Şubat ayının 14’ünde yeni bir Sevgililer Günü’nü kutlayacağız. Bundan bir süre önce bu günle ilgili bir yazı yazmıştım. O yazıyı, bazılarının ilginç bulacağını düşündüğüm için bir kez daha yayıma koyuyorum.
“14 Şubat Sevgililer Günü; aşkınızın değerinin günlerce önce vitrinlerde sergilenip, kesenize göre satışa sunulduğu bir gündür!” diye yazmıştım. Doğuşuyla ilgili bilgilere şüpheyle baktığım Sevgililer Günü için sizler ne düşünürsünüz pek bilemem ama; ben, kapitalist sistemin yaratmış olduğu çılgın tüketim toplumunun daha ama daha çok tüketmesi için analar, babalar, ve diğer günler gibi yarattığı sayısız günlerden sadece biridir diyebilirim.
Ama neden yılda bir gün? Sevdiğiniz bir insanı anımsamanız için, salt yılda bir gün, illa da birilerinin sizi dürterek, bazı şeyleri size anımsatması mı gerekiyor? 24 saat süren bazen de yapmacık olan bu oyun belli ki tezgahların çalışması, birilerinin ceplerini doldurması için sunulmuş insanlara.
Anladığım kadarıyla, 14 Şubat’tan geriye kalan yılın diğer günlerinde, biz sevdiklerimizi demek oluyor ki rahatlıkla unutmak ya da hiç anımsamamak hakkına sahibiz, öyle mi yani? Ya bir de parası olmayanlar; içinde yaşadığımız bu yokluklar ülkesinde, bu ve buna benzer günlerde ne yapsınlar peki? Sağdan soldan bulmaya çalıştıkları üç beş kuruş ile sevgililerine hediye mi alsınlar? Bu arada böyle anlamlı bir günde para bulabilmek için gasp falan yapanların haberini medya aracılığıyla duyarsanız da sakın şaşırmayalım olur mu? Siz şimdi bana “ Amma da abartıyorsun birader,yani bu insanlar sevdiklerine bir çiçek de mi alıp götüremezle bugün için?” sakın demeyin?. Biliyorsunuz böyle çok özel günlerde çiçekçiler çiçek fiyatlarını 2’ye 3’e katlayıp adeta karaborsa fiyatına satıyorlar.
Ben erkek tarafı olarak konuşuyorum. Zaten durum zamanımızda öyle bir hale geldi ki; artık küçük sevinçler ve mutluluklarla yetinmeyip, büyük beklentiler peşindeki insanların dünyasında, sevdiğinizin salt bir çiçekle gönlünü alabilmeniz; onun bugüne dek yaşamında her şeyi bol bol elde etmiş olması, yani her bir şeye iyicene doymuş olması gerekiyor. O doymuş insanın karşınıza çıkması ise, size şans oyunlarından büyük ikramiye çıkmasından farklı bir şey değildir, inanın. Örneğin sizin bugün kalbiniz çarpa çarpa, elinizde tuttuğunuz bir demet çiçekle sırıtarak kendisine doğru yaklaştığını gören sevgilinizin belki de ayıp olmasın diye yüzünde beliren zoraki gülücüğün ve size edeceği yarım ağız kuru bir teşekkürün altında “Acaba ben büyük bir yanlış mı yapıyorum. Bu adam beni ileride hayatta hiçbir türlü tatmin edemez, sonum hüsran olur mu?” gibi gizli bir düşüncenin yatmış olabileceğini de hesap etmenizde, geleceğinizin kararmaması bakımından büyük yararı olacağına inanıyorum ben.. Ama yine de siz bilirsiniz, benden salt uyarması..
Nice aşklarla kavrulup, sevgilerle çoğalmanız dileklerimle..
***
Aşk ve sevgi sözleri
En güzel aşk, hep beklenendir
En güzel kelimeleri kullanmışlar, bakışlarımızı koyalım biz aramıza!
***
Aşk; sokaklardaki kalabalıklarda çoğalan yalnızlığımızda; önce beynimize girip, sonra kalbimizden vuran ve hangi silahtan çıktığı belli olmayan serseri bir kurşundur.
***
Duygulardan yoksun kişi, gözenekleri tıkanmış ağaç gibidir..
***
Kalp yarılır aşk girer, kalp kırılır aşk biter...
***
Aşk, iki kişinin aynı noktaya bakmasıdır
***
Aşkın neresinden geriye dönülse kârdır
Çünkü o, sağlığa çok zarardır!
***
Aşkın gözü kör değildir, onun peşine düşenlerde kesin görme bozukluğu vardır!