Turizm acenteleri turizmin olmazsa olmazı. Bir dönem acenteler çok revaçta idi. İnternetin yaygınlaşması ve müşterinin otelini kendi görerek otel web sayfasından rezervasyon yaptırması ile acenteler yani konaklama sektöründeki aracı kurumlar rezervasyon yapmaz oldu. Aynı durum uçak biletlerinde yaşandı. Zaten zaman zaman turizmde çeşitli sebeplerle dalgalanmalar acente ve tur operatörlerini çok zor durumda bıraktı.
Korona işin acı biberi oldu. Acenteler çıkış yolu arıyor. 9 bin turizm acentesinden bahsediyoruz. En az 2 kişi çalıştırsa binlerce kişiyi buluyor. Şu anda personel çalıştırabilen çok az. Bu zorluklara rağmen halen turizm acentesi açmak isteyenlere acente açma belgesi Türsab tarafından veriliyor. Turizm acenteleri soruyor, acente sayısı neden dondurulmuyor? Herhalde vardır bir gerekçesi.
Acenteler ve tur operatörleri çeşitli gruplar kurarak, düşünceler üreterek işin içinden çıkmaya çalışıyorlar. Acenteler teknolojik dönüşümü geç fark ettiler. Hızlı uyum sağlayamadılar, teknolojik dönüşümde yani otel ile müşterinin internet ortamında buluşmasını önceden tahmin edemediler seyretmek durumunda kaldılar. Asıl darbe burada başladı. Uçak biletleri de aynı duruma geldi.
Şimdi neler yapılabilir?
-Acenteler kendi bölgelerinde alternatif turizm olanaklarını araştırarak, geliştirilmesi için çeşitli girişimlerde bulunarak, bölgelerinde bir araya gelerek çalışabilirler. Yani bölgesel iş birliği şart. Bunu kim organize edecek bağlı oldukları birliğin bölge yapılanmaları. Yani Türsab BYK.
-Bu iş çok uzun sürer derlerse birkaç acente bir araya gelecek bölgesel proje üreterek kalkınma ajansları ile işbirliği yapacaklar. Ama önce kendi aralarında işbirliği şart.
-Bölgesel organizasyonlar, küçük ama sürekli girişimler fayda getirecektir. Bu dönem insanlar daha çok dağ, doğa, açık hava arayacaklar. Sadece sanayi şehri diye bilinen Kocaeli’ de bile doğa turizmine yönelik bir çok rekreasyon, macera ve turizm faaliyeti var. Mevcutta yoksa da icat etmek gerekiyor. Ama çalışmak, ülkeyi yeni bir bakışla gözden geçirmek şart.
-A bölgesindeki bir acente, B bölgesindeki acente ile partner olacak. Bölgeler arası işbirliği. Bu konuda TÜRSAB bölge BYK’ ları çok donanımlı bu bilgiyi faaliyete geçirmeleri gerekiyor.
-Normalleşme süreci devamında insanlar temkinli davransa da iç turizm canlanacak. Bu dönem iç turizme çalışmak gerek. “Biz bize yeteriz“ mottosundan güç almak gerek. Yurt dışına pek çok kez çıkmış kişiler yurt içini bilmiyor.
-Türkiye destinasyon cenneti. Bu ülkede turizm acenteleri çalışamazsa hiçbir yerde acenteler iş yapamaz. Bu cennet ülkede hala keşfedilmemiş yerler var. Evet biliyorum döviz gelmeden bu kasa dolmaz ama bu dönem döviz getirecek turist zor bulunacak. Çarkı TL müşterisi döndürecek.
-12 ay turizme odaklanarak düşünmekte fayda var. Artık insanlar turizm faaliyetine daha çok zaman ayıracaklar. Gezmek cazip gelecek. Hem evde oturma limitleri doldu hem de gezmek, hayatı görmek cazip. Herkes ölümün yakınlığını bir kez hissetti.
-Bir başka konu da “Müşteriyi Yönetmek.” Turizm sektörü müşteriyi yönetemiyor. Ne demek istediğimi merak eden sektör ilgilileri ile ayrıca paylaşabilirim. Sektör ne yazık ki bu işe kafa yoran bizim gibi deneyimli iletişim/PR uzmanlarından faydalanamıyor. Ayrıca iç turizmin canlanması için başka bir konu daha var ama başka bir yazıya bırakalım.
-Sadece iş yapma modelini değiştirmek, bakmak, yeni yerleri fark etmek, olumlu ve müşteri gözüyle bakmak, farklı disiplinlerden faydalanmak gerek. Bazı acenteler “biz 40 yıldır bu işi yapıyoruz, uzaktan ahkam kesmek kolay” diyebilirler. Bu dönem hiç kimsenin fikrini, görüşünü küçümsemeden dinleme ve kullanılabilecek olanaklardan faydalanma zamanı. Ağlamaktan iyidir.
Turizmin Bütün Aktörleri Acentelere Destek Vermeli.
Acenteler değişim ve dönüşüme sanırım hiç bu kadar hazır olmamışlardı. Bu arada turizmin konaklama sektörü gibi diğer aktörleri de acentelere destek vermeli. Nasıl olacağını sektörün deneyimlileri biliyor.
Türkiye’de turizm sektöründe bu kadar deneyimli insan varken bu sektörün acenteler krizini aşması, yardımlaşması, birlikte fikir üretmesi ve uygulaması gerekiyor. “Küçük olsun, benim olsun” devri bitti. Turizm sektörü olarak “birlikte varız veya yokuz” devri başladı. Ekmeği herkes yesin, herkes doysun. Artık tıka basa doymak devri de bitti. Turizm aktörlerinin turizmle ilgili çözümleri acentelerle birlikte düşünmesi, acentelerin rollerini küçültmemesi lazım.
Zaman henüz geç değil. Turizmin mevsimi olmaz. Üstelik 12 ay turizm yapılabilecek bir ülkedeyiz. Acentelerin sakin düşünüp tecrübelerini değerlendirmeleri, belgelerinin ve tecrübelerinin değerini artırmaları, güçlendirmeleri gerekiyor.
Sözün özü; acenteler zor durumda. Müşteriler dahil, hep birlikte çözüme katkı sunmak, en azından konuya dikkat çekmek zorundayız. Hepimiz birbirimiz için lazımız.