de o günden beri çok olmasa da ufak tefek tüm parasal işlemlerimi hep Garanti Bankası ile yaptım. Başka banka tanımadım. Yeni anlıyacağınız Vefa ben de sadece bir semt adı değil.

başlığını “ Adam Olacak Çocuk” koydum. Nedeni de benim adam olduğumdan değil, rahmetli Barış Manço’nun yaptığı o güzel programı hatırlattığı için oldu. Nur içinde yatsın.

Hatırlar mısınız, 1988 - 1998 yılları arasında Rahmetli Barış Manço’nun TV’ de sunduğu 7’den 77’ye adlı programın içinde (12-15 dakika) yer alan ve Manço'nun her hafta yaklaşık 5-6 çocuğu sahneye çıkartıp soru sorması ve şarkı söyletmesi ile programda yer alan bölüm vardı?

O ne güzel programdı. Şimdi ekranları dolduran evlilik, yemek, gibi abuk sabuk programları görünce hasretle anıyorum.

Sağlıkla kalın.

Bu yazı toplam 815 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.